28 Şubat Zulmüyle Özdeşleşen Bu Adamlar Şimdi Nerede?"
Diriliş Postası köşe yazarı Ferhat Ersin, "28 Şubat Zulmüyle Özdeşleşen Bu Adamlar Şimdi Nerede?" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Ersin'in yazısı şu şekilde:
28 Şubat 1997’de başlayan zulüm sürecinin üzerinden bir yıl daha geçti. Kahrolası o süreci yaşamış olanlar, o sürece şahit olanlar, o süreci ve o süreci yaşatanları bu yıl da lanetle andı.
TV’lerde belgeseller, gazetelerde ve dergilerde yazılar yayımlandı; o günü değerlendiren programlar tertip edildi.
Geçmişi unut/tur/mamak adına bu yapılanlar güzel, bu yapılanları önemsiyorum. Zira unutulan acılar tekrarlanır. Ancak benim merak ettiğim ve cevabını aradığım farklı bir konu var. O süreçte zulmün sembolü olan, insanlıktan çıkmışçasına başörtülü avına çıkan, başörtülülere zulüm ve işkence eden kişi/liksiz/ler vardı. Bu kişi/liksiz/lerin yaptıkları kameralara yansımış, fotoğrafları çekilmiş, medyada uzun uzun gösterilmişlerdi. O dönemin kalpleri kör, vicdanları sağır, merhametleri bitik, insaniyetleri yitik tipleri şimdi nerelerdeler gerçekten?
Yaptıkları zulmün, çektirdikleri işkencenin hesabını verdiler mi? Bunları bulup yüzüne tüküren birileri oldu mu yetkili ve etkili kişilerden? Yoksa hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam mı ettiler?
28 Şubat’ta attıkları manşetlerle, yazdıkları yazılarla zulmün artması için her türlü aşağılık kışkırtmayı yapan Ertuğrul Özkökleri, Fatih Altaylıları, Emin Çölaşanları, Uğur Dündarları ve onlara her imkânı sunan Aydın Doğanları, Dinç Bilginleri, Turgay Cinerleri, Mehmet Emin Karamehmetleri geçtik. Kemal Alemdaroğlu, Nur Serter, Kemal Gürüz gibi başörtüsavar, darbeseverleri de boş verdik. Ama en azından şunlar için bir şeyler yapıldı mı acaba?
İstanbul Üsküdar’da İHL öğrencilerinin eyleminde bir öğrencinin annesini darp eden, küfürler savuran, eylem yapan İHL kız öğrencilerine “Siz kendinizi bir b.k mu sanıyorsunuz?” diyecek kadar pespayeleşen Emniyet Müdürü Hasan Türk için bugüne kadar bir şey yapıldı mı? Yoksa bugüne kadar görevini hiçbir şey olmamış gibi yapmaya devam mı etti?
Sivas’ta Cumhuriyet Üniversitesi mezuniyet töreninde okul birincisi başörtülü öğrenciye konuşma hakkı vermeyen, ağzını kapatıp tartaklayan kıza, başörtülü öğrencilere yemin ettirmeyeceksiniz talimatı veren Rektöre herhangi bir şey yapılmış mıdır ya da yaptıkları ahlaksızlıklarla hiçbir şey olmamış gibi yaşamakta mıdırlar?
Yine her gördüğümde içimi acıtan bir manzara… Ortalarına aldıkları bir kız öğrencinin başını zorla açan emniyet amirleri ve polisler için bir şey yapılmış mıdır ki?
Adana’nın Kozan ilçesinde kompozisyon yarışmasında birinci olan 8. Sınıf öğrencisini sırf başörtülü olduğu için kürsüden indirten ve ödülünü verdirmeyen; ağlayarak yanına gelen küçücük kızın gözyaşlarına aldırmadan “Sen git, müdürün gelsin!..” diyen İlçe Milli Eğitim Müdürü Mutlu Canpolat, Kozan Kaymakamı Aydın Tetikoğlu, Garnizon Komutanı Hüseyin Çopur nerededir ve ne iş yapar? O gün yaptıkları için cezalandırıldı mı acaba bu kişiler? Yoksa hiçbir şey olmamış gibi yaşadılar, hatta görevlerinde terfi etmeye devam mı ettiler?
Şanlıurfa'nın kurtuluş yıldönümünde başörtüsüyle protokol tribününde oturan yaşlı bir teyzenin askerler tarafından yerinden kaldırılma sahnesi vardır ki insanı insanlığından utandırıyor. Önde teyzeyi oturduğu yerden kovan torunu yaşında bir subay ve oturduğu koltuktan zorla kalkan bir teyze… Bu subay ve o gün protokolde oturan tüm egosu ve rütbesi büyük, kendileri küçük hazirun için hiç mi bir şey yapılmadı acaba?
Daha bunlar gibi her gördüğümüzde içimizi acıtan, öfkemizi artıran onlarca sahne var… Bunları örnek olsun diye yazdık…
Acaba o günlerde hak, hukuk demeden, tüm kutsallarımıza saldıran, tüm Müslümanları aşağılayan mağdurlar ordusu oluşturan bu mağrur tipler, herhangi bir cezai müeyyideye tabii tutuldu mu? Bunlar tespit edilip haklarında gerekli işlemler yapıldı mı?
Eğer ki cevap “hayır” ise geç de olsa o dönemde zulüm değirmenine su taşıyanların tek tek tespit edilip haklarında işlem yapılmasını, yaptıkları zulümlerin hesabının sorulmasını devletimizden ve yöneticilerimizden bekliyoruz.