Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ah Cebeliye!

Derin Gerçekler

Gazze’deki Cebeliye mülteci kampı, her biri 1 ton ağırlığında patlayıcı taşıyan 6 bombayla vurdu. Bu saatten sonra kimse geri adım atmaz, atamaz. Cin şişeden çıktı. Pandarossa kutusu açıldı. Çözüm çağrısı yapanlar geç kaldı ve artık bu çatışma, büyük ihtimalle, önce bölgeye ve sonra dünyaya yayılacak.

İsrail bütün Gazze’yi yok etse de, İslam dünyasına ve Müslümanlara karşı başlattığı bu savaşı kazanamaz. Bölgede Müslümanlara karşı savaşan hiç bir Siyonist hayatta kalamaz. Bu cinayete bulaşanlar dünyanın neresine kaçarsa çaksın, nereye saklanırlarsa saklansınlar, ortaya çıkamazlar.

Bu cinayetler işlenirken sessiz kalan hiçbir iktidar, Siyonistlerden yana tavır koyan hiçbir siyasi hareket, topluluk da daha önceki gibi rahat olamazlar.

Bu cinayet, İslam dünyasının uyanışı için, direnişi için bir şok etkisi yaptı. Tüm dünyadaki mazlumlardan yana olacak, akıl ve vijdan sahibi insanlar İsraile karşı, Müslümanların yanında yer almaya başladılar.

Doğu Akdeniz’de İsrail’in yanında saf tutanları kendi ülkelerinin halkları mahkum edecekler.

Zulm ile abad olunmayacağını onlar da öğrenecekler.

Bu süreç HABAT senaryolarını, büyük Ortadoğu projesini, Dahlan planının sonu olacak. Bu hadiseler, göreceğiz inşallah GlobalReset komplosunun da sonu olacak.

Bugün, çuvaldızı başkasına batırırken, biz de iğneyi kendimize batıralım. İtiraf edelim, biz zalimlerden olduk. Bazı gerçekleri görmek istemedik, zalimlerden yardım diledik. Cumhuriyetin 100.yılını kutladığımız şu günlere gelirken, yarım asrı aşan bir zamandır, Batının kapısında bekletiliyor, aşağılanıyoruz, ama hala onlardan vazgeçemiyoruz. Dayatmaların karşısında “Hayır” diyemiyoruz. İstanbul sözleşmesi, Lanzarote, 5G, CoVID, İklim Vd. konusunda Türk dünyasına, Kafkaslara, Balkanlara, Afrika’daki ülkelere, İslam ülkelerine kötü örnek olduk.

Allah, zalimlerle birlik olan, zalimlere yardım eden, haksızlıklar karşısında susanların başına o zalimleri musallat eder.

Bir de o zalimleri, direnenlerin başına bela eder ki, Allah o direnenler eli ile o zalimleri cezalandırsın ve mazlumlara yardım etsin.

Bir de direnen bir topluluğu bazan Allah şehadetle onurlandırır. Onları ölümsüz kılar ve cennetine alır. Onların gazilerine “Yaşayan şehitler”e dönüşür. Gazze halkı bugün bunu yaşıyor olabilir.

O büyük kıyımda hayatını kaybeden çocuklar, dullar, yetimler, yaşlılar, hepsi için böyle bir müjde var. Burada biz onlar öldü derken, aslında onlar ölümsüzlüğün mutluluğunu yaşarken, biz ölümden beter bir hayat yaşadığımız için onlar bizim için üzülüyorlar. Bizim gördüğümüz bedenlerinde canlarının acısı, ruh bedenden ayrılınca, o kişi o acıyı duymaz. Ruhun ayrıldığı bedenin sahipsiz acısı, o acıyı verenleri karşılığını cehennemde tadacakları acının vesilesi olacaktır.

Düşünsenize 6 ton bombayla dünya hayatları sonlandırılan tüm canlıların toplam acısı bu kararı veren, o bombayı atanlarsa tattırılacak. Bu acıya, bu cinayet karşısında sessiz kalanlar da ortak olacaklar. Bunun için diyoruz ya, “içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım” diye.. Gazze’de bugün kardeşlerimizin başına düşen bu bombanın sebeb olduğu o insanlar ve dünyada sebeb olduğu bütün acılar öbür dünyada, bu cinayet karşısında sessiz kalanlara da tattırılacak.

Şunu kafamızı bir köşesine nakşedelim: Kimse ecelinden önce ve sonra ölmeyecekler. Kimse rızkından az ya da çok yemeyecek. Allah’ın takdir ettiği kaderden başka bir kaderimiz de yok. Biz irademizle, bu süre, mekan ve imkanlarla ne yaptık, ne yapmadık, ne söyledik, söylememiz gerekirken neyi söylemedik, ona bakalım. Çünkü bu dünyada yaptıklarımız ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımız, söylediklerimiz ve söylememiz gerekirken söylemediklerimizden hesaba çekileceğiz.

Hiç kimse dünyada olup-bitenleri görmezden, duymazdan, bilmezden gelme hakkına sahip değildir. Bakın, biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek. El-aleme laf ile nizam vermekten vazgeçip yapmamız gereken işleri yapalım. Allah'tan yardım isteyenlere söylüyorum: Allah sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek istemektedir.

Bir aya yaklaşıyor. Hala diyalog, arabuluculuk sözleri ile oyalanıyoruz. Kimleri de Siyonistlerin beklentilerine cevap vermek istercesine Gazze’nin tahliyesinden söz ediyor.

Bakın insanlığın gözü öçnünde biğr cinayet işleniyor. Vahşi batı ve ABD bu cinayeti canlı olarak izliyor. Canilere silah ve para, istihbarat ve koruma sağlıyor. Bu cinayete ortağı olan veto yetkisine sahip 3 Güvenlik konseyi daimi üyesi var orada. Barış çağrısını kim yapacak? Kim sağlayacak, kim denetleyecek! Barış konferansı toplanacakmış, kim çağıracak, bu konferans nerede toplanacak, ne zaman toplanacak, konferansa kimler katılacak.. İpe un sermenin alemi yok. İslam ülkeleri “Lider(!?)leri”nin eli ayağı boş değil, tuttukları iş değil. Dostlar alışverişte görsün kabilinden konuşmalarla vakit geçiriyorlar. Yasama, yürütme yarghı mefluç sanki. Neden bizim mahkemeler insan hakları ihlalleri sebebi ile dava açmıyor. Niye ülkemizdeki yabancı askeri üslerin faaliyetleri dondurulmuyor, ya da kapatılmıyor bu üsler. Bunun için daha ne olması gerekiyor?

Filistin konferans toplanırsa Filistin’i kim temsil edecek. İsraili kim temsil edecek! Bu konferansların ne yaptıklarını sonuçlarını biz Kıbrıs krizinden biliyoruz. Topu taca atmanın bir başka şekli bu konferans çağrısı. Hadi yapıyorsanız, Kahire, Tahran, Yalta, Postdam gibi bir takım buluşmalarla sonuca gidersiniz.

Sorunun çözümü için Kim hakem olacak, kim garantör olacak? Çözüm planınız ne? Şimdiye kadar içlenen terör ve savaş suçunun, katliamın sorumluları cezalandırılmayacak mı? Uluslararası Ceza Mahkemesi / Lahey adalet divanı ne bekliyor. Mesela biz ne bekliyoruz. Neden kimse suç duyurusunda bulunmuyor. Sanki İslam Konferansı toplandı da, sanki Arap Birliği, Afrika Birliği toplandı da tek UCM toplanmadı.

Peki, Evengelikler’in “Tanrıyı kıyamete zorlama planı” ne olacak. İran’ın Mehdiyet, İsrailin Meşiah, Hristiyanların Anti Chirist endişelerine karşı bir çözümünüz var mı? Habat’ın Türk Dünyasında Karaim örneği Musevilik, Rothchilterin desteğinde Hazara senaryosu ile kırımdan Kafkaslara, oradan Musul’a kadar uzanan koridorda Nuhi Yasalara dayalı, 2. İsrail senaryosu ile Rus, Gü5rcü, Ermeni, Azeri, Türk, Kürt, Fars, Arap Yahudilerini toplama planını ne yapacaksınız? Eğer bu konuda yapacak bir şeyiniz yoksa, Tarihin sonunu getirecek bir medeniyetlerarası savaşı, Melheme-i Kübra’yı, Armagedon’u bekleyin..

Bu konuda konuşan politikacıların çoğunun sanki Fiten hadislerinden haberleri yok gibi, hiç birinin Yuhanna vahyinden haberleri yok sanırım, Tevrattaki Meşiahı beklerken olacaklardan haberi de yok bunların. Tatlı su Müslümanlarının Mescidi aksanın yıkılması ve yerine Süleyman mabedinin inşası ile ilgili ne düşündüklerini merak ediyorum. Bu sorunu gerçekte nasıl çözeceklerini merak ediyorum. BAE modeli Beyti makdiste 3 dine pek mabedi ancak PedefolikSatanist Siyonistlere kabul ettirebilirler.

Havanda su dövmeye devam edenler, Gazze’lilerin başına gelenlerin kendi başlarına geldiğinde uyandıklarında, son pişmanlıkları fayda vermeyecek. Bakalım Ankara İncirlik başta olmak üzere, ülkemizdeki yabancı üsleri kapatabilecek mi ve Habat’la bağlarımızı kopartabilercek miyiz? İnşallah bu işi de Nas deyip faiz lobisine teslim olduğumuz gibi, ya da İstanbul sözleşmesinden çekildik deyip UNWOMAN’a yargı ve vergi muafiyeti verdiğimiz gibi sonuçlanmaz.

Biz 2. YY hayalleri ile oyalanırken, girdiğimiz yeni ayda başımıza gelecekler, bakalım uyanmamıza sebep olacak mı?

Korkarım Allah’ınn gazabı bize çok uzak değil. Görelim Mevlam neyler! Neylerse güzel eyler.

Bu yazı toplam 293 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar