ABD'nin yeni hedefi İran ve Suriye
ABD, 'ılımlı' Arap hükümetleriyle birlikte Şam ve Tahran'a karşı yeni bir cephe kurmak istiyor;
ABD'nin yeni hedefi İran ve Suriye
ABD, 'ılımlı' Arap hükümetleriyle birlikte Şam ve Tahran'a karşı yeni bir cephe kurmak istiyor; hiçbir siyasi öneri getirmeyip sadece ek asker göndermeyi içeren yeni Irak stratejisinin uzun vadedeki hedefi Suriye ve İran. Fakat Bush yönetimi bölgede çoktan yenilgiye uğradı
Arap dışişleri bakanları Kahire'de yaptıkları son toplantıda, ABD'li meslektaşları Condoleezza Rice'tan 'ılımlılar ekseni' ifadesini kullanmamasını rica etmişlerdi. Zira bu ifade onları sıkıntıya sokuyor ve Şii azınlıkları Arap rejimlerinin istikrarını tehdit edecek biçimde harekete geçiriyor. Ancak, ABD Başkanı George W. Bush, dün yaptığı konuşmada bu tavsiyeyi dikkate almayarak, ülkesinin Irak'ta kaybetmesinin Mısır, Ürdün ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin çöküşü anlamına geleceğini ifade ederek yeni Irak stratejisine de bu ifadeyi dahil etti.
Başkan Bush bunu kasıtlı olarak yaptı. Zira yeni pakt çoktan kuruldu
ve Bush'un yeni stratejisi kısa vadede Irak'ı hedef alıyor gibi görünse de
uzun vadeli hedef İran ve Suriye.
Mısır çoktan 'teslim oldu'
ABD başkanının konuşmasını yapmasının üzerinden daha 24 saat geçmeden, Mısır resmi haber ajansı, Başkan Hüsnü Mübarek'in Usbu gazetesinde Irak'a direkt müdahalede bulunmaması ve bu ülkeden elini çekmesi için İran'a yaptığı çağrıyı aktardı. Mübarek açıklamasında, "Irak'ta şartlar hızla kötüleşiyor ve bölünme derinleşiyor. Irak halihazırda bir iç savaş yaşıyor; bütün bunlar da Arapların ulusal güvenliği ve kimliği için tehlikeli bölünme riski yaratıyor" ifadesine yer verdi.
Sanki, Irak'taki Amerikan müdahalesiyle, 140 binden fazla Amerikan askerinin, 25 bin askerlik çokuluslu gücün ve 8 bin Britanya askerinin varlığı övünülecek bir müdahale ve bu durum Arapların ulusal güvenliği için hiçbir tehlike oluşturmuyormuş gibi! Sanki Amerikan işgali ve Bağdat'taki Arap rejiminin düşürülmesi nedeniyle İran'ın Irak'a müdahalesi, Arapların karşı koymak için birleşmesi gereken en büyük tehlikeymiş gibi! Irak çöküş ve iç savaş yaşıyor; ABD'nin skandal yaratan hataları, Arapların sessizliği, hatta Mısır gibi ülkelerin işbirliği sebebiyle parçalanmanın eşiğinde duruyor.
İran, Irak'ta, Bush yönetiminin ve Irak'taki yöneticilerinin yaptığından fazlasını yapmadı. Kaderin cilvesi şu ki, İran'ın müttefikleriyle koalisyon yapan, onları destekleyen, iktidara getiren, milisleri eğiten, silahlandıran, güvenlik güçlerine ve yeni Irak ordusuna sızmalarına izin veren ABD'nin ta kendisi.
Araplar maalesef Beyaz Saray nezdinde birer 'av köpeği' oldu. ABD bu köpeği Irak güçlerini Kuveyt'ten çıkarmak ve Bağdat işgali için salıvermişti. Şimdi de bölgeyi gelecek yıllarda yakabilecek yeni bir kanlı savaşta Tahran'a karşı kullanmaya hazırlanıyor.
Amerikan telkiniyle Mısır'da İran'a karşı yaşanan bu resmi öfke, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in Kurban Bayramı'nda alçaltıcı biçimde idam edilmesinin, ABD ve mezhepçi müttefiklerinin bölgede mezhep ayrımcılığını derinleştirmek ve Şii hilaliyle Sünni yayı arasındaki kutuplaşmayı artırmak için yaptığı planın bir parçası olduğunu doğruluyor. Arap bölgesi tarihinde, Sünnilerle Şiiler arasında şu anki gibi bir düşmanlığa hiç sahne olmadı.
Bush'un yeni stratejisi Irak'ı sakinleştirmek şöyle dursun ortamı iyice gerecek, mezhep veya ırkları dikkate alınmaksızın binlerce masum Iraklının daha ölümüne yol açacak. Bush başarının kesin olmadığını önceden bildiği 'tehlikeli bir kumar' oynuyor. Hatta başarısızlık ihtimali başarı ihtimalinden fazla. Bu durumu Bush'un konuşmasını yaparkenki yüz ifadesinde de açıkça gördük.
Filistin'e değinmedi bile
Bush 'ılımlı' Arap hükümetlerini yeni bir savaşa çekmek istiyor. Zira yeni Irak stratejisini anlatırken sadece güvenlik önlemlerinden söz etti ve gerek Irak ve Iraklılar, gerekse de bölge halkları için hiçbir siyasi noktaya değinmedi. ABD başkanı Filistin'le ilgili veya demokratik reformlar, yolsuzluk ve diktatörlükle mücadeleye dair tek kelime etmedi.
Irak'ın temel ekseni, yani Maliki hükümeti bu derece zayıfken bu yeni stratejinin nasıl başarı elde edeceğini bilemiyoruz. Iraklıların ezici çoğunluğu bu stratejiye hiç saygı göstermiyor. Yeni güvenlik misyonuyla üzerlerine çok şey düşen Iraklı güvenlik güçleri, çoktan mezhep ayrımcılığı yapmaya başladı, bazı liderleri vatan için değil de milisçi ve mezhepçi zihniyetle hareket etti.
Rice 'kör itaat' bekliyor
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, 'ılımlılar koalisyonu' üyelerine rollerini dağıtmak için birkaç gün içinde bir Ortadoğu turuna çıkacak. Rice hiçbir tartışmayla karşılaşmaksızın bu ülkelerden 'kör itaat' bekliyor. ABD yönetimi Arap rejimlerine saygı göstermiyor çünkü bu yönetimler de kendi halklarına saygı duymuyor.
Rice, saygın ülkelerde demokratik yolla seçilmiş liderlere kendi şartlarını dayatamaz. Çünkü kendisi de çok iyi biliyor ki bu liderler kendilerini iktidara getiren seçmenlerin ve kamuoyunun tepkisinden korkuyor. ABD yönetimi Irak'taki güçlerinin sayısını artırmakta kararlı olduğunu açıklarken Britanya Başbakanı Tony Blair'ın Britanya güçlerini azaltma niyeti bu durumun göstergesi.
Öte yandan, İran bölgedeki Amerikan çıkarlarına karşı stratejik bir tehlike oluşturuyor çünkü işgal projesinin başarısız olmasına ve kendi müttefiklerinin nüfuzunun artmasına yol açacak biçimde Irak'a müdahale ediyor. Bu, uluslararası ilişkilerde anlaşılır bir durum, fakat İran'ın artan bölgesel gücünü stratejik açıdan dengelemesi öngörülen Arap projesiyle ilgili sorular da böylece ortaya çıkıyor.
İran'ın güçlenmesi bekleniyordu
ABD'nin ılımlı Arap koalisyonunun desteğiyle düşürdüğü Irak rejimi, bütün kusurlarına ve taşkınlıklarına rağmen bölgede temel bir stratejik denge unsuruydu. İran'ın da, Amerika'nın bu aptallığı ve Arapların dargörüşlülüğünün oluşturduğu siyasi boşluğu doldurması mantıklıydı.
Irak'taki yeni Amerikan stratejisinin başarı elde etme ihtimali epey sınırlı. Irak'a gönderilecek ek Amerikan güçleri yangına gidecek. Zira daha fazla asker daha fazla kayıp demek. Siyasi çözümlere dayanmayan güvenlik çözümleri ateşi ateşle söndürmeye çalışmaktır. ABD çoktan yenildi. Ilımlı Arap ekseni de... Arap ve Müslüman halklarsa bu yenilginin bedelini, kurban vererek ve yıkılarak ödeyecek.
ABDULBARİ ATWAN
(Londra'da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, genel yayın yönetmeni, 12 Ocak 2007)