11 Eylül ve Sis Perdesi
Bugün, ABD tarihine damgasını vuran trajedilerin en büyüğünün yaşandığı 11 Eylül. Saldırıların üzerinden 11 yıl geçti, ancak olaylar üzerindeki...
Bugün, ABD tarihine damgasını vuran trajedilerin en büyüğünün yaşandığı 11 Eylül. Saldırıların üzerinden 11 yıl geçti, ancak olaylar üzerindeki sis dağılmadı. Bunlardan biri de kanserden ölmeye devam eden itfaiyeciler.
ABD'nin finans başkenti New York'a 11 yıl önce yapılan ve yaklaşık 3 bin kişinin yaşamını yitirmesine neden olan saldırılar, 11'inci yılında can almaya devam ediyor. Bugün yapılacak anma törenleri öncesi, kurtarma çalışmalarında maruz kaldıkları maddeler nedeniyle kansere yakalanıp ölenlerin sayısının 64'e çıktığı belirtildi. Dünya siyasetinde büyük kırılmaya neden olan 11 Eylül saldırılarının kurbanları, 11'inci yılda, New York'ta düzenlenecek çeşitli törenlerle anılacak. El Kaide tarafından 2001'de gerçekleştirildiği iddia edilen saldırı sonrası tamamen yok olan İkiz Kuleler'in yerinde başlatılan yeniden yapım çalışmaları geçtiğimiz yıl kısmen bitti. Ancak devam eden müze yapım çalışması kurumlar arasında çatışmaya neden oldu. Geçen yıl açılan ve kurbanların isimlerinin yazılı olduğu alana yapılan ziyaretler, halkın ve basının tepkisini çekiyor. Kurbanların isimlerinin yazıldığı taşlara oturulması ve üzerlerine kahve bardaklarının konulması saygısızlık olarak nitelendiriliyor. Anı alanına ulusal oyun alanı gibi davranılmasından yakınan yetkililer, ziyaretçilere "Biraz saygı gösterin" uyarıları yapmaya başladı. Ancak fotoğraf çektiren ziyaretçilerin mutlu yüz ifadeleri ile poz verip aileleri ile eğlenmeleri, saldırıda akrabalarını kaybedenlerin tepkisine neden oluyor.
"POLİTİKACILAR KONUŞMASIN"
Bölgesel bir sivil toplum kuruluşunun başkanı Marianne Pizzitola, 11 Eylül'ü Anma Müzesi'ne mektup yazarak durumdan şikâyetçi olduğunu belirtti. Pizzitola mektupta, ziyaretçilerin anı alanını park yeri olarak gördüklerini belirtti. Pizzitola, "İnsanlar gülüyor ve mutlu fotoğraflar çektiriyor. Birçok insan arkadaşlarımın isimlerinin yazılı olduğu taşlara sanki mutfak masasıymış gibi ellerindeki Starbucks karton bardaklarını koyuyor" diye yazdı. ABD'de büyük travmaya neden olan ve herkesin korkuyla televizyonlardan canlı izlediği saldırılar için yapılan anma törenleri de tartışmaya neden oluyor. Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi Vakfı, anma programlarının kamuya ait olduğunu savunarak politikacıların konuşma yapmasını istemedi. Ancak geçen yılki anma törenlerinde eski ve görevdeki iki başkan konuşma yaptı. Dünya Ticaret Merkezi'nin bulunduğu alanda yapılması planlanan müze projesi ise kurumlar arası maddi anlaşmazlık nedeniyle askıya alındı. Ulusal 11 Eylül Anıtı ve Müzesi Vakfı ile New York ve New Jersey Liman İşletmeleri, yapılacak milyonlarca dolar harcama konusunda anlaşmazlığa düştü. Ticaret merkezinin sahibi olan ve söz konusu müzeyi inşa eden Liman İşletmeleri, vakfın kendisine 300 milyon dolar borçlu olduğunu iddia ediyor. Vakıf ise projenin gecikmesinden ötürü aslında 140 milyon dolar borçlu olanın Liman İşletmeleri olduğunu iddia ediyor.
KANSER YAYILIYOR
110 katlı iki dev binanın uçakların çarpmasının ardından yıkılması ile çevreye yayılan kanserojen maddeler de can almaya devam ediyor. Saldırıda eriyen çelik, çevreye yayılan tonlarca uçak yakıtı ve yanan plastik, bölgede yaşayanları ve kurtarma çalışmalarına katılanları etkiledi. New York İtfaiye Departmanı, geçtiğimiz hafta kurtarma ve temizleme çalışmalarında yakalandıkları hastalık nedeniyle ölen 55 kişilik listeye 9 isim daha ekledi. Ancak bazı kurumlar saldırılara bağlı olan ölümlerin ülke genelinde bini geçtiğini belirtiyor. Kurtarma çalışmalarına katılan ve Sıfır Noktası işçilerinden oluşan 20 bin kişinin kanserojen maddeler nedeniyle tedavi gördüğü kaydedildi. World Trade Center Sağlık Programı ise 40 bin kişinin sağlık durumlarının izleme altında olduğunu duyurdu. Program yetkilisi John Feal, geçtiğimiz 7 haftada 3 polis, 2 itfaiye eri ve 1 işçinin kanserden hayatlarını kaybettiğini söyledi.
Binanın yapımında altına yerleştirilen nükleer bir bomba yardımıyla patlatıldığı ve ikiz kulelerin böyle yıkıldığı iddiası da gündeme getiriliyor.