ABD İsrail-Suriye savaşı çıkarabilir
ABD, İran'ın da karışacağı bir İsrail-Suriye savaşını bahane ederek İran'ı vurabilir
Bush yönetimindeki bazı muhafazakârlara göre, halk desteği İran'ın nükleer emellerine son verilmesiyle yeniden kazanılabilir. Buna göre ABD, İran'ın da karışacağı bir İsrail-Suriye savaşını bahane ederek İran'ı vurabilir
Siyonist oluşumu ve bölgedeki Amerikan çıkarlarını korumak, İsrail'in askeri açıdan Arap komşularına üstünlüğünü ve Körfez bölgesinden petrol akışını güvence altına almak ABD Başkanı Bush'un Ortadoğu'daki temel hedeflerinden. Irak'taki ABD savaşı sonrasında da Saddam'ın kitle imha silahlarını topraklarına kaçırdığı ve teröristlere kucak açtığı iddialarıyla, Suriye'ye saldırma yönünde entrikacı bir niyet vardı. Bu iddiaların asılsız olduğunun anlaşılması sonrası, Bush yönetimi BM Güvenlik Konseyi'nin İsrail'in yararına olacak biçimde Suriye'nin Lübnan'dan çekilmesine yönelik karar çıkarması için çalıştı. Suriye de Güvenlik Konseyi'nin isteklerine olumlu yanıt vererek Lübnan'dan çekildi. Bununla birlikte ABD, Suriye'yi tehdit etmeyi ve Lübnan'ın işlerine karışmamasını istemeyi sürdürdü.
İsrail geçen yaz Lübnan'a saldırdığında, planları arasında Suriye'yi vurmak da vardı. Suriye kaynakları da İsrail'den korkmadıklarını açıklamıştı. Sonrasında, Hizbullah'ın çetin direnişi nedeniyle İsrail hesaplarını gözden geçirdi. Zira kuzey İsrail kentlerini vurma başarısını gösteren ve Tel Aviv'i de vurmakla tehdit eden direniş karşısında Lübnan'daki hedeflerini gerçekleştirememişken, ikinci bir cepheyi nasıl açabilirdi ki? İsrail sonuçta savaştan yenilerek çıktı ve Suriye'yi vurma hayalini gerçekleştiremedi.
İran korkmuyor
Irak'ta şartların kötüleşmesi, ABD güçlerinin bataklığa saplanması, büyük can kayıpları vermesi, Demokratların Kongre'de Bush'a karşı başlattığı sert kampanya, Irak'la ilgili Baker raporu ve ABD'nin Irak'tan çekilmesine yönelik sık sık verilen tavsiyeler sonrasındaysa, yönetimin İran ve Suriye'yle Irak konusunda görüşmesini isteyen sesler yükseldi.
İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad da, Bush'a meydan okuyarak ülkesinin uranyum zenginleştirme hakkını kullanacağını ilan etti. Dahası nükleer tesislerine yönelik bir ABD saldırısına cevap vereceğini açıkladı ve İran'ın nükleer programını frensiz bir trene benzetti. Bu açıklamalara, İran'ın tatbikatları eşlik etti. Tatbikatlarda, ABD'yi Körfez'de vurabilecek füzeler kullanıldı.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın, ülkesinin şu ana kadar İran'ın nükleer tesislerine operasyon kararı almadığını yönündeki açıklamasına rağmen, bazı Amerikan kaynakları ABD'nin bu tesisleri ve kendisinin Körfez'deki varlığını tehdit eden mevkileri vurma niyetini ortaya çıkardı. Birçok uzmansa, böyle bir saldırının bölge ve Irak savaşının sonuçlarını halen yaşayan ABD'nin süper güç konumu üzerinde tehlikeyle dolu bir macera sayılacağını teyit ediyor. Fakat, Bush yanlıları Irak bataklığından çıkışın ve halk desteğinin artırılmasının, ancak İran'ın nükleer emellerine son verilerek mümkün olacağı görüşünde. Peki, Irak ve bölgedeki politikaları yüzünden Demokratlar ve Amerikan halkı tarafından her gün şiddetle eleştirilirken, Bush böyle bir yola nasıl girebilir?
Acaba Bush, İsrail'i, Suriye'yi de tahrik edecek ve İran'ın da katılacağı bir İsrail-Suriye savaşına sürükler mi? Böylelikle bu durum, ABD'ye İran'ın nükleer tesislerini vurmak için müdahale fırsatı verir mi? Bush'un kalan günleri bu sorunun yanıtını verecek; yanıt, Beyaz Saray ve dışişleri bakanlığında Irak, Filistin ve Lübnan konularında İran ve Suriye'yle diyaloğu destekleyenlerle, başta Bush ve yardımcısı Cheney olmak üzere bunu reddedenler arasındaki diyaloğa göre şekillenecek.
AHMED EL MURŞİD
(Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Haliç, 5 Mart 2007)