Abdurrahman Dilipak
AK Parti'de birinci restorasyon dönemi
AK Parti 2001'de kuruldu.. Aradan neredeyse 12 yıl geçmiş.
Parti 10 yıllık aradan sonra kendini yenileme kararı aldı. Bu, güzel ve doğru bir tercih.
Darısı CHP'nin başına..
Kuşkusuz siyasi hareketler için feda edecekleri tek bir adamlarının olmaması gerek. Ancak bu "mahkemenin kadıya mülk edilmesi" anlamına da gelmemeli..
Dünya, hayat, toplum değişirken, eğer bir yapı değişmiyorsa, o yapının varlığını sürdürmesi mümkün değildir..
Koltuk bağımlılığı da bana kalırsa dünyanın en kötü bağımlılıklarından biridir..
Sadece politikacılar değil, yüksek bürokratların da zaman zaman sırf bu sebeple değiştirilmesi gerek..
Bize oturduğu koltuktan nam alan değil, oturduğu koltuğa şeref kazandıran yöneticiler gerek.. Fedakarlık ve feragat duyguları yüksek insanlar gerek bize..
Kimileri de zaferi Allah'tan değil, liderlerinden beklemeye başlıyor. Halid b. Velid'in azledilmesi hadisesini hatırlamak gerek burada.
Birileri ülkeye ve partilerine hizmet etmek istiyorsa, bu ille de o koltuklarda oturarak yapılacak çalışmalar olmasa gerek.
AK Parti kongresinin sadece kadroların yenilenmesine indirgenmemesi gerek.. Eğer birileri bu işi oraya çekmeye çalışırsa, bu onlar için bir samimiyet testine de dönüşebilir..
2023 yılı AK Parti kongresinde umarım ikinci restorasyon dönemi yaşanır. Sürekli gelişen, kendini yenileyen bir canlı organizmaya dönüşmek istiyorsa, bu hareket bunu yapmaya mecbur.
Kadrolar da yenilenecek, dayandıkları kavramlar da kurumlar da.. Önemli olan istikametin değişmemesi, ilkelerin değişmemesi, ama gelişmesi...
30 yaşında profesyonel olarak siyasi kadrolarda yer alan biri için topu topu üç restorasyon dönemi sözkonusu..
Yukarıdakiler yerlerini aşağıdan gelenlere devretmeye hazır olmalı ki, kan yenilensin. Yapı canlı ve dinamik bir hal alsın.. Yoksa gençler yaşlıların gitmesi için gözüne bakmaya başlarsa o zaman bazı şeyleri yapmak için çok geç kalınmış olur..
Keşke önemli zamanlarda önemli sorumluluk üstlenecek kişiler, hatıralarını yazacak kadar bir zaman ayırsalar kendilerine.. Adına hareket ettikleri insanlara hesap vermeyi deneseler..
Çünkü, politikacılar da, sadece yaptıklarından değil, yapmaları gerekirken yapmadıklarından da hesaba çekilecekler.. Siyaset çok veballi bir iştir. Bir insan için kendi sorumluluğunu taşımak bile ağır bir yük iken, bütün bir topluluğun sorumluluğunu omuzlarında taşımak konusunda istekli olmak büyük bir cesaret ister..
Ümid ederdim ki, AK Parti kongresi, bu önemli dönüm noktasında, bu işi bir haftaya yaysın.. Komisyonlar, komiteler çalışsın, parti tüzüğü, programı, dayandığı değerler, kavramlar, kurumlar, ülkenin 10 yılı için belirlenen hedefler masaya yatırılsın ve ortaya bir yol haritası, yön-eylem planı, ihtimal, maliyet ve risk analizleri yapılsın, ekonomi, dış politika, güvenlik, hukuk, insan haklarına ilişkin ulusal, bölgesel, uluslararası analizler yapılsın, bunlar tartışılsın, onaylansın.. Ama sanırım bazı rutin, resmi gerekler dışında, genel bir değerlendirme ve perspektifle, heyecan dozu yüksek, dayanışma havası içinde geçecek bir kongre yaşanacak..
AK Parti kongresi bir bakıma yeni katılımlarla, dindar çevrelerden, demokrat, milliyetçi, ılımlı sol ve liberallere kadar birçok eğilimin bir arada siyaset yapma iradesini ortaya koyacakları bir kongre olacak..
Kongrede Kürt meselesi, bölge barışı, Anayasa çalışmaları ne kadar yer bulacak bilmiyorum ama, yeni dönemde partinin önündeki en temel ülke sorunları bunlar olacak..
Ve tabii, oluşacak parti yönetimi, belediye seçimleri öncesi, AK Parti'nin yeni yerel yönetim anlayışının da şekillenmesinde sorumluluk üstlenecek kadroları belirleyecek.. Oluşacak yeni kadrolar, yeni parlamento oluşumuna da damgasını vuracak. Erdoğan sonrası yeni liderlik sorununu çözecek kişiler de bu kadroda yer alan kişiler olacak..
Gün gelecek bu kongrede göreve gelen gençler de yaşlanacaklar. Umarım onlar abilerinden devraldıkları koltuklara yapışmama erdemini gösterirler o gün.. Ve tabii abilerine saygılı olma ve onların tecrübelerinden yararlanma erdemini de..
Görevlerini devredecek olanlar da umarım küsüp gitmezler. Bu da bir erdemlilik görevidir..
Yeni kadroların ellerini çabuk tutmaları ve bir an evvel oturdukları koltukların hakkını vermeleri gerek.. Çünkü ülkenin bir saniye bile kaybedecek zamanı yok..
Dilerim gelecek günler, geçen günleri aratmaz. Gelişmeler doğru yönde ileri doğru olur ve yaşanan süreçte elde edilen tecrübelerle daha büyük başarılar elde edilir..
Dilerim dürüst, bilgili ve cesur insanlar göreve gelir.. Onlar da mala/paraya, güce, makama ve fuhşa meyledenlerden olmazlar.. Söz verdiklerinde sözlerinde dururlar ve işi ehline verirler.. Yoksa zalimlerden olurlar. Merhametleri öfkelerinden, sevgileri nefretlerinden büyük olur umarım. Unutmamak gerekir ki Allah (cc) cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez.. Selam ve dua ile.
yeniakit