ABD ile İsrail arasında çatışma yakın
Obama ile İsrail arasında ilk çatışma, Kudüsteki ev yıkımlarından doğacak ABD ile İsrail arasında Doğu Kudüste Filistinlilere ait evlerin yıkımı konusundaki uzlaşmazlık giderek yoğunlaşırken...
"Obama ile İsrail arasında ilk çatışma, Kudüs'teki ev yıkımlarından doğacak" ABD ile İsrail arasında Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait evlerin yıkımı konusundaki uzlaşmazlık giderek yoğunlaşırken, Haaretz gazetesi, "Yeni Obama yönetimi ile İsrail'in Binyamin Netanyahu başkanlığında kurulacak yeni hükümeti arasındaki ilk çatışma konusunun muhtemelen Kudüs'teki ev yıkımları olacağını" yazdı.
ABD, ev yıkımlarının Yol Haritası'ndaki yükümlülüklerin ihlali anlamına geldiğini belirtirken, İsrail tarafı ise bunun bir iç mesele olduğunu ve Kudüs'ün gelecekteki muhtemel konumunun, ancak barış görüşmelerinin nihai aşamasında tartışılacağını savunuyor. Bu konuda görüşlerini belirten bir yetkili, "Bu konu, uyuşmazlıktan başka bir şey getirmez" dedi.
ABD yönetiminin bu konuya dikkatinin, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un bölge ziyareti sonrasında başladığı hatırlatılan haberde, Clinton'un İsrail'i bu konuda eleştirdiğine işaret edildi. Hillary Clinton, ziyareti sonunda, Doğu Kudüs'te Filistinlilere ait evlerin yıkımının, barış sürecine yardımcı olmayacağını vurgulamıştı. Filistinliler, Kudüs Belediyesi'nin evleri için ruhsat vermediğini ve yıkımların siyasi amaçla yapıldığını söylüyor. İsrail tarafı ise evlerin yasa dışı olarak yapıldığı gerekçesiyle yıkıldığını savunuyor. Kudüs Belediye Başkanı Nir Barkat da Clinton'un tepkilerine "Temelden yoksun" cevabını vermişti. Clinton'un eleştirileri sonrası ABD Dışişleri Bakanlığı İsrail'den konuyla ilgili ayrıntılı açıklama istedi. Nisan 2003 tarihli ve İsrail hükümeti tarafından onaylanan belgede, Filistinlilere karşı ev yıkımları gibi cezalandırıcı eylemlere başvurulamayacağı belirtiliyor. İsrail Dışişleri'nin üst düzey yetkilileri ise Amerikalı meslektaşlarına karşı, bunun cezalandırıcı veya siyasi bir tavır olmaktan çok, kentle ilgili yasal prosedürlerin gereği olduğunu savunuyor. Yıkım kararlarının, İsrail Adalet Yüksek Mahkemesi'ne yapılan başvurulardan sonra onaylanması halinde yerine getirildiği ve bunun bir iç mesele olduğu, ABD'nin karışmasının gerekli olmadığı ifade ediliyor.