Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin yaptığı araştırma, bu ülkedeki Türklerin yüzde 73.2’sinin en az bir defa ayrımcılığa maruz kaldığını gösteriyor. Ayrımcılığa uğramanın en çok hissedildiği yerlerin başında iş ve eğitim sahası geliyor. TAM Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, araştırmaya göre ayrımcılık hissinin en fazla Almanya doğumlular, yüksek okul mezunları ve vasıflı işçiler tarafından hissedildiğine dikkat çekti.

Almanya’da her geçen gün yükselen ırkçılık, bu ülkedeki Türklerde kendilerine karşı yapılan ayrımcılığı daha yoğun hissetmelerine neden oluyor. Yapılan bir araştırma, bu ülkedeki Türklerin yüzde 73.2’sinin en az bir defa ayrımcılığa uğradıkları hissini taşıdıklarını gösteriyor. Ayrımcılığa uğramanın en çok hissedildiği yerlerin başında iş ve eğitim sahası geliyor. Merkezi Almanya’da bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) tarafından gerçekleştirilen ankete göre, yaşama alanları bakımından ayrımcılığa uğranılan konu ve yerler arasında ilk sırayı yüzde 58.5 ile okul, işyeri ve üniversite alıyor. Bunu yüzde 52,7 ile iş arama süreci izlerken, ardından yüzde 50 ile ev arama süreci geliyor. Kamu kuruluşları yüzde 45.6, komşuluk ilişkileri yüzde 36.6, alışveriş yüzde 31.7, hastaneler yüzde 25.2 mahkemeler yüzde 16.7 ayrımcılığa uğranılan alan ve konular olarak sıralanıyor.

GENÇLERE KARŞI AYRIMCILIK DAHA FAZLA

Ayrımcılığa uğradığı hissini taşıyanların yaş gruplarına göre dağılımında ise daha göze çarpan bir tablo ortaya çıkıyor. Büyük bölümü ikinci ve üçüncü kuşak mensuplarından oluşan 30 yaş altındakiler arasında yüzde 79.9’a ulaşırken, temelde birinci kuşak mensuplarından oluşan 60 yaş üzeri nüfus içerisinde bu oran yüzde 58.1’e düşüyor. Tüm Almanya doğumlu Türk kökenliler arasında ayrımcılığa uğradığı hissini taşıyanların oranı ise yüzde 83.9’a ulaşıyor

EĞİTİMLİLER DAHA ÇOK HİSSEDİYOR

Eğitim seviyesi ve mesleki konum açılarından bakıldığında da ayrımcılığa uğrama hissinin statü yükselişine paralel arttığı dikkat çekiyor. Türkiye’den ilkokul mezunları arasında ayrımcılığa uğradığını düşünenlerin oranı yüzde 63.6’da kalırken, Almanya’da yüksek öğretim yapmış veya yapma yeterliliğine sahip kişiler arasında ise bu oran yüzde 85.7’ye tırmanıyor. Çalışma durumuna göre sınıflandırma yapığında, vasıfsız işçi statüsüyle çalışanlar arasında ayrımcılığa uğrama hissi yüzde 71.1 seviyesindeyken, bu oran uzman işçilerde yüzde 78.2, bağımsız çalışanlarda yüzde 81.3 ve büro çalışanlarında yüzde 82’ye tırmanıyor.

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI MİLLİYET DE TANIMIYOR

Öte yandan Almanya’da uzun süredir gündemde olan başörtüsü yasağı geçtiğimiz hafta Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bölge idare mahkemesinin, öğretmenlerin başörtülü olarak derslere giremeyeceği yönünde aldığı kararıyla yeni bir boyut kazandı. Mahkeme karara gerekçe olarak ‘devletin tarafsızlığı’ ilkesini gösterdi. Davalı 52 yaşındaki Brigitte Weiss karara bir üst mahkemeye giderek itiraz edeceğini açıkladı. 1980’den bu yana eyalet okullarında öğretmenlik yapan Weiss, 90’lı yıllarda Hıristiyanlıktan İslâm’a geçmiş bir Alman. Düsseldorf idare mahkemesi de geçtiğimiz Haziran ayında Kuzey Ren-Vestfalya eyaleti dâhilinde başörtüsü yasağını onaylamıştı.

“GÖÇ YASASI AYRIMCILIĞI KÖRÜKLEDİ”

Araştırma sonuçlarını Vakit’e değerlendiren TAM Direktörü Prof. Dr. Faruk Şen, “Alman orta sınıfı ile entegre olma şansları yüksek, Almanya doğumlular, yüksek okul mezunları ve vasıflı işlerde çalışanlar arasında yüksek ayrımcılığa uğrama hissi oldukça düşündürücü. Uyum sürecinin hızlı ve başarılı biçimde tamamlanması isteniyorsa, göçmenlere her alanda fırsat eşitliği sunan yeni bir politika izlenmesi gerekiyor” dedi.

Vakit