AGD, İ.Ü'de Başörtüsü Eylemi Düzenledi (FOTO)
Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Üniversitesi Teşkilatı'nın her hafta gerçekleştirdiği başörtüsü direniş eylemleri devam ediyor.
Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Üniversitesi Teşkilatı'nın her hafta
gerçekleştirdiği başörtüsü direniş eylemleri devam ediyor. 24 Nisan 2008 Perşembe günü (bugün) Beyazıt'ta İ.Ü. Kampüsü önünde toplanan bir grup öğrenci üniversetelerde ve kamu kurumlarında devam eden başörtüsü yasağını yaptıkları basın açıklaması ile protesto ettiler. Kuran-ı Kerim'den ayetlerin okunmasının ardından Hukuk Fakültesi'nden bir öğrencinin okuduğu basın açıklamasında 10 yılı aşkın süredir kamu kurumlarında, öğretim kurumlarında ve sınavlarda katı bir şekilde uygulanmaya devam eden fiili başörtüsü yasağı, son günlerde gündeme gelen Şanlıurfa'daki başörtüsü olayları ve stajyer avukatların perukla dahi İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi’ne alınmamaları dile getirildi.
"Zulme karşı omuz omuza", "zalimler tek tek hesap verecek", "mazlumlar tek tek hesap soracak", "rektör dışarı, başörtüsü içeri" sloganların atıldığı basın açıklaması "De ki; benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, Alemlerin Rabbi olan Allah içindir" mealindeki ayetin okunmasıyla son buldu.
Basın açıklamasının metni:
Değerli basın mensupları ve sevgili arkadaşlar!
Bugün çeşitli entrikalarla başlamış olan ve 10 yılı aşkın süredir kamu kurumlarında, öğretim kurumlarında ve sınavlarda katı bir şekilde uygulanmaya devam eden fiili başörtüsü yasağını bir kez daha protesto etmek ve zulme ‘hayır’ demek için İstanbul Üniversiteli öğrenciler olarak toplanmış bulunmaktayız.
Hepimizin çok iyi bildiği gibi şubat ayında, ülkemizde fiili olarak devam eden başörtüsü yasağı uygulamasına, anayasal ve aynı zamanda sadece üniversitelerde özgürlük getiren bir düzenleme yapılarak son verilmek istenmiştir. Bu değişikliğin halen yürürlükte olduğu bugün ise, yasağı uygulamaya devam edenler, keyfi uygulamalarına gerekçe olarak anayasa mahkemesi kararını beklediklerini ileri sürmektedirler. Biz Anayasa Mahkemesi’nin adalet ölçüleri dahilinde, hukuka uygun bir karar vererek, düzenlemenin anayasaya aykırı olmadığı kararına varacağını düşünüyoruz. Ayrıca zaten herhangi bir anayasa mahkemesi kararının, anayasa hükümlerinden üstün olamayacağı da herkesin bildiği bir gerçektir. Ancak şunu herkes bilsin ki, başörtüsünün nerede yasaklanıp nerede yasaklanmayacağına karar vermek hiçbir mahkeme, hiçbir yargı organı ve hiçbir gücün yetkisi dahilinde olan bir husus değildir. Alemleri yaratan Allah-u Teala, başörtüsünün nerde takılıp nerde takılmayacağının kararını vermiştir. Biz Müslümanlar için de bağlayıcı tek karar budur.
İşte bu yüzden Anayasa Mahkemesi’nin tüm hukuk normlarını, anayasa ilkelerini ve teamülleri görmezden gelerek, ilgili düzenlemenin anayasaya aykırı olduğuna karar vermesi halinde bile bunun, biz başörtüsü direnişçileri nezdinde, bir nokta kadar bile değeri olmayacaktır. Sağ eline güneşi sol eline ayı koysalar da davasından vazgeçmeyecek bir peygamberin ümmeti olan bizler, hangi engellemelerle karşılaşırsak karşılaşalım kim nerde yasak koymaya çalışırsa çalışsın, mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Bu haklı davamızda hakkımızı alana kadar sabır ve kararlılıkla direnmeye devam edeceğiz.
Yine üzülerek müşahede etmekteyiz ki, son günlerde başörtüsüne tahammül edemeyenlerin keyfi uygulamaları devam etmekte olup bu konuda yetkili merciler suskunluklarını sürdürmektedirler. İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi’nde alakasız gerekçelere dayanılarak, stajyer avukatların perukla dahi merkeze gelmelerine izin verilmemiş ve yeni bir yasağın daha icadı gerçekleşmiştir. Şanlıurfa’da, Urfa’nın düşman işgalinden kurtuluşunun kutlandığı törende ön sıralarda oturan başörtülü kadınlar bir astsubay tarafından uyarılarak başörtülülerin arka sıralara geçmeleri ya da başlarını açmaları istenmiştir. Yine aynı şehirde Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü münasebetiyle düzenlenen şiir ve kompozisyon yarışmasında, başörtülü bir öğrencinin dereceye girmesi, ödül töreninin iptal edilmesi için yeterli bulunmuştur. Tüm bunların yanında ise yine geçtiğimiz günlerde medyada, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğrencilere alkollü içki satıldığı haberlerinin yayınlanması, başörtülü kardeşlerimizin giremediği üniversitelere nelerin girdiğini görmemiz açısından son derece manidar bir örnek teşkil etmektedir.
Biz başörtüsü mücadelemizi sürdürürken, İslam’ın sadece günlük ve şekli ibadetlerle sınırlı bir din olduğunu düşünen veya kalbi temiz,güzel ahlak sahibi insanlar olmakla vazifesini yerine getiren insanlar olunabileceği anlayışına sahip birtakım İslami çevreler tarafından eleştirilmekte,marjinallikle suçlanmakta veya boş bir uğraş içerisinde olduğumuz eleştirisini almaktayız.Fakat,haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğu inancına sahip öğrenciler olarak bizler,haksızlık karşısında hiçbir zaman susmadık ve susmayacağız.Birilerinin istediği gibi etliye sütlüye karışmayan,sindirilmiş,taviz vermeye alıştırılmış, ‘kafasına vur ekmeğini al’ tarzında Müslümanlar olmadık olmayacağız.
Son olarak Ahzab suresi 59. ayette belirtilen ‘‘Ey peygamber!Eşlerine,kızlarına ve öteki bütün mümin kadınlara (toplum içine çıktıklarında) dış kıyafetlerini üzerlerine almalarını söyle…’’ ve Nur suresi 31.ayette de ‘‘İnanan kadınlara da söyle…örtülerini,yakalarının üzerine kadar örtsünler…’’ şeklinde geçen ve İslam’ın bir emri olduğu açık olan başörtüsünü,inançlarının bir gereği olarak örtmekte olan tüm hanımefendilerin bir an önce,hiçbir ayrım gözetmeksizin özgürlüklerine kavuşmaları talebimizi,tüm kamuoyuna siz basın mensupları aracılığıyla bir kez daha haykırıyor,katılımınız için teşekkür ediyoruz..
Anadolu Gençlik Derneği Üniversite Komisyonu
İstanbul Üniversitesi Teşkilatı