AKP: "Gizli Hedef Türkiye'nin Durdurulması"
Başbakan Yardımcısı İşler, "Bu operasyonların görünen hedefi Başbakanımız, AK Parti, hükümetimiz olabilir ama şundan emin olun ki gizli hedef Türkiye'nin durdurulmasıdır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Altındağ Belediyesinin "Yüzme Havuzu ve Sosyal Tesisleri"nin açılış törenine katıldı.
Törende, Türkiye'de yaşanan olayların arka planına ilişkin konuşan İşler, Türkiye'nin kalkınmasını gerçekleştirecek kadronun 2023 hedeflerini açıklamasının ardından, AK Parti'den kurtulmak için tezgahlar düzenlendiğini ifade etti.
İşler, bu kapsamda önce karalama kampanyaları başlatılarak önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imajını, itibarını zedelemeye çalıştıklarını, ardından geçen yıl Gezi Parkı olaylarıyla Türkiye'yi dünyaya rezil etmek istediklerini, 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarını başlattıklarını söyledi.
"Bu operasyonların görünen hedefi Başbakanımız, AK Parti, hükümetimiz olabilir ama şundan emin olun ki gizli hedef Türkiye'nin durdurulmasıdır" diyen İşler, böylece 2023 hedefleri için Türkiye'nin cezalandırılmak istendiği görüşünü bildirdi.
Güçlerini birtakım odaklardan, patronlardan değil, milletten aldıklarını belirten İşler, "30 Mart'ta da sizlerin desteğine sizlerden alacağımız güce ihtiyacımız var. Eğer Türkiye'nin ilerlemesini istiyorsanız, Türkiye'de hizmete devam diyorsanız, o zaman 30 Mart'ta bize güçlü bir destek vermeniz lazım" diyerek, şöyle devam etti:
"Bir hizmet hareketi, eğitim gönüllüleri hareketi vardır. O hizmet hareketine, eğitim gönüllüleri hareketine fedakar, samimi, cefakar bir şekilde hizmet edenlere selam olsun, onlar başımızın tacı. Ama onların o güzel ihlasının, samimiyetinin, imajının arkasına sığınarak birtakım kirli işler peşinden koşanlar var ya, işte bizim mücadelemiz onlarla. Onlar devlet içerisinde çeteleşmişler, şimdi bu çetelere karşı amansız bir şekilde sürdürüyoruz ve 30 Mart'ta sizden alacağımız destekle inşallah Türkiye Cumhuriyeti devletini bu çetelere yedirmeyeceğiz, bırakmayacağız."
İki havuz ve spor kompleksinin yer aldığı sosyal tesislerin açılışına AK Parti Genel Başkan Yardımcı ve Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Gökşin, çok sayıda davetli ve vatandaş yer aldı.
Öte yandan sanatçı Gülşen Kutlu konser verdi.
Sorular
Başbakan Yardımcısı İşler, açılışın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Bir gazetecinin Kırım'daki olaylar neticesinde Türkiye'nin atacağı adımların sorulması üzerine, İşler, AK Parti döneminde bölgede barış, istikrar ve huzuru gerçekleştirmek üzere dış politika izlediklerini, dolayısıyla komşu bölgelerde çıkan huzursuzlukların da bu diplomasi yoluyla gerçekleşmesi için çabaladıklarını kaydetti.
İşler, "Ukrayna'da yaşanan olaylar hoş değil, sıkıntılar var ancak bu sıkıntıların demokrasi içinde hallolmasından yanayız. Aynı zamanda Ukrayna'nın toprak bütünlüğü bizim için önemli, orada yaşayan soydaşlarımızın güvenliği ve hakları önemli. Türkiye olarak orada barışını huzurun istikrarın sağlanması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz" diye konuştu.
"İsyan çıkarsa Türkiye kapılarını açacak mı?" sorusuna İşler, "Temenni ederiz ki orada bir iç savaş çıkmasın. Biz de bütün çabalarımızı bunu için yürütüyoruz, bu konuda diplomasiyi etkin biçimde kullanıyoruz. Ümit ediyoruz ki orada kan ve gözyaşı akmaz başka yerlerde olduğu gibi" şeklinde yanıtladı.
"Cemaat mensuplarından özür dilemeli"
Açılıştaki konuşmasında paralel yapıya karşı 30 Mart'ı işaret etmesi üzerine, "illegal yapılanma varsa 30 Mart'a kadar neden bekleniyor?" sorusuna İşler, şöyle cevapladı:
"Beklemiyoruz zaten, gerekli mücadele yapılıyor şu an, birtakım tedbirler alındı. 30 Mart çok yakın, bir aydan az kaldı. Halktan alacağımız destek tabii ki bu gayrimeşru yapının bertaraf edilmesi akşamdan sabaha olacak bir durum değil. Dolayısıyla 30 Mart'tan sonra önümüzde bir süreç olacak. O süreçte bu gayrimeşru yapıyla mücadele edebilmemiz için halktan alacağımız desteğin elbette ki önemi olacak. Biz Türkiye'nin geleceğinin birtakım çetelerle karartılmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Türkiye'nin büyütmek, kalkındırmak, geliştirmek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Türkiye'nin hızını Allah'ın izniyle kimse kesemeyecek."
Bir gazetecinin "30 Mart'tan sonra cemaat evlerine bir operasyon söz konusu mudur?" sorusuna ise İşler, "Cemaate karşı bizim hiçbir şeyimiz söz konusu değildir" yanıtını verdi.
"Ben cemaatle bu paralel yapıyı, çeteyi ayırıyorum" diyen İşler, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cemaat içinde eğitim gönüllüleri olarak vefakar, fedakar olarak hizmet eden insanlarla bizim bir alıp veremediğimiz bir husus yok. Biz onlarla her türlü desteği verdik ama son aylarda bu güzel görüntünün arkasında birtakım kirli işlerin, planların, programların yapıldığını, onların imajının arkasına sığınarak bu tür çeteleşme faaliyetlerinin yapıldığını gördüğümüz için biz çeteyle mücadelemizi sürdüreceğiz. Yoksa eğitim veren, hizmet eden insanlarla bizim bir alıp veremediğimiz söz konusu değil. Ama onların da artık kendileri üzerinden oynanan oyunun farkında olmaları lazım. Onun için bu çetenin önce kendi müntesiplerinden ondan sonra da bütün 76 milyonda özür dilemeleri lazım. 3 ay önceki cemaat algısıyla şimdiki algıya baktığınız zaman bu çetenin en büyük zararı cemaate verdiğini görüyoruz. Dolayısıyla cemaat algısında ciddi bir yıpranma, örselenme var."
İşler, "Fethullah Gülen mi cemaatin tabanından özür dilemeli?" sorusunu, "Ben isim belirtmedim. Bu çeteyi kim idare ediyorsa bu çetenin üst düzey yöneticileri, onlar kendilerini biliyorlar" diye cevapladı.
CHP'den gönderilen genelge
Başbakan Erdoğan'a "sayın" ve "Başbakan" ifadelerinin kullanılmamasına ilişkin CHP'den teşkilatlarına gönderilen genelge hakkında ise İşler, "Kendilerinin karakterini göstermesi bakımından son derece manidar. Onlar sayın Başbakanımıza 'sayın başbakan' demeyince, sayın Başbakanımız 'başbakan' olmayacak diye bir şey söz konusu değil. Kaldı ki bizim onların öyle bir şey demelerine de ihtiyacımız yok. Ama bir devlet nezaketi, terbiyesi vardır. O nezaketi terbiyeyi yerine getirmelerinde ben yarar görüyorum. Esas itibariyle başbakanları millet belirler, dolayısıyla milletimiz başbakanını belirlemiştir, onlar demese de çok sorun değil" değerlendirmesinde bulundu.
AA