ABD ve İsrail'in Arapları bölme planı
ABD ve İsrail, Ortadoğu'da direniş yanlılarıyla teslim olmayı seçenler arasında çekişme yaratarak Arapları bölmek istiyor.
ABD ve İsrail, Ortadoğu'da direniş yanlılarıyla teslim olmayı seçenler arasında çekişme yaratarak Arapları bölmek istiyor. Bu bildik oyun direnişin itibarını zedeliyor, Araplar iç çatışmalara derhal son vermeli
ABD Irak'ı işgal ettiğinden bu yana Iraklıları korkutmak amacıyla, direnişi bazen Saddam Hüseyin'le, bazen de Kaide liderlerinden Ebu Musab el Zerkavi'yle bağlantılı kılarak lekelemeye çalıştı. Şu anda da, Irak direnişiyle yaşanan patlama, suikast ve ölümleri ilişkilendirerek bu oyunu sürdürüyor. İsrail de geçmişte bu oyunda ustalaşmıştı. Fedaileri önce yıkıcı güçler, ardından da terörist diye nitelemişti. Şimdiyse maalesef tuzağa düşerek birbirleriyle savaşan Hamas'la Fetih arasındaki fitne ateşini tutuşturmak suretiyle oyununu sürdürüyor.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice'ın tanımına uygun bir Ortadoğu oluşturma hedefi kapsamında, Amerika ve İsrail Lübnan'a karşı da aynı yöntemi uygulamaya çalışıyor. Zira geçen yaz yaşanan savaştan bu yana İsrail, Lübnan halkını Hizbullah'ın temsil ettiği direnişe karşı kışkırtmaya çalışıyor.
Direniş hedefinden saptı
ABD ve İsrail, Irak, Filistin ve Lübnan'da direnişe komplo kuruyor, direnişi karalıyor, işbirlikçilerin yardımıyla üç toplumdaki iç çelişkileri kullanıyor. Bu iki emperyalist devlet, direnişi lekelemek ve temel hedefinden uzaklaştırmak için fitne çıkarmakta başarılı oldu. Direnişin temel hedefi, Arap eklemlerini parçalamayı amaçlayan emperyalist planlara ve komplolara karşı koymaktır. Bazı önemli Arap ülkelerinin isteyerek veya korktukları için ABD-İsrail planlarına destek vermesi de cabası... Hatta ABD, planlarını destekleyenleri 'ılımlılar' diye, karşı çıkanları da 'aşırılar' diye niteleyerek Arapları bölme planını açıkça dile getiriyor. Arapların Amerikan ajandası doğrultusunda hareket ettiklerini söylemek de abartılı değil.
Zira, Arap bölgesinin haritasına bakanlar, Arapların birbiriyle çatışan iki taraf arasında tam anlamıyla bölündüğünü görecektir.
Birinci taraf, ABD ve İsrail hegemonyasının bütün şekillerine direniş. İkincisiyse, Amerika'nın ve Siyonistlerin planlarını kabul etmek isteyenler. İki taraf arasındaki çekişme çerçevesinde Irak'ta yaşanan ölümler bölünme tehdidi düzeyine ulaşıyor. Keza Filistin ve Lübnan'daki olaylar da öyle. Irak ve Lübnan'da olaylar mezhep ayrımcılığı temelinde meydana geliyor. Yani Amerikan planını destekleyen Iraklı Şiilerin karşısında planı reddeden Sünnilerin direnişi var. Lübnan'daki Şiiler Amerikan projesine direniyor, Sünniler, bazı Hıristiyanlar ve Dürziler destek veriyor. Mezhep temelinde yaşanan taksimlerin ABD-İsrail komploları bağlamında belirginleştiğini söylemek mümkün.
Hamas-Fetih kavgasının sebebi ABD-İsrail projesi
Bu durum da, Şii-Sünni ihtilafının dış güçlerin ajandası doğrultusunda ortaya çıkan yapay bir çekişme olduğunu ispatlıyor. Fakat işin özü, direnişle teslimiyet projeleri arasındaki anlaşmazlık. Filistin de tam bu kalıba uyuyor. Zira Hamas-Fetih kavgasi, direnişle Oslo yöntemi arasındaki anlaşmazlığın yansıması. Maalesef Filistin, Lübnan ve Irak'ta yaşananlar, direnişin kan kaybetmesine yol açıyor.
Bu alışılmış oyun, Arapların yapay anlaşmazlıkları engelleyip dayatılan politikayı reddetmek için bilinçlenmesini ve ciddi biçimde harekete geçmesini gerektiriyor. Ayrıca Arap vatanında direnişin yüceltilmesini, ABD ve İsrail'e karşı ortak bir tavır oluşturulmasını ve silahların kardeşlere değil, düşmana yöneltilmesini de gerekli görüyor, ki böylelikle Sykes-Picot anlaşmalarına rahmet okuyacağımız bir gün gelmesin.
AHMED EL KENANİ
(Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Beyan, 3 Şubat 2007-Radikal)