Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ah Ukrayna

Ve sabah namazı için kalkıp, dünyada neler oluyor diye baktığımda; iki önemli gelişme oluyordu:

Ukrayna’da bombalar patlıyor, Ruslar, Ukrayna’nın bazı şehirlerini işgale başlamışlardı ve İsrail, Suriye’nin başkenti Şam’ı bombalıyordu.

Rusya Ukrayna’nın doğusundaki Donbas’a operasyon başlatmıştı, Ukrayna’nın başkenti Kiev’de de büyük patlama sesleri duyuluyor, denizden Odesa’ya giriyordu. Ve karadan Harkov sınırını geçiyordu.

Aslında Putin bir oyun kurmuştu: Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını tanıdı. Ukrayna bunu tanımadı ve bunun üzerine Ukrayna’nın tehdidine karşı Rusya bu ülkelerin çağrısına olumlu cevap vererek bu ülkelerin güvenliğini korumak için harekete geçti.

Rusya kuzeyden 6 noktadan ilerliyor. Belarus’tan iki giriş var.

Hava harekatı ile stratejik hedefleri vururken denizden Odessa’ya çıkarma yapıyor. Batıda, Romanya, Slovakya, Polonya, Moldova ve Macaristan, doğuda Kırım tarafına doğru savaştan kaçan sivil halk göç dalgası oluşturdu.

Belarus üzerinden Brest, Mazir; Rusya üzerinden Bryansk, Kurs Voronezh üzerinden giriyor. Kursk üzerinden Sumy ve Harkiv, Voronezh üzerinden yine ayrı bir güzergahtan Harkiv ve Luhanska doğru ilerliyorlar. Azat denizi kuzey burnunda Rostova doğru sivil halk kaçıyor.

Burada savaşın görülmeyen, tartışılmayan iki yönü var.

Bu savaş çok yönlü bir Hristiyan savaşıdır ve dar anlamda Ortodoksların iç savaşıdır. Bu savaş matruşka gibi bir savaş. Burada Türki topluluklar ve tabii ciddi bir Müslüman topluluk da var.

Öte yandan; bu savaş BM, AB ve NATO’nun sonu olabilir. BM Güvenlik Konseyinin 5 üyesinden 3’ü 2’sine karşı. Kaldı ki, 3’ün hiç biri diğeri ile uyum içinde değil.

AB zaten yamalı bohça ve kendisi himmete muhtaç bir dede. İtalya ayakta durmaya zorlanıyor, Fransa kendi iç sorunları ile baş edemiyor. İngiltere birlikten ayrıldı, Almanya desen zaten ABD, İngiltere, Fransa’nın işgali altında bir ülke.

Burada en trajik ve zavallı ülke ABD. Biden, Evangelist bir ülkede, Cizvit bir Katolik, ama aynı zamanda Satanist (!), LGBT’ci, işte öyle biri. Ortodoks bir coğrafyada, bir başka Ortodoks ülkeyi, bir başka Ortodoks ülkeden kurtarmaya çalışıyor!?. Avrupa ülkeleri zaten bir garip, İngiltere Anglikan, Fransa Laik, İtalya Katolik, Almanya Luther’yen, genel itibarı ile. Aslında birçoğu artık Agnostik. Dini aidiyet kültürel bir aidiyete dönüşmüş.

Protestanlar zaten 40 parça, Katolik dünyası Cizvit bir papanın eline düşmüş, o da LGBT’lileri Tanrının çocukları diye kutsuyor, Ortodoks kilisesi ise bu iç savaşta sesini çıkarmıyor. Zaten Ukrayna kilisesi daha önce Rusya’dan ayrılmıştı. Ne Rum kilisesi, ne Ermeni, ne Süryani kilisesinden de ses yok. Bir “Sezar”ları da yok. Osmanlının yıkılışı ile aslında İslam birliği dağılırken Ortodoks birliği de dağıldı, Doğu Roma ile birlikte. Hz. Ömer’in Kudüs’te sağladığı Ortodoks birliği yıkılınca, Ortodoks kiliseleri İngilizler, İtalyanlar, ABD ve Laik Fransa, Almanya arasında paylaşıldı!

Uygarlıkların karakterleri vardır. Ateş, hava, su ve toprakla ifade edilir bir karakterler. Batı, Katolik dünyası ateştir, laik, seküler, Protestan dünyası ve Amerika hava, Asya, Hind ve Çin toprak, İslam Medeniyeti su ile ifade edilir. Şimdi hepsi birbirine karıştı. Medeniyet çamura dönüşünce Edeniyet oldu. Fatih, İstanbul’u Latin işgalinden kurtarınca Ortodoks dünyasının hamisi Müslümanlar olmuştu. Onlar Müslümanların emaneti altına girmişlerdi. Cumhuriyet bu emaneti reddetti. Zamane Müslümanları da Hz. Ömer’in Kudüs emannamesindeki ve Fatih’in İstanbul emannamesini bir kenara bıraktılar. Putin, “Biz batıyı Türk ve İslam istilasından kurtardık” diyordu. Biz de batıyı, komünizm ve Rus istilasından kurtardığınızı zannediyorduk. Bu düalist akıl böyle çalışır. Önce çatıştırır, sonra uzlaştırır, arada bir denge sağlar, kendisi araya girer, ince ayarı elinde tutar. Batı da bizi NATO üzerinden komünizm tehdidinden koruyordu değil mi?

Şimdi işler iyice karıştı.

Hatırlayalım: ABD Çin’e karşı Japon denizinde tahkimat yapıyordu. Kuzey Kore arkası arkasına füze denemesi yapıyordu. Tayvan konusu tartışılıyordu. Batısında Kazakistan’da birtakım olaylar oluyor. Doğu Türkistan’ı, Fergana’yı konuşuyorduk.

Çin ve Hindistan sınırında gerilim yaşanıyordu. Diego Garciya ve Basra körfezinde, İran’da ve Doğu Akdeniz’de bir hareketlilik vardı.

Rusya’yı güneyde ve batıda tutmak gerekliydi ki, ABD Japon denizinde daha rahat hareket etsin. Ama Rusya süreci zamana yayarak ABD’yi batıda tuttu.

ABD, Ukrayna krizini bahane ederek, Doğu Akdeniz’deki askeri varlığını artırdı ve Girit’ten, Baltık denizine kadar fiilen askeri bir kontrol sağladı. Ege ve Adriyatik arası karadan bütün Balkanları kontrolüne aldı. Ukrayna üzerinden Karadeniz’de üs kurmak istiyordu. Ukrayna bahanesi ile Rusya’nın batı ile enerji koridorunu kontrol ederek Rusya’yı ekonomik olarak zayıflatmak ve bir tecrit politikası ile Putin’e boyun eğdirmek istiyordu. Batıyı enerjisiz bırakıp, zayıflatarak bölgede kontrolün kendinde olduğunu göstermek istiyordu. Aslında Putin, WEF/DEF üzerinden Merkel, Macron ve Rothchild’ler ve ABD’deki Bill Gates çetesi ile eskiden beri işbirliği içindeydi(!). Ama şimdi batılılar tarafından “aldatıldığını” söylüyor. Bunlar yalancı. İngiltere bölgedeki gelişmelere mesafeli duruyor. Zaten İngiltere de kendi içinde diken üstünde bir ülke.

Ukrayna halkının %80’den fazlası Rusça konuşuyor. Çarlık döneminden beri o grubta yer alırken orada Ukrayna’yı Sovyet yönetimi kendine bağlı bir bölge olarak Ruslar kuruyor. Daha sonra özerklik veriyorlar. SSCB dağılınca da Ukrayna Rus federasyonuna katılıyor.

Ukrayna jeopolitik, jeostratejik açıdan Rusya için çok önemli. ABD Ukrayna’da bir bölgeyi de alsa, Batı Karadeniz’e yerleşecek. Eğer Gürcistan ve Ermenistan’ı da NATO’ya alırlarsa, aslında Karadeniz bir NATO gölü olacak ve NATO’nun sınırları Kafkaslara dayanacak. Ama bu evdeki hesabın pek de çarşıya uymadığı görülüyor. Bu macera uzarsa durum ne olur. Eğer bölgede siyasi cinayetler başlar, halk isyanları olursa, Putin giderse ve Rusya dağılırsa ne olur?

Bu süreçte nükleer bir savaş çıkar mı? Çıkarsa ABD kalır mı, Rusya kalır mı, Çin kalır mı, Hindistan kalır mı? Kriz uzarsa ABD dağılır mı?

Dünya ekonomisi nereye gider. Doğal gaz akışı kesilirse batı buna ne kadar dayanır. Bu yeni göç dalgasına batı ve bölge devletleri ne kadar dayanır. Bu arada ABD’de özgürlük konvoyu Washington DC’ye doğru ilerliyor. Bakalım Ukrayna krizi ABD iç politikasına nasıl yansıyacak göreceğiz..

Rusya Ukrayna’ya girerken ilk kez RF silahlarını da kullandı. Yarın Starlink’ler Rusya’da belli noktalara RF ve Laser’le müdahale ederler mi? Ya da Hackerler siber savaş için seferber edilir mi?

Bize hayır gibi gelen şeylerde şer, şer gibi gelen şeylerde Allah hayır murat etmiş olabilir.

Allah cahil ve zalimlere yardım etmez.

Bazan da zalimleri birbirine düşürür.

Gelen haberlere göre, Ukrayna’daki bir çok stratejik nokta tanklar, topçu birlikleri, füzeler, savaş uçaklarıyla vuruluyor. Piyade birlikleri de yer yer çatışmaya girdiği haberleri geliyor.

Bu arada petrol fiyatları 100 dolara aşmış. Döviz yükselişte, Borsa düşüşte. Rusya Ukrayna’da 17 noktada hava kuvvetleri operasyonu gerçekleştiriyor. ABD ve AB yaptırımlardan söz ediyor. BM Rusya’yı kınıyor. NATO ne yapacağını bilmiyor. Rusya’daki ve özellikle de Ukrayna’daki işadamı, çalışanlar, Türkler, öğrenciler tahliye için bekliyorlar. Türkiye’den Ukrayna’ya ya da Ukrayna’dan Türkiye’ye mal ve hizmet ihracı konusunda faaliyet gösterenler ve Türkiye’deki Ukraynalılar açısından da Ankara’nın devreye girmesi gerek.

Selâm ve dua ile.

Bu yazı toplam 515 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar