Hüsnü Mahalli: Hedef Türkiye

Hüsnü Mahalli: Hedef Türkiye

Tunus ve Mısır'dan sonra Bahreyn'de olaylar başladı. Nüfusun çoğunluğunu oluşturan Şiiler, başkent Mename'de İnci Meydanı'nı doldurarak reform ve özgürlük istedi.

Bahreyn ve Suudi Arabistan Amerika'nın bölgedeki en önemli iki müttefiki. Körfez ülkeleri olarak bilinen Katar, Kuveyt, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi. ABD ile müttefiki Batılı ülkeler ve İsrail, bu ülkelerin yöneticilerini çok sever. Bu ülkelerde demokrasi, özgürlük ve insan hakları adına hiçbir şey yok. Ama yine de Amerikalılar bu ülkelerin krallarına bayılıyorlar. Çünkü son 50 yılda bu ülkeler ABD ve Batı'dan en az 3 trilyon dolarlık silah satın aldı. ABD ve Batılı ülkelerin petrol gereksinimini de bu ülkeler karşılar. Daha da önemlisi bu ülkeler ABD'nin bölge ile ilgili tüm pis ve karanlık projelerine hep destek verir. İşte bu nedenle Libya'ya müdahale eden ABD ve müttefikleri Bahreyn'e ilgisiz kaldı hatta destek verdi. Çünkü Bahreyn'de olası bir sarsıntı yukarda adını saydığım ülkelerin tümünü etkileyecektir. Çünkü bu ülkelerin tümünde Şii azınlıklar var ve hepsi İran ve Irak'taki Şiilerden etkilenmektedir. Yani Bahreyn'deki demokrasi söylemi Amerika'nın Şii-Sünni planlaması için bir süre daha kontrol altına alınmıştır. Durum böyle olunca demokrasi ve özgürlük isteyen Bahreynliler Amerika'nın hatırı için bir süre daha bekleyecekler. Batı'nın 'Büyük Oyun'unda sözcülük yapan El-Cezire televizyonu ise Bahreyn ile ilgili artık bir tek kelime bile söylemiyor. Başlangıçta Suudi Arabistan ve Ürdün'deki kıpırdanmalara büyük ilgi gösteren El-Cezire şimdi bu iki ülke ile ilgili olarak bir tek haber yayınlamamaktadır. Ayaklanmalar başlamadan önce İsrail ile işbirliği yaptığı yönünde belgeler yayınlanan Filistin Başkanı Mahmut Abbas'ı ise herkes unuttu. Amerikan işgali altındaki Irak ve onun Kürdistan'ındaki demokrasi ayaklanmaları ise hiç kimsenin ilgisini çekmemektedir.

Dün de söylediğim gibi ortada büyük bir oyun var.

Bu oyunda demokrasi, özgürlük ve bölge insanlarının refah, esenlik ve mutluluğu hiç kimsenin umurunda değil ve olmayacaktır. ABD ve genel olarak Batı'nın Tunus ve Mısır'da her şeyin normal gelişmesine izin vereceğini düşünenler ya da öyle sananlar yakında nasıl aldandıklarını anlayacaklardır. Çünkü gelen haberlere bakılırsa Washington ve Batılı başkentlerde Libya, Mısır, Lübnan ve Suriye ilgili çeşitli ama çok tehlikeli senaryolar konuşulmaktadır. Bu senaryoların ortak özelliği iç savaş, katliam ve kan olacaktır. Libya'da şu anda olup biten bu senaryoları yeterince kanıtlamaktadır. Bu senaryolara göre Suriye'de de benzer bir iç savaş hedeflenmektedir. Batı'da ikamet eden ve Batı'dan maddi ve manevi destek alan Suriyeli bazı Kürt parti yöneticileri geçenlerde Kandil'e gitti ve PKK yöneticisi Murat Karayılan ile bir araya gelerek ortak mücadele koşullarını konuştular. Bu durum elbette ve öncelikli olarak Türkiye'yi ilgilendirmektedir. Tıpkı Suriye, Irak ve bölgedeki tüm gelişmeler gibi. Bir daha söylemek durumundayım: Detay, süreç ve sonuçları ne olursa olsun Batı'nın bu coğrafyada örgütleyip sahneye koyduğu her şeyin hedefi Türkiye'dir. Çünkü bu coğrafyada adam gibi bir ülke varsa o da Türkiye. Çünkü yalnızca Türkiye bu coğrafyayı yeniden dizayn edebilir ve ediyordu. Zaman alıyordu ama doğrusu buydu. Doğrusu olduğu için de Batı bunun önünü kesti ve kendi yöntemlerine göre bölgemizi şekillendirmeye koyuldu. Libya'daki detaylara bakanlar bunun ne anlama geldiğini anlarlar. Keşke ülkelerimizde demokrasi olsaydı da Batı'nın tüm bu oyunları boşa çıkartılsaydı. Çünkü hiçbir akıl, mantık ve vicdan Suriye'de, Libya'da, Yemen'de, Bahreyn'de, Irak'ta ve coğrafyanın diğer ülkelerinde halka karşı işlenen provokasyon, zorbalık, cinayet ve katliamları açıklayamaz, kabul edemez ve affetmez.


Hüsnü Mahalli