Siirt'de Köylülere Yapılan İşkence 90'lı Yılları Hatırlattı
Hakkâri'nin Şemdinli İlçesinde 5 Ağustos Cumartesi günü PKK'liler ile çıkan çatışmada bir Özel Harekât Polisi hayatını kaybetti. Altınsu Köyü yakınlarında yaşanan çatışmadan sonra köye baskın yapan Özel Harekât polisinin bazıları köylüleri darp etti
Hakkâri'nin Şemdinli İlçesinde 5 Ağustos Cumartesi günü PKK'liler ile çıkan çatışmada bir Özel Harekât Polisi hayatını kaybetti. Altınsu Köyü yakınlarında yaşanan çatışmadan sonra köye baskın yapan Özel Harekât Polislerinin bazıları köylüleri işkenceden geçirerek gözaltına aldı. Emniyette de devam eden işkence hakkında suç duyurusunda bulanacaklarını ifade eden Avukat Selahaddin Yılmaz, “Özellikle bir grup özel harekâtçı aşırı bir baskı uygulayarak yani işkence tarzı uygulayarak insanları darp etti.” dedi. İşkenceye maruz kalan Mersinde yaşayan ve köye akraba ziyareti için gelen mağdurlardan Salih Tekin ise, “Kimlik tespiti bile yapmadılar bu işkenceyi yaptılar.” İfadelerini kullandı.
“HEM HAKARET EDİYORLARDI HEM DE DARP EDİYORLARDI”
Mersinde Gayri Menkul işleri ile uğraşan Bilgisayar Mühendisi işkence mağdurlarından Salih Tekin köye akrabalarını ziyaret için geldiğini belirterek yaşadığı dehşet verici olayı şöyle anlattı: “Köyün yakınlarında bir yerde sabah saatlerinde PKK'liler ile Polis arasında bir çatışma yaşanıyor. Çatışmadan sonra köy halkından birkaç kişinin evleri basılarak işkenceler altında gözaltına alıyorlar. Sabaha kadar işkence yapılıyor bunlara. Hatta eşlerine ve 6 yaşındaki kız çocuklarına varıncaya kadar dayaktan geçiriyorlar. Daha sonra kapıları kırarak köyün tümüne baskın düzenlediler. Hakaretler ederek köy sakinlerini dışarı çıkarırken kimliklerine, isimlerine bile bakmıyorlardı. Gece yapılan bu baskın sabah saatlerine kadar sürdü. Herkesi köy camisinin önüne topladılar. Zaten oraya getirene kadar işkence yaparak getirdiler. Hem hakaret ediyorlardı hem de darp ediyorlardı.” şeklinde konuştu.
“İŞKENCE YAPARKEN HERHANGİ BİR SUÇLAMA DA YÖNELTMEDİLER”
Hakaretler edilerek balık istifi panzerlere doldurulduklarını ifade eden işkence mağduru Tekin, “Emniyetin önünde panzerlerin kapılarını açtılar ve döverek 3. kata kadar çıkardılar. Bazılarımızın ellerini duvara yaslayarak bazılarını da sırt üstü yerde yatırarak o an ellerine ne geçmişse artık sopa, hortum gibi aletlerle bize işkence etmeye devam ettiler. Bu işleme saatlerce devam ettiler. Bizi iki gruba ayırdıktan sonra nezarete indirdiler ve orada bize psikolojik işkenceye devam ettiler. Bunu yaparken herhangi bir suçlama da yöneltmediler. Zaten kimlik tespiti bile yapmadılar bu işkenceyi yaptılar. Bazılarımızı savcılığa göndermeden serbest bıraktılar. Kalan grubu ise ertesi gün akşam saatlerinde serbest bıraktılar.” dedi.
“DOKTOR HEMEN EMNİYETİ ARADI”
İşkence gördükten sonra darp raporu almak için hastaneye gittiklerini söyleyen Tekin olayı şöyle anlattı: “Elif Çakır adındaki doktordan emniyette darp edildiğimize dair rapor almak istediğimizi söylediğimizde doktor hemen emniyeti arayarak darp ettiğiniz kişiler rapor almak istiyor dedi. Hemen ardından bizi hastaneden tekrar emniyete götürdüler. Ondan dolayı rapor alamadık ve almak için çabamız devam ediyor. Polislerin işkence ettikleri arasında yarın askere gidecek gençlerden tutun da 15-16 yaşındaki çocuklara kadar 30-40 kişi vardık. Hukuki süreci başlattık. Hem bize işkence eden polisler hakkında hem de rapor vermeyen doktor hakkında suç duyurusunda bulunacağız.”
“50-60 KİŞİ DARP EDİLMİŞ”
Toplamda 36 kişinin darp edildikten sonra gözaltına alındığını söyleyen mağdurların avukatlarından Selahaddin Yılmaz, “Polis memurunun hayatını kaybettiği çatışmadan sonra 12 ile 1 arası arama emriyle köye baskın yapıldı. Baskında hiçbir hukuksal boyutu olmayan müdahaleler yapıldı. İnsanların camları kapıları kırılarak içeri girildi, onlar zorla dışarı çıkartıldı, ailelerine hakaret edildi ve dövüldüler resmen işkence edildiler. Önceki gün itibariyle hepsi serbest kaldı. Ama hala yara bere izleri devam ediyor. Rapor almaya çalışıyoruz raporda sıkıntı yaşıyoruz. 50-60 kişi darp edilmiş bunların suç duyurularını topluyoruz yarın itibariyle savcılığa müracaat edip suç duyurusunda bulunacağız. Savcı ve kaymakamla da görüştük onlar da ellerinden geleni yapacaklarını ve idari soruşturmayı yürüteceklerini hukuki süreci yürüteceğini belirttiler şikâyetler olduktan sonra bizlerde üzerimize düşeni yapacağız dediler.”
“ÖZELLİKLE BİR GRUP ÖZEL HAREKÂTÇI AŞIRI BİR BASKI UYGULAYARAK İNSANLARI DARP ETTİ”
Daha önce de köye defalarca baskın yapıldığını ve sorun çıkmadığını dile getiren Yılmaz, “Bu olayda da usulüne uygun aranan evler var, polislerin uygun davrandığı evler var. Özellikle bir grup özel harekâtçı aşırı bir baskı uygulayarak yani işkence tarzı uygulayarak insanları darp etti. Yüzükoyun yatırdılar, yatırmakla kalmayıp bunları defalarca dövdüler. Tabi kadın çocuk hepsi belgesi var elimizde savcılığa sunacağız. Çoğu insanlar üniversite okuyup yaz tatiline gelen insanlar burada da değiller kimse çatışma olsun istemiyor kimsenin ölmesini kimse istemiyor. Uzun yıllardır yaşanmamış bir olay ama geçen yıl başka bir köyde yaşandı. Eğer biz şikâyetçi olmazsak eğer millet vurdumduymaz davranırsa sistematiğe dönüşecek. Yoksa daha önceki aramalarda biz hiçbir şikâyette bulunmadık. Hepsi düzgün geldiler, aradılar, geçen yıl da oldu kimse şikâyetçi olmadı. Bu sefer bunların içinde bir grup var onlar yaptılar.” şeklinde konuştu.
“YAŞLI KADINLAR DARP EDİLİYOR”
Olayın çok vahim olduğunu ve bu tür işkence olaylarının olmaması gerektiğini ifade eden Türkistan-Der kurucu üyesi ve Nitelikli Eğitim ve Araştırma Derneği Başkanı Azat Tekin Ulutaş, “Sayısal rakamlar net değil ama 350 Polisin köye baskın yaptığı söyleniyor. Erkekler çıkarılıyor kapılar kırılıyor erkekler meydana toplatılıyor annelerinin kardeşlerinin çocuklarının gözü önünde darp ediliyorlar. İtiraz edenler araya giren yaşlı kadınlar darp ediliyor ve araya giren eşlere küfürler ediliyor. 40'a yakın insan burada gece birden sabah 9'a kadar darp ediliyor. 9'dan sonra 40 kişi karakola götürülüyor 3 hücreli bir karakol oraya doluşturuluyor insanlar 5'er 4'er kişilik özel harekât polisleri bunların aralarına dalıp ha bire dövüyorlar. Köydeki bazı insanların suç işlediği yönündeki iddialar var. Fakat gidip suç işleyeni bulun. Bütün köyü, annelerin, yaşlı kadınların feryatları arasında köy meydanında döv bu olamaz bu kabul edilemez.” Şeklinde konuştu.
İŞKENCEYE UĞRAYAN KİŞİ GÖRÜNTÜ VERMEKTEN ÇEKİNİYOR
Bazı köylülerin işkenceye uğramasına rağmen görüntü vermekten kaçındığını ve memur olan akrabalarına da zarar verebileceklerini düşündüğünü dile getiren Ulutaş, “Çok feci şekilde işkenceye uğrayarak şu an evinde yatan ve durumu kötü olan mağdur bir kişi isim vermekten ve görüntü vermekten çekiniyor. Yaşadıklarını anlatamıyor çünkü olayın memur olan akrabalarını etkileyebileceğini düşünüyor. Bu olay bile başlı başına yaşanan olayın insanlar üzerinde nasıl bir psikolojik etki bıraktığını gösteriyor” dedi.
Kaynak: Doğru Haber