Rubin, AEI (American Enterprise Institute) tarafından gelecek hafta yayınlanacak raporunun bir kopyasını Hürriyet’e verdi.

Rubin, raporunda, KDP lideri Mesud Barzani’nin iç yönetimde baskıcı ve yolsuz bir diktatör gibi hareket ettiğini, dış ilişkilerinde "iki yüzlü" davrandığını, İran’ı ABD’ye karşı ve ABD’yi de Türkiye’ye karşı kullandığını belirtti.

Rubin, ABD’nin Kuzey Irak Yönetimi ile ilişkilerinde sertlik sergilemesi gerektiğini kaydetti.

Ünlü uzman, TBMM’nin, 1 Mart 2003’te Amerikan kuvvetlerinin Türkiye’den ikinci cephe açmasına izin verecek olan tezkereyi reddetmesi ile birlikte ABD ve Iraklı Kürtler arasında "romantik bir ilişki" doğduğunu ve Pentagon’un Kürtler’e büyük bir sempatiyle yaklaştığını ifade etti.

HEDİYEYE BOĞUYORLAR

ABD’li diplomatların, törenselliğe ve protokole sıkı sıkıya bağlı olan Türk muhataplarını fazla sevmediğini, buna karşılık, Kürtlerin, konukları olan Amerikalılar’ı mükemmel yiyip içirdiğini, ipek halı ve mücevherlerle hediyelere boğduğunu ve hatta "kadınlarla ilişki" bile sağladığını yazdı. Rubin, Irak’ta görev yapan ve Beyaz Saray’a yakın birçok "önemli" Amerikalı yetkilinin kamu hizmetinden ayrıldıktan sonra "Kürt lobicisi" olduğuna dikkat çekti.

Rubin, ABD’nin, Kuzey Irak’ın bir "demokrasi modeli" olmasını istediğini, ancak, Barzani ve Talabani’nin bölgeyi "aile diktatörlüğü" ve çok sıkı bir "güvenlik-istihbarat" denetimiyle yönettiğini yazdı. İki grubun da boğazına kadar yolsuzluğa battığını belirten Rubin, Barzani’nin iki milyar dolar ve Talabani’nin de 400 milyon dolarlık servete sahip olduklarını kaydetti.