ABD ve İsrail'den Cunta'ya Destek
Mısır'da cuntanın askeri bir vesayet kurma planlarına karşı başlayan ikinci devrimci dalgası ve cuntanın destekçileri...
Mısır, 28 Kasım'da yapılması planlanan seçimlere yaklaşırken, askeri cuntaya daha fazla yetki veren anayasa değişikliklerinden kaynaklanan protestolar, ülkenin diğer şehirlerine de yayılmaya devam ediyor.
Press TV, Haç ve hilal Dayanışması Hareketinden Mark Glenn ile konuyu tartışmak amacıyla bir röportaj yaptı:
Röpörtajı sunuyoruz:
Öncelikle, protestoculara karşı alınan önlemler ile ilgili tepkilerinizi almak istiyorum
Bana göre, 8 ay önce fark etmeleri gerekeni yeni fark ettiler. Bilmeliydiler ki bu rejim, sadece Mübarek'in iktidardan uzaklaştırılması ile değiştirilemez.
Onarlın tüm yaptığı, bir otobüs şoförünü, diğeri ile değiştirmektir. Benim ve diğer insanların, son bir yıl içinde gördüğümüz şey, Amerika ve İsrail'in, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve bölgedeki diğer ülkelerin, Amerika ve İsrail'in çıkarları ile ters düşmeyecek bir rejim altında idare edilmelerini sağlamaya çalışıyor.
İnsanlar sokaklara dökülüp sloganlar atıyorlar fakat devrimi gerçekleştirmenin yolu bu değildir. Şuanda bile sokaklarda gördüğümüz şiddet, aslında hiçbirşeyin değişmediğini gösteriyor. Onlar, sadece bir despottan kurtuldular fakat sistem aynı şekliyle kaldı ve yaklaşan parlamento seçimlerinde de pek bir şey değişecek gibi görünmüyor.
Askeri cunta, seçimleri 28 Kasım'da yapmaya kararlı. Özgürlük Meydanında gösteriler yapan halk ise, kendi taleplerinin de karşılanmasını bekliyor. Sizce bu karşılıklı restleşmenin sonu ne olacak?
Biliyoruz ki güç, silahtır ve Mısır halkı, silahlı güç bakımından ordu ile eşit değildir.
Unutulmamalıdır ki Mısır, askeri donanımını ve eğitimini ABD'den alıyor. Dolayısıyla Mısır, Tahriri Meydanı veya herhangi başka bir bölgeye karşı kullanılabilecek birçok silaha sahip.
Fakir Mısır halkının yapabileceği tek şey grevler düzenlemek ve işe gitmemektir. Fakat fakir Mısır halkı bunu nasıl yapabilir?
Zulüm, kolaylıkla ortadan kaldırılamaz ve de baskı gören halkın güç kullanmadan bunu başardığı çok nadirdir. Bu konuda iyi haberler getirmek isterdim fakat, görülüyor ki sistem, aynı şekliyle kaldı ve Mısırlılar, bir diktatörlüğü diğeriyle değiştirmiş oldular.
Peki, Kahire'deki Özgürlük Meydanında olanlarda esinlenen dünyadaki diğer ayaklanmalar açısından, bu durum ne ifade eder?
Yine oturup, önümüze bir kâğıt bir kalem koyarak hesaplamalıyız. Gerçekte ne oldu? Hükümet sistemlerini değiştirdiler mi? Halkın istekleri karşılandı mı? Hayır"
Bunun kanıtı, hala askerlerin sokaklarda şiddet uyguluyor olmasıdır. Dolayısıyla, bölgedeki diğer isyan hareketlerinin de bu konuda pratik düşünmesi lazım. Sokaklarda idealler için savaşırken kendinizi kaybetmeniz, hayallerinizin, mantığınızın önüne geçmesi kolaydır fakat bilmeliler ki kendilerine karşı mücadele verdikleri insanlar iktidarda kalmaya devam edecek gibi görünüyor.
velfecr