15 Temmuz Direnişi’nin yıldönümü münasebetiyle

Türkiye’de demokrasinin varlığı ve işleyişi ordunun müsaadesine ve tahammülüne bağlıydı.Ordu demokrasiyi istediği zaman rafa kaldırır, istediği zaman raftan indirir, ne kadar münasip görüyorsa o kadar demokrasi uygulatırdı.

15 Temmuz Direnişi, bu askerî vesayet düzeninin sonunu getirdi. (Konu sadece FETÖ’yle mücadeleden ibaret değil. Sistemik bir devrim söz konusu.)

Demokrasimiz bugün de sorunlu olabilir ama o direniş sayesinde dört başı mamur bir demokrasinin potansiyeline sahip olduk

Dört başı mamur bir demokrasiyi kuvveden fiile çıkarmak ordunun müsaadesine ve tahammülüne değil siyasetçilerin iyi niyetine ve basiretine bakıyor; dolayısıyla, hangi siyasetçileri işbaşına getireceğine veya getirmeyeceğine, işbaşına getirdiği siyasetçileri orada tutup tutmayacağına karar verebilen milletin iradesine…

Söz artık gerçekten milletin.

Sunduğu imkânın hakkının şimdiye kadar layıkıyla verilmemiş olması, 15 Temmuz Direnişi’nin değerinden bir şey eksiltmez.

Suiistimal edilmesi de onun değerinden bir şey eksiltmez.

Farklı siyasi cenahlardan kitlelerin darbecilere karşı seferber olup militarizmin köküne kibrit suyu döktükleri 15 Temmuz 2016’nın “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” ilan edilmesi ve yıldönümlerinde o başlık altında kutlanması gayet isabetlidir.

Kutlu olsun.

Ve selam olsun 15 Temmuz şehitlerimize, gazilerimize.

(15 Temmuz 2021)

Bu yazı toplam 620 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar