Yeni yapılan bir araştırmaya göre Almanya'da 14 milyon kişi evinde tek başına yaşıyor ve bu orandaki yükseliş trendi de sürüyor. Araştırmacılar özellikle yüksek eğitimli kişilerin ömür boyu bekar ve yalnız kalma ihtimali ile karşı karşıya olduklarını belirtiyor. Söz konusu araştırmayı Hagen Üniversitesi'ndeki bilimadamları gerçekleştirdi.

Araştırmacılar, günümüzde iyi eğitim almış kişilerin, eğitimle birlikte bir aile kurmak, bu amaçla kendine uygun biriyle tanışmak ve ortak bir hayat kurmak için bir çok zorlukları olduğunu, iki şeyi sağlıklı bir şekilde bir arada yürütmenin çoğu zaman mümkün olmadığını kaydediyor. Buna göre özellikle lise, üniversite mezunu ve daha yüksek düzey eğitim almış kişiler sürekli yalnızlık riskiyle karşı karşıya.

Araştırmanın sonuçlarını yorumlayan araştırma ekibinden Jochen Hirschle, "İyi eğitimli insanlar uzun süreli bir arkadaşlık, hayat arkadaşlığı arayışındalar ve hayat arkadaşı olarak seçtikleri kişiye olan sevgilerini, içinde öğrenim gördükleri veya çalıştıkları kurumla sabitleştiriyorlar" diyerek iyi eğitim almış ancak, artık herhangi bir kurumla eğitim bağı olmayan kişilerin daha da büyük risk altında olduğunu belirtiyor.

Araştırmaya göre eğitimli kişilerin, eğitim gördükleri veya çalıştıkları yer dışından kendilerine hayat arkadaşı bulmaları ise çok daha zor. Araştırmacı Hirschle, bu sürat çağında hayatı paylaşmak için biriyle tanışmanın artık sorun olamayacağının düşünüldüğünü ancak bunun da doğru olmadığını vurguluyor. Hirschle, "Eskiden, insanın hayatında yakın çevre daha etkiliyken, hayat arkadaşı, aile, arkadaş, komşu, dernek veya kilise çevresinden bulunuyordu.

Küreselleşme ve bireyselleşme sonucunda bu tür yapıların çözülmesi nedeniyle bu önemli bağlar kaybediliyor. Oysa eskiden bu yapılar içinde arkadaşların arkadaşlarıyla ve tanıdıkların tanıdıklarıyla tanışılıyordu" diye konuştu. Mobilizasyonun artmasıyla daha fazla iletişim ve bir araya gelme imkanının doğduğunu ancak aynı zamanda sosyal uçurumların büyüdüğünü belirten bilimadamı, "Bir kişiyle aynı yerde bulunmak onunla sosyal bir kontakt kurmak için yeterli olmuyor.

Bu nedenle insanlar sıkça, topluluk içinde yalnız kalıyor" ifadelerini kullandı. Bu nedenle insanlar yeni kişilerle tanışmak amacıyla meyhane, bar, diskotek gibi yerlere gitmeyi tercih ettiklerini belirten Hirschle, ancak kariyere önem veren kişilerin ise bu konuda daha fazla problemlerinin olduğunun altını çiziyor ve "Onların hayatı ve düşünceleri sürekli meslekleri ve işleri doğrultusundadır. Onlar diğer insanlarla sadece okul, yüksekokul ve firmalarda tanışabiliyorlar" şeklinde konuştu.

Yapılan anket araştırmanın sonuçlarına göre soru yöneltilenlerden orta öğretim okulları olan Haupt ve Realschuleabschluss mezunu olanların yüzde 60'ı bir hayat arkadaşının bulunduğunu, hayat arkadaşıyla ise arkadaş çevresi, disko, meyhane gibi yerlerde tanıştıklarını açıklıyor. Buna karşılık lise mezunu olanların ise sadece yüzde 41'i kendine hayat arkadaşı bulmayı başarıyor. Araştırmaya göre; lise mezunu bir kişi, meslek eğitim diplomasını alana kadar da bir hayat arkadaşı bulamaz veya bulduğu kişiden ayrılırsa, bir daha kendine hayat arkadaşı bulma şansı diğer meslek eğitim guruplarından daha düşük.

Bilim adamı Hirschle ise, yüksek eğitim seviyesine sahip insanların boş zaman davranışları ve hobiler konusunda daha farklı tutumlarının olduğunu ve dışarı çıkmak yerine daha yoğunlukla yakın arkadaşlarıyla evde toplanmayı tercih ettiklerini tespit ettiklerini açıklıyor.

Oysa daha düşük seviyede eğitim almış olanların daha çok dışarıya çıkmayı tercih ettiklerini bildiren Hirschle, dışarı çıkanların daha fazla yerel bağlar, yeni arkadaşlık ve tanıdık çevresi kurduklarını kaydediyor. Mesleki olarak mobil olanların da boş zamanlarında dışarı çıkmamama eğiliminde olduklarını belirten bilimadamı, dışarı çıkıp tanıdık çevre ağı kurmayanların, daha fazla dışarı çıkma veya bunu sürdürme isteklerinin de kalmadığını dile getiriyor.

ajanslar