Amerika ile İran Arasında Nükleer Savaş Senaryosu
RAND Cooparation yayınladığı bir raporda, ABD ile İran arasındaki gerilişim yeni bir nükleer savaşa doğru gittiğini ileri sürdü
Amerika'nın önde gelen Think Tank kuruluşlarından RAND Cooparation yayınladığı bir raporda, ABD ile İran arasındaki gerilişim yeni bir nükleer savaşa doğru gittiğini ileri sürdü.
Amerikan dergilerinden CounterPunch'de David Isenberg tarafından "The Return of Limited Nuclear War?" (Sınırlı Nükleer Savaşa Dönüş) başlıklı bir yazı yayınlandı.
"RAND'ın Yeni Kıyamet Monografisi" üst başlığı altında yapılan analizi arkadaşımız Metin KONDEL'in tercümesiyle sunuyoruz:
Sınırlı Nükleer Savaşa Dönüş
Yeni raporların iddia ettiği ABD'nin bölgesel güçlere karşı nükleer silah kullanacağı şeklindeki iddiaları yalanlamaması ve son olaylar nükleer silahları politik resmin bir parçası haline getirdi.
Son zamanlarda Senatör Hillary Clinton İsrail'e karşı herhangi bir nükleer saldırıda bulunulması halinde başkan olarak İran'a karşı nükleer silah kullanabileceğini söyledi. Bir röportajda bayan Clinton İsrail'e karşı nükleer silah kullanılması durumunda ABD nin de karşılık olarak nükleer silah kullanmayla cevap verebileceğiyle ilgili İran liderlerini uyardı.
Bush yönetimi kongrede yaptığı konuşmada; Kuzey Kore'nin Suriye'ye plutonyum üretimli nükleer reaktör yapında yardımcı olduğunu ancak geçen Eylül ayında İsrail'in bu reaktörü bombaladığını söyledi. Bu türden haberlerin bu türden nükleer silah yayılmasının önlenmesinin çaba gerektireceği en azından bu süre içerisinde Suriye'nin başarısız olduğu dile getirildi. Bu yüzden RAND Corporation raporu; ''tahminler ABD'nin ve ortaklarının yüksek bir ihtimalle uzak olmayan bir gelecekte bölgesel düşmanlarına nükleer silahlarla karşı gelebilecekleri gösteriyor.''
Bölgesel Nükleer Silahlara Karşı Çıkma metni 15 Nisan 2008 de RAND analistçileri David Ochmanek ve Lowell H. Schwartz tarafından yayınlandı.
1993'ten 1995'e kadar ABD hava kuvvetleri memuru olarak görev yapan Savunma Sekreteri yardımcısı Schwartz Boieng Şirketinin eski iş analisti idi.
Yazarlar Sovyetler Birliği'ne karşı soğuk savaş döneminde geçerli olan caydırıcı stratejinin hala istisnasız geçerliliğini koruduğunu dikkate alıyorlar. Bir çok arzu edilebilir sonuca yol açsa da "nükleer silahların" caydırıcı unsur olarak kullanılması bir çok soruna da yol açabiliyor. Nükleer silahların bölgesel tehditleri yok etmek amacıyla kullanılmasının unutulması halinde liderler kişisel olarak nükleer silaha sahip olmanın kötü bir durum olduğuna inanmamaya başlarlar.
Yazarlar çeşitli nedenlerden dolayı; İran liderliğinin ulusal hırslarından çok dini devrim emelleriyle çaba sarf ettiği görüşünde. Her iki ülkede bir savaşın patlak vermesi durumunda büyük risk almış olacak..
Yazıda Kuzey Kore'nin ve İran liderinin nükleer silah kullanmak için nedenleri zorladığı ifade edildi. Notta;
ABD'nin bu iki ülkeyi zorla devirmesi saçma bir girişim değildir. G W Bush tarafından yayınlanan Ulusal güvenlik stratejisi dokümanları ABD nin nihai hedefinin "tiranların sona erdirilmesi" olduğu söylenmiş. Ve hem Kuzey Kore hem de İran konuyu ilgilendiren türden rejimler olduğu vurgulandı.
Ve bu tür liderlere "bölgesel düşman ülkeler" tanımlaması yapıldı. Askeri güçlerinin ABD konvansiyonel gücüne karşı kilitlenmiş bir pozisyonda olduğunu ve bir saldırıya karşı ABD nin geniş çaplı bir askeri gücü ve karadan gelebilecek bir tehlike karşısında etkili olamayacakları rapor edildi..
Rapor; eğer gelecek 10 yıl içerisinde diplomasi başarısız olursa; İran ile Kuzey Kore'nin bir ila 3 düzine atom bombası üretebileceğini tahmin ediyor.
Gerçekte; İran ve Kuzey Kore herhangi bir mücadelede bu silahları daha erken kullanabilir. Bu ABD'nin asla karşılaşamayacağı bir senaryo da olabilir. Raporda ABD nükleer üstünlüğünü korumasına rağmen ABD bölgesel düşmanlarına karşı sınırlı nükleer silah kullanma konusunda kendinden emin olamayabilecekleri belirtildi.
Politik olarak böyle bir çıkarım nükleer silah konusunda İran ve Kuzey Kore'yle görüşmeye karşı çıkan Kongre ve Bush yönetimini destekliyor. Rapor ABD ve ortak liderlerine nükleer silahlı düşmanlarının bugün sahip oldukları askeri yeteneklerinden daha fazlasını önlemek için nükleer silah kullanmayı isteyebilecekleri açıklandı.
Bunun anlamı kuvvetlerin yerlerinin saptanabileceği, izlenebileceği ve nükleer silahların yok edilebileceği, yayılmasının önlenebileceği, ön saldırılarla kullanılmalarının önüne geçilebileceğidir. Aktif savunmanın anlamı füze savunması olup fırlatıldıktan sonra füzelerin imhasını içerir. Rapor menzil içindeki alanlarda etkili savunmayı öngörüyor.
Ancak rapor göstermelik savunmalara sınırlama götürüyor. Örnek olarak Patriot hava savunma sistemi az bir alan kaplıyor. Yoğun nüfuslu alanların savunmasında bu tür sistemler pratik bulunmuyor. Politik uzmanlara göre rapordan elde edilen çıkarım ABD nin geleneksel ABD liderliğine döndüğünü gösteriyor.
velfecr
Amerikan dergilerinden CounterPunch'de David Isenberg tarafından "The Return of Limited Nuclear War?" (Sınırlı Nükleer Savaşa Dönüş) başlıklı bir yazı yayınlandı.
"RAND'ın Yeni Kıyamet Monografisi" üst başlığı altında yapılan analizi arkadaşımız Metin KONDEL'in tercümesiyle sunuyoruz:
Sınırlı Nükleer Savaşa Dönüş
Yeni raporların iddia ettiği ABD'nin bölgesel güçlere karşı nükleer silah kullanacağı şeklindeki iddiaları yalanlamaması ve son olaylar nükleer silahları politik resmin bir parçası haline getirdi.
Son zamanlarda Senatör Hillary Clinton İsrail'e karşı herhangi bir nükleer saldırıda bulunulması halinde başkan olarak İran'a karşı nükleer silah kullanabileceğini söyledi. Bir röportajda bayan Clinton İsrail'e karşı nükleer silah kullanılması durumunda ABD nin de karşılık olarak nükleer silah kullanmayla cevap verebileceğiyle ilgili İran liderlerini uyardı.
Bush yönetimi kongrede yaptığı konuşmada; Kuzey Kore'nin Suriye'ye plutonyum üretimli nükleer reaktör yapında yardımcı olduğunu ancak geçen Eylül ayında İsrail'in bu reaktörü bombaladığını söyledi. Bu türden haberlerin bu türden nükleer silah yayılmasının önlenmesinin çaba gerektireceği en azından bu süre içerisinde Suriye'nin başarısız olduğu dile getirildi. Bu yüzden RAND Corporation raporu; ''tahminler ABD'nin ve ortaklarının yüksek bir ihtimalle uzak olmayan bir gelecekte bölgesel düşmanlarına nükleer silahlarla karşı gelebilecekleri gösteriyor.''
Bölgesel Nükleer Silahlara Karşı Çıkma metni 15 Nisan 2008 de RAND analistçileri David Ochmanek ve Lowell H. Schwartz tarafından yayınlandı.
1993'ten 1995'e kadar ABD hava kuvvetleri memuru olarak görev yapan Savunma Sekreteri yardımcısı Schwartz Boieng Şirketinin eski iş analisti idi.
Yazarlar Sovyetler Birliği'ne karşı soğuk savaş döneminde geçerli olan caydırıcı stratejinin hala istisnasız geçerliliğini koruduğunu dikkate alıyorlar. Bir çok arzu edilebilir sonuca yol açsa da "nükleer silahların" caydırıcı unsur olarak kullanılması bir çok soruna da yol açabiliyor. Nükleer silahların bölgesel tehditleri yok etmek amacıyla kullanılmasının unutulması halinde liderler kişisel olarak nükleer silaha sahip olmanın kötü bir durum olduğuna inanmamaya başlarlar.
Yazarlar çeşitli nedenlerden dolayı; İran liderliğinin ulusal hırslarından çok dini devrim emelleriyle çaba sarf ettiği görüşünde. Her iki ülkede bir savaşın patlak vermesi durumunda büyük risk almış olacak..
Yazıda Kuzey Kore'nin ve İran liderinin nükleer silah kullanmak için nedenleri zorladığı ifade edildi. Notta;
ABD'nin bu iki ülkeyi zorla devirmesi saçma bir girişim değildir. G W Bush tarafından yayınlanan Ulusal güvenlik stratejisi dokümanları ABD nin nihai hedefinin "tiranların sona erdirilmesi" olduğu söylenmiş. Ve hem Kuzey Kore hem de İran konuyu ilgilendiren türden rejimler olduğu vurgulandı.
Ve bu tür liderlere "bölgesel düşman ülkeler" tanımlaması yapıldı. Askeri güçlerinin ABD konvansiyonel gücüne karşı kilitlenmiş bir pozisyonda olduğunu ve bir saldırıya karşı ABD nin geniş çaplı bir askeri gücü ve karadan gelebilecek bir tehlike karşısında etkili olamayacakları rapor edildi..
Rapor; eğer gelecek 10 yıl içerisinde diplomasi başarısız olursa; İran ile Kuzey Kore'nin bir ila 3 düzine atom bombası üretebileceğini tahmin ediyor.
Gerçekte; İran ve Kuzey Kore herhangi bir mücadelede bu silahları daha erken kullanabilir. Bu ABD'nin asla karşılaşamayacağı bir senaryo da olabilir. Raporda ABD nükleer üstünlüğünü korumasına rağmen ABD bölgesel düşmanlarına karşı sınırlı nükleer silah kullanma konusunda kendinden emin olamayabilecekleri belirtildi.
Politik olarak böyle bir çıkarım nükleer silah konusunda İran ve Kuzey Kore'yle görüşmeye karşı çıkan Kongre ve Bush yönetimini destekliyor. Rapor ABD ve ortak liderlerine nükleer silahlı düşmanlarının bugün sahip oldukları askeri yeteneklerinden daha fazlasını önlemek için nükleer silah kullanmayı isteyebilecekleri açıklandı.
Bunun anlamı kuvvetlerin yerlerinin saptanabileceği, izlenebileceği ve nükleer silahların yok edilebileceği, yayılmasının önlenebileceği, ön saldırılarla kullanılmalarının önüne geçilebileceğidir. Aktif savunmanın anlamı füze savunması olup fırlatıldıktan sonra füzelerin imhasını içerir. Rapor menzil içindeki alanlarda etkili savunmayı öngörüyor.
Ancak rapor göstermelik savunmalara sınırlama götürüyor. Örnek olarak Patriot hava savunma sistemi az bir alan kaplıyor. Yoğun nüfuslu alanların savunmasında bu tür sistemler pratik bulunmuyor. Politik uzmanlara göre rapordan elde edilen çıkarım ABD nin geleneksel ABD liderliğine döndüğünü gösteriyor.
velfecr