Latin Amerika İslam’la Dirilecek
22 yıl papazlık yaptıktan sonra Müslüman olan Santos, ismini İsmail olarak değiştirmiş. Brezilya’lı Müslümanlar ona Hacı İsmail diyorlar. Hacı İsmail şu an bir davetçi. Şam da hem Arapça öğreniyor, hem de kurdugu internet sitesi vasıtasıyla Brezilya
-Müslüman olan Brezilya’lı eski Papaz:
Latin Amerika İslam’la dirilecek
SUNUŞ:
Müslüman olmadan önceki ismi İsrail Komis Duı Santos... Vatanı çılgın insanların ülkesi Brezilya... 22 yıl papazlık yaptıktan sonra Müslüman olan Santos, ismini İsmail olarak değiştirmiş. Brezilya’lı Müslümanlar ona Hacı İsmail diyorlar. Hacı İsmail şu an bir davetçi. Şam da hem Arapça öğreniyor, hem de kurdugu internet sitesi vasıtasıyla Brezilya’lıların İslam’la İlgili sorularını cevaplıyor. Hacı İsmail tam 248 Brezilyalı’nın Müslüman olmasına vesile olmuş. Tam bir Hristiyanlık uzmanı olan Hacı İsmail’in
ayrıca basılmaya hazır durumda olan 5 de kitabı var. Kitapların isimleri ise şunlar: “Nasıl ve niçin Müslüman oldum? Hristiyanları İslam’a nasıl davet edelim? Müslümanlar neye iman ediyor? Müslümanların Akaidi nedir?” Yaşı 60’a yaklaşmasına rağmen heyecanından hiçbir şey kaybetmemiş olan Brezilyalı eski papazla zevkli bir sohbet gerçekleştirdik. Hacı İsmail Santos’un anlattıklarını ilgiyle okuyacağınızı tahmin ediyoruz.
- Brezilyalı arkadaşlarım sizin bir zamanlar Brezilya’nın en meşhur papazları arasında olduğunuzu söylediler. Bu ünü nasıl elde ettiniz?
Şöhret hem Hristiyanlık hem de İslam’da övülen bir şey değildir. Çünkü şöhret insanı kibre sürükler. Kibir de dinler tarafından kötü görülen duyguların başında geliyor. Ben tanınmak için hiç bir zaman özel bir çaba göstermedim. Fakat dünyada Kitab-ı Mukaddes’in tamamını ezbere bilen sayılı papazlardan biri olmam ve aldığım eğitim, Brezilya’lıların beni tanımalarını sağladı.
-Ne tür bir eğitim aldınız? Okuduğunuz okullardan bahseder misiniz?
Babam papaz olmamı istediği için eğitimime 14 yaşımda başladım. 18 yaşıma geldiğimde ise Nübüvvet’in Sesi Kilisesi’ne kayıt oldum. Burada Kitab-ı Mukaddes’in tamamını ezberledim.
-Kitab-ı Mukaddesi ne kadar zamanda ezberlediniz?
3 sene de ezberledim. Fakat Kitab-ı Mukaddes’i ezberlediğim sırada başka ilimleri de okudum.
-Daha sonra...
Nübüvvet’in Sesi Kilisesi’ndeki eğitimimi tamamladıktan sonra, papazlar tarafından San Pauloya gönderildim. San Paulo’da Tanrı’nın Kilisesi isimli okulda 9 yıl daha eğitim gördüm. Bu 9 yılın ardından papaz oldum. Aldığım yoğun eğitim ve elde ettiğim başarılar nedeniyle San Paulo şehrindeki 5 kilisenin yönetimi bana verildi. Papazlık yaptığım sırada da eğitimimi sürdürdüm. En büyük üstadlarla 3 sene daha ders okudum. Bu 3 senenin ardından Prof. ünvanı kazandım. Müslüman olmadan önce 22 sene çeşitli kiliselerde papazlık ve yöneticilik yaptım.
-İslam’la nasıl tanıştınız? Müslüman olma serüveninizi anlatır mısınız?
İslamı daha önce de biliyordum. Papazlık eğitimi aldığım sırada hocalarım İslam’la ilgili bilgiler vermişlerdi. Fakat o sıralar edindiğim bilgiler salt eğitim amacı taşıyordu. Bundan dolayı da İslam benim için bir anlam ifade etmemişti. Taki 1997 yılına kadar...
-1997 yılında ne oldu?
1997 yılında Medde Kilisesi’nde yöneticilik yapıyordum. Bir papaz arkadaşım ziyaretime gelerek, benden kızıyla ilgili yardım istedi. Papaz arkadaşımın kızı Hristiyanlığı terk etmiş ve Müslümanların toplantılarına gidiyormus. Arkadaşım bu durumdan çok rahatsızdı. Benden kızıyla konuşup onu ikna etmemi ve kızını İslam’dan uzaklaştırmamı istedi.Ben de arkadaşımın isteğini kabul edip, kızı kiliseye davet ettim.
-Davetiniz kabul edildi mi?
Evet. Arkadaşımın kızı bir kaç gün sonra ziyaretime geldi. Onunla İslam hakkında tartışmaya başladık. Kızcağızın İslam hakkında pek fazla bilgisi yoktu. Fakat yeni iman etmesine rağmen çok sağlam bir imana sahipti. Arkadaşımın kızını ikna edemedim. Fakat o beni, Müslümanların toplandığı mekanı ziyaret etmeye ikna etti. Amacım İslam’la ilgili daha fazla bilgi edinip, bu sayede arkadaşımın kızını ikna etmekti. İki gün sonra San Paulo’daki Latin Amerika İslam Davet Merkezi’ni ziyarete gittim.
-İslam Merkezi’nde nasıl karşılandınız?
Tanınan biri olduğum için merkezdeki Müslümanlar beni görünce şaşırdılar. İlk olarak Lübnan’lı Ahmet Ali Sayfi isminde bir davetçi tarafından karşılandım. O beni merkezin mescidine götürdü. Mescidde Bilal isminde bir Brezilyalı ile tanıştım. Bilal daha önce ateistmiş. Müslüman olduktan sonra bütün hayatı değişmiş. Yüzünde etkili bir huzur ve sukünet vardı. Bilal’den bana İslam’ı anlatmasını istedim. 4 saat hiç konuşmadan Bilal’i dinledim. Anlattıklarından o kadar etkilenmiştim ki, konuşamıyordum. İçimde büyük bir ağlama isteği oluştu.
- Mescidde tanıştığınız Bilal, size İslam’la ilgili neler anlattı? Sizi etkileyen neydi?
Bilal bana önce Tevhid’i anlattı. Daha sonra İslam’ın ve Kur-an’ın emirlerinden bahsetti. Özellikle İslam’ın Tevhid anlayışı beni çok etkiledi. Uzun yıllar teloji eğitimi aldığım için,Tevhid’e dair emirler taşıyan her türlü görüşü rahatlıkla tesbit edebiliyordum.
-Bilal’le yaptığınız sohbetin ardından hemen Müslüman olmaya karar verdiniz mi?
Hayır.Bilal bana “Kur’an, İncil ve ilimler” isimli bir kitap hediye etti. 3 gün gece gündüz bu kitabı okudum. O kadar etkilenmiştim ki...Kitabı bitirdikten sonra İslam’ın Allah’ın dini olduğuna bütün kalbimle inandım. İslam’ın Tevhid anlayışı harikulade. Hristiyanlıkta ise Allah’ın yerinde kutsal sayılan tarihi şahsiyetler var. İslam Akaidi de çok sağlam ve güçlü. Ayrıca İslam sadece Hz. Muhammed’in getirdiği bir din değil; Hz. Adem’in, Hz. Musa’nın, Hz. Davud’un ve İsa Mesih’in getirdiği ilahi yolun devamı.
-Papaz olduğunuz dönemlerde de Hristiyanlığa karşı şüpheleriniz var mıydı?
Teoloji konusunda yaptığım araştırmalar geliştikçe, Hristiyanlığı sorgulamaya başladım. Sürekli olarak Allah’a, bana doğruyu göstermesi için dua ediyordum. Fakat Hz. İsa’ya karşı içimde büyük bir sevgi vardı. Kendi kendime; “Acaba İsa Mesih gerçekten Hristiyan mıydı, bütün nebiler Hristiyan mıydı?” diye soruyordum. Kitab-ı Mukaddes’de tevhide aykırı 500’e yakın bahis tesbit etmiştim. Ruhumda büyük bir ateş vardı. Hristiyanlık bu ateşi bir türlü söndüremiyordu. İslam’ı kabul ettikten sonra kalbim sukün buldu. İslam’ın bütün nebilerin dini olduğuna bütün kalbimle inanıyorum.
-Müslüman olduğunuz duyulunca çevrenizin tepkisi ne oldu?
Sonunda Müslüman olmaya karar vermiştim.Fakat nasıl Müslüman olacağımı bilmiyordum. Kitaplarda İslam’ı seçenlerin bunu insanlara açıkladıklarını okumuştum. Ben de ailemin fertlerini bir araya getirip onlara; “Ben artık Müslüman olmaya karar verdim. İslam nebilerin dinidir. Hz. Muhammed’de Allah’ın son peygamberidir”dedim. İlk tepkiyi eşim gösterdi. Bana “sen delirdin mi?” dedi. Çocuklarım benden evi terketmemi istediler. Babam ise; beni artık kendi çocuğu olarak görmediğini söyledi.
-Kilise sizin Müslüman oluşunuzu nasıl karşıladı?
Müslüman oluşumun duyulması kiliseyi ve bana bağlı olan 5 kilisedeki cemaatimi şok etti. Kilisedeki din adamlarıyla her gün toplanıp tartışıyorduk. Bana; San Paulo’daki Hristiyan din adamları arasında tanınan bir kişi olduğumu, bu nedenle kilisenin benim Müslüman olmamdan büyük zarar göreceğini söylüyorlardı. Haftalarca tartıştık. Ama beni ikna edemediler. Tartışmayla ikna edemeyince Büyük Kilise’nin müdürü Hristiyanlığa dönmem karşılığında bana para teklif etti. Ben de bunu asla kabul etmeyeceğimi söyledim. Bunun üzerine papazlar benim delirdiğime dair dedikodu çıkardılar. Kiliseden aldığım maaş kesildi. Artık eve de gidemiyordum. Kendi kendime eski halimle şimdiki halimi kıyasladım. Papazken ben insanlara yardım ederdim. Müslüman olduktan sonra yardım alacak hale geldim. Fakat bu durumum daha huzurluydu. Çünkü kalbim gerçeği, Tevhidi bulmuştu.
-Müslüman olduktan sonra neler yaptınız?
Arjantin’de Suudlu’ların açtıkları bir İslam Merkezi vardı. Orada 1 sene Akide, Kur’an, Hadis, Fıkıh ve davet dersleri aldım. Daha sonra yakınlarımdan başlayarak, insanları İslam’a davet etmeye başladım. 1 senelik davet çalışmamın ardından, başta hanımım ve 4 çocuğum olmak üzere yakın akrabalarımdan 17 kişi Müslüman oldu. Hanımım ismini Hatice olarak değiştirdi. Ben de İsrail olan ismimi İsmail olarak değiştirdim. Brezilya’daki davet çalışmalarım devam ederken, Suud Kralı tarafından Mekke’ye davet edildim. 2 ay Mekke ve Medine’de gözlem ve araştırmalar yaptım. Mekke ve Medine bana İslam hakkında yeni tecrübeler kazandırdı. Allah, Hz. Muhammed’e karşı kalbime büyük bir sevgi koydu.
Hac’dan sonra Brezilya’ya dönüp 2 sene daha davet çalışmalarına devam ettim. Kur’an’ı anlamak için arapçayı öğrenmeyi çok istiyordum. Allah bana hiç beklemediğim yerden bir imkan sundu. Şam’daki Fetih Üniversitesi’nin yöneticileri beni Suriye’ye davet ettiler. Şu an Şam’da hem arapça öğreniyorum, hem de kurduğum internet sitesi aracılığıyla Brezilya’lıları İslam’a davet ediyorum. 248 Brezilya’lı internet sitesi aracılığıyla yaptığım davet çalışmaları sonucu Müslüman oldu.
-Şu an Brezilya’da İslam ne durumda?
İslam’a Brezilya’da büyük bir ilgi var. Özellikle 11 Eylül olayı, Brezilya’da hatta bütün Latin Amerika’da İslam’a büyük bir ilginin oluşmasına neden oldu. İnanıyorum ki Brezilya, hatta bütün Latin Amerika İslam’ın çağrısına kulak verip yakında büyük bir diriliş gerçekleştirecek. Bizim ülkemizde kendisine İslam daveti ulaştırıldığında çok kısa zamanda Müslüman olacak bir çok insan var. Fakat şartlarımız çok kısıtlı. İslam’ı bilen davetçilere ihtiyacımız var.
-Eski bir papaz, yeni Müslüman olarak dinlerarası dialoğa nasıl bakıyorsunuz?
Böyle bir şey mümkün değil. Tevhid ile şirk kardeş olabilir mi? İslam Tevhid ve esenliktir. İslam dışındaki dinler ise şirkin çeşitleridir.
-İslam Dünyası’nın şu anki durumunu nasıl görüyorsunuz?
İslam Dünyası şu an uyuyor. Fakat bu uyku yakında son bulacak. Çünkü hadisler bize bu müjdeyi veriyor. Yapmamız gereken daha çok iş var. İslam davetini yeryüzünün her yerine ulaştırmalıyız. Müslümanlar Latin Amerika’ya ticaret yapmaya geliyorlar. Ticaret için gösterilen çaba İslam daveti ıçin de gösterilmeli.
-Brezilya’ya geri dönüş ne zaman?
9 yaşındaki torunum Necah okuyup alime olunca, Brezilya’ya geri döneceğim. Torunum Brezilyalı genç kızlara İslam’ı anlatacak.
Adem Özköse / Gerçek Hayat