Ahmet Hakan'dan İnciler
Ahmet Hakan,Erbakan,türban ve Vakit'i yazmış...
Sağım solum türban
EYGİ’NİN ÖNERİSİ Mekteb-i Sultani mezunu İslamcı yazar Mehmet Şevket Eygi, Hayrünnisa Hanım’ın türban sorununu çözmek için şahane bir öneride bulunmuş... Sorunun biraz da Hayrünnisa Hanım’ın baş bağlama biçiminden kaynaklandığını düşünen Eygi, "Yves Saint Laurent marka bir şal alıp başına atarsın, sorun çözülür" demiş. Yani Eygi, "Ünlü bir Fransız markasına takılırsan hem kimse bir şey demez, hem de acayip çağdaş olursun" demeye getiriyor. Peki madem öyle, Erbakan Hocamız yıllarca Versace marka kravatlar taktı da ne oldu? O bilindik "Erbakan algısı"nda milim değişiklik oldu mu? Bilmem Eygi buna ne der?
ERDEM’İN ÖNGÖRÜSÜ Tarhan Erdem’in, "Türban yasağı kalkarsa başı açık kimse kalmaz" şeklindeki öngörüsü Türkiye’de neye tekabül ediyorsa, "Türban zorunluluğunu ortadan kaldırırsak İran’da herkes başını açar" cümlesi ona tekabül etmektedir. Oysa önemli olan herkesin başını örtmesi ya da açması değildir. Önemli olan özgürlük yanlısı olmaktır. "Mahalle baskısı"nın yol açacağı baskılarla uğraşmak ayrı bir şeydir, yasakçılıkla sorun çözmeye kalkışmak ayrı bir şeydir. Ve Tarhan Erdem’e en çok özgürlük yanlısı tutumlar yakışmaktadır.
MAGAZİNİN TÜRBANI Seda Sayan’ından Gülben Ergen’ine, Sezen Aksu’sundan Petek Dinçöz’üne álemin ne kadar namlı kadını varsa hepsi türban üzerinden bir elektrik yaratmanın peşine düşmüş durumda... Kimisi "Ben örterim" demekte, kimisi "Benim türbanım kalbimde" demekte, kimisi ise "Ben hizmete bakarım, türbanla ilgilenmem" demekte. Ama ben en çok Helin Avşar’ın türbana girmiş halini merakla beklemekteyim. Bir de Sibel Can’ın "Hulki örtünmemi istiyor" şeklinde demecini.
Vakit’ten iki arıza tip
YILMAZ YALÇINER Vakit adlı karanlık gazetede "Abdullah Birisi" müstear adıyla "arşiv" adı altında sayfa hazırlayıp ona buna hakaret eden mülevves tiplerden biri de budur. Kişisel tarihinin en kayda değer olayı, 12 Eylül günlerinde bir uçak kaçırma olayına imza atmasıdır. Ancak o kadar sakar ve şaşkındır ki, yaptığı eylem, "Türkiye tarihinin en sersem ve en beceriksiz uçak kaçırma olayı" olarak kayıtlara geçmiştir. Uçak kaçırma olayı nedeniyle bir süre hapis yatmıştır. Hapisten çıktıktan sonra ise Vakit Gazetesi’nde müşahede altına alınmıştır. Ancak buna rağmen arıza çıkarmaktan geri durmamış, ölümcül oyunlar oynamıştır. Mesela Ahmet Taner Kışlalı’nın resminin üzerine çarpı atıp "Yuh! Pişkin zorba" diye yazan odur. Kışlalı, bu olaydan birkaç gün sonra katledilmiştir. Tamamen serbest bırakıldığında hayli tehlikeli olabilecek bu adam, bugünlerde "sidik" ve "çiş" üzerinden İslami cihat yapmaktadır.
ABDURRAHİM KARAKOÇ Aslen kara kavruk bir halk ozanıdır. "Şehirliler tarafından horlanan ve ezilen köylülerin acıklı şiirleri"ni yazar. Bazen de olağanüstü bir incelikle "Sarı saçlarına deli gönlümü / Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban" diye dizeler attırır. Tam da "Bu adam yoksa ikinci Karacaoğlan mı olacak?" diye bir beklenti yaratmışken, tuttu Vakit’e yazar oldu. Oldu da ne oldu? Ne yaşından başından utandı, ne de yazdığı dizelerden. Vakit’teki çirkeflik yarışında ön sıralara yerleşti... Ama hakkını yemeyelim: Bu adamın ekstra bir tehlikesi de var. Milliyetçilik ile şeriatçılığı, Türkçülük ile İslamcılığı karıştırarak yeryüzünün en zorba ideolojik karışımını elde etti. Böylece o "Kara kavruk halk ozanı" gitti, yerine "En iyi küfür eden Müslüman Türk" unvanlı bu tatsız adam geldi.
hürriyet