Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

ABD’nin oyun planı sürdürülebilir mi?

James Jeffrey 2016 yılında Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’e verdiği mülakatta ““Erdoğan sevilmiyor Batı’da, çünkü yaltaklanmıyor ve hataları yüzümüze söylüyor ” diyen adamdı. Türkiye’de eski bir Amerikan Büyükelçisi idi. Şimdilerde Türkiye – Amerika ilişkilerindeki gerilimi gidermek için bölgede temaslar yürütüyor. Türkiye ile gerilimi gidermek, bütün bir Ortadoğu’daki gelişmelerle bağlantılı olduğu için de bölgeyi turluyor. Meselenin en sıcak yanı PKK - PYD ile ilişkiler. Şöyle bir sorunun cevabı önemli: -Acaba Amerika, PYD’nin Fırat’ın doğusundaki varlığına Türkiye’nin razı olabileceğine dair bir ümit taşıyor olabilir mi? Türkiye’den bakıldığında buna yönelik hiçbir ihtimal bulunmadığını söylemek mümkün. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda duruşu da nettir, diğer devlet yetkililerinin tavrı da. Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü en net biçimde “Bizim için PYD’nin PKK’dan farkı yok, Türkiye onun orada yapılanmasına göz yummaz” dediler. Soruyu tekrarlayalım: -Acaba Amerika, bakmayın siz Türklerin böyle söylediğine, biz ne yapar eder onları PYD’ye razı ederiz, gibi bir umut içinde midirler? *** Jeffrey, Türkiye, PYD ile ilgili görüşünü bin kere açıkladıktan sonra bile daha dün “Biz PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz” deyiverdi. Garipsiyoruz çünkü Jeffrey bunları bir başka Amerikalı’nın (ABD’nin Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu müsteşar yardımcısı Matthew Palmer) PKK’nın üç tepe isminin başına (Karayılan, Bayık, Kalkan) ödül koyduğunu açıkladığı günün ertesinde söylüyor. Jeffrey Tayyip Erdoğan’ı tanıyor, onun “Bir gece ansızın gelebiliriz” sözünü Fırat Kalkanı’ndan sonra bir kere de Fırat’ın doğusu için söylediğini biliyor ve ekranlarda adeta PYD’ye sağlanan Amerikan silah ve mühimmat görüntüleri ve ortak devriye fotoğrafları üzerine düşercesine PYD’ye meşruiyyet sağlamaya yöneliyor. Amerika ne yapıyor? Amerika ile “Suriye’de Esed devrildikten sonra iktidara kim gelecek?” sorusu sorulduğundan beri ayrı yerlerdeyiz. Suriye bataklığı Amerika’nın yan çizmesinin ürünü oldu. Yan çizme, PYD’ye Kobani’de kanton oluşturma hesabını getirdi. Suriye’de kantonlaşma ümidi, Türkiye’de çözüm sürecini torpilledi. Çünkü PKK’ya “Siz de orada kantonlaşabilirsiniz” ümidi verdi. Hendek çılgınlığı oradan türedi. Türkiye ister istemez terörü fiili güçle yok etme yolunu seçti. Amerika, PYD oyununu sürdürüyor. Suriye hesabı allak bullak oldu. Türkiye, Amerika’yı hizaya getirmek için uzuunca bir yolu yürümek zorunda kaldı. Amerika işi nasıl toparlarım arayışı içinde takla atıp duruyor. Bölge ülkelerinde ümüğünü sıkabildiği kadrolarla İsrail güvenliği ekseninde bir yapılanma oluşturmaya çalışıyor. Ama Türkiye’yi ne yapacak? Türkiye de Amerika’nın ihmal edilemeyecek bir güç odağı olduğunu görmezden gelmiyor. Buna rağmen, kendi güvenliğini şu veya bu takvimde tehlikeye atacak bir sürece göz yummaya razı değil. Amerika Suriye’de Türkiye ile sıcak ortamda karşılaşmak ister mi? Sanmıyorum. Türkiye de Amerika ile sıcak bir teması arzu etmez. Şu anda iletişim bu hassas ama gerilimin günden güne yükseldiği bir dengede sürüyor. Amerika, Türkiye’nin kararlılığını nasıl anlar? Şu anın hayati sorusu bu. Amerika “Biz burada iken Türkiye Fırat’ın doğusuna harekatı göze alamaz” gibi bir hesap hatasına düşmemeli. Türkiye’nin “Beka kaygısı”nı besleyen her türlü tavrın düşmanca görüleceği gayet açıktır. *** TEŞEKKÜR: Her türlü vasıta ile ulaşan tebrik ve dilekler için kalbi şükranlarımı arzediyorum. Rabbim yollarımızı açık etsin. Karargazete

Bu yazı toplam 936 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar