MUHAMMED HÜSEYİN FADLALLAH

İsrail, uçak, tank, füze ve suikastlarla sıradan vatandaşları hedef alan vahşi işgali kapsamında Gazze'ye geniş çaplı bir saldırı düzenliyor. Her gün ardında daha fazla şehit, yaralı ve yıkılmış ev bırakan bu saldırılar çocuk, kadın veya yaşlı gözetmiyor.
Bunun yanı sıra yerleşim birimlerinin sayısı artıyor; seçilmiş Filistin hükümetini düşürmeyi amaçlayan ABD-İsrail planı ve Arapların desteği yüzünden, Filistin halkını boğan vahşi proje bağlamında yerleşim ve tarım alanı olan Filistin topraklarını müsadere eden faşist duvar uzatılıyor.

Filistin, tüm bölgeye dair uzun vadeli bir Amerikan planına dahil edildi. İsrail, başta Hamas olmak üzere tüm Filistin gruplarının Hizbullah'ın Lübnan'daki konumuna gelmesi ihtimaline dair endişesini, saldırısına gerekçe olarak gösteriyor. Tüm bunlar, Hamas'ın komando birlikleri kurma, tanksavar füzeleri fırlatma ve gelişmiş silahlara sahip olma imkânından dem vuran İsrail medyası ve siyasetinin kışkırtmalarıyla yapılıyor. Mısır üzerinden Gazze'ye silah kaçırıldığı iddiasını da dile getiriyorlar.
Bu kışkırtmalar, saldırıları 'kendini savunma' adı altında meşrulaştırmak için yapılıyor. ABD'nin Filistinlilerin kendi topraklarını İsrail işgaline karşı savunmasını 'kendini savunma' olarak görmemesi dikkat çekici.
ABD yönetimi Filistin halkının saygın bir hayat hakkını tanımazken, İsrail'i ve yeni muhafazakârları destekleyen Amerikalı Yahudilerin de bu yönetimdeki etkileri artıyor.

Bizler, Arap ve Müslümanları Filistinlilere yönelik İsrail saldırılarına karşı seslerini yükseltmeye, Lübnan savaşı sırasında yaptıkları gibi sokaklara dökülmeye çağırıyoruz. Filistin halkının da bu saldırıyla mücadele etmek için bir ulusal birlik hükümetiyle hareket etmesini istiyoruz. Cünkü İsrail bir gruba karşı ötekinin yanında değil, herkese karşı. ABD'yse İsrail'in Filistin'in tamamına hakim olmasını istiyor; bunun için de önceden hazırlanmış planı dahilinde Avrupa ülkelerine toplanma çağrısı yaparak Filistinlilere gerçekleşmeyecek şeyler vaat ederek zaman harcıyor.
Arap hükümetleri de bu sessizlik ve siyasi vurdumduymazlığı sürdürdükleri takdirde heykelin herkesin başına yıkılacağını bilmeli. ABD, Irak ve Afganistan'da siyaset ve güvenlik açısından tam bir trajedi yaşıyor. Bush yönetimi, Afganistan'ı NATO güçlerini kullanarak kontrol altına alma planında başarı elde edemedi. Bu durum ABD'yi işgal ettiği bölgelere istikrar getirmesi umuduyla politikalarını dengelemek için İran ve Suriye'ye yönelmek zorunda bırakacak.

Irak halkı da her gün sivillere yönelik katliamlar yaşıyor. İşgal, insanları direnişi lekeleyen saldırılardan koruyamıyor. Bu saldırıları düzenleyenler, er ya da geç Irak'tan çekilmek zorunda kalacak işgal güçleri için bela oldu. Halklar halihazırdaki yönetiminden dolayı ABD'den nefret ediyor. ABD politikaları, küstahça stratejilerle temsil ettiği değerlere yönelik güçlü ret yüzünden başarısız olacak.
Lübnan da bir trajedi yaşıyor; siyasetçiler mezhep ayrımcılığı yapıyor. Siyasi seçkinlerin çizgilerine vatanseverlik adı veriliyor ama bu 'çizgiler' dış baskıyla iç sorunlar arasında kayboluyor. Zira, Lübnan'daki bölünmenin sürmesi isteniyor.


MUHAMMED HÜSEYİN FADLALLAH (Bahreyn gazetesi Vasat)