Amerika İran'a Saldıracak Mı?

Amerika İran'a Saldıracak Mı?

İran, dünyanın petrol sevkıyatının yüzde 25'inin yapıldığı Hürmüz Boğazı'nı kapatabilir.Petrol fiyatları roket gibi fırlayabilir. İran, Hizbullah'ın İsrail'e füzelerle saldırmasını teşvik edebilir…

İran'ın nükleer silahı bulunmuyor ve uzun yıllar boyunca da bunları geliştiremeyecek. ABD donanma gemilerinin yarısı, İran'a saldırma mesafesinde bekletiliyor.




Başkan George Bush ve Başkan Yardımcısı Dick Cheney, İran'ın Irak'ta Amerikalıları öldürdüğünü ve nükleer bir holokost başlatma tehdidinde bulunduğunu iddia eden retorikleri de bilinen bir durum. İngiliz medyası, Bush yönetiminin yakın gelecekte İran'ı bombardımana tutacağı tahmininde bulunuyor. Görünen o ki, Beyaz Saray, İran'a karşı daha önce Irak'a saldırmak için dört yıl önce kullandığı bildik propaganda tekniklerini kullanıyor. Oysa gerçek hiç de öyle değil.

İran, nükleer silaha sahip değil ve uzun yıllar boyunca da sahip olamayacak. Birleşmiş Milletler organı olan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK), Irak'taki kitle imha silahları konusunda haklı çıktı. Kurum şimdi de İran'ın nükleer bomba elde etme planları olduğuna dair kanıt bulunmadığını söylüyor. UAEK, kısa bir süre önce İran'ın geçmişteki nükleer aktivitelerini açığa çıkaran ve nükleer sitelerin tümüyle incelenmesini içeren bağlayıcı bir anlaşmaya vardı. İran konusunda ortaya atılan bir diğer iddia da İran'ın Irak'taki direnişe silah sağladığı, hatta açılan silah dükkanlarından alınan silahlarla ABD operasyonunun altının oyulduğu söylentileri. Yıllardır İran'ın Şii militanlara askerî, ekonomik ve politik destek verdiği bilinen bir gerçek. Ancak, Bush yönetimi İran'ın özellikle ABD askerlerini hedef alan eylemler gerçekleştirdiğini hiçbir zaman kanıtlayamadı.

İki yıldır, Birleşik Devletler Irak'taki etnik azınlıklara ve bölücü gruplara binaları havaya uçurmaları, devrim muhafızlarına suikast düzenlemeleri ve Tahran rejimini istikrarsızlığa uğratma adına sivilleri öldürme çabalarında onlara yardım etti. Kısaca, Birleşik Devletler, İran'da tam olarak bu ülkeyi Irak'ta yapmakla suçladığı şeyleri yaptı. Cheney'nin liderlik ettiği, yönetimdeki aşırılık yanlıları Bush'un görevden ayrılmasından önce İran'ı bombalamak için bir fırsat oluştuğunu düşünüyor. Tahran'da rejimi devirecek ve İranlıların ABD'yi kurtarıcı gibi görmesini sağlayacak kapsamlı bir bombardıman kampanyası başlatmayı umut ediyorlar. Tüm bunlar biraz da olsa kulağa tanıdık geliyor mu?

Gerçekte, bir ABD saldırısı felaket olurdu. İran, dünyanın petrol sevkıyatının yüzde 25'inin yapıldığı Hürmüz Boğazı'nı kapatabilir. Petrol fiyatları roket gibi fırlayabilir. İran, Hizbullah'ın İsrail'e füzelerle saldırmasını teşvik edebilir. Müslümanlar, Avrupa, Ortadoğu ve Asya'da gösteriler düzenleyebilir. İran, öfke ve cesareti harekete geçirebilir, Irak'taki Şii partilerin ABD askerlerine saldırmasını sağlayabilir. Gerçekten hiç de uzak olmayan bu kâbus senaryosunda, İran, Birleşik Devletler ve müttefiki ülkelerde terörist saldırıları cesaretlendirebilir. Suriye Cumhurbaşkanı ile 2006'da yaptığım bir röportajda, Esad bana, "Askerî bir saldırı düzenlerseniz, kaosla karşı karşıya kalacaksınız. Bu çok tehlikeli." demişti.

İran'ı bombalama kararı kısmen de olsa Amerikan halkının eylemlerine bağlı. Şimdi zaman, ulusal ve yerel politikacıların Ortadoğu'da yeni bir insanî felaket istemediğimizi görmelerini sağlama zamanıdır. Pembe Kod şu an, şehir konseylerinde İran'a karşı bir saldırıya karşı çıkacak bir kararın onaylanması için ulusal kampanya başlatmış durumda. ABD Senatörü Bernie Sanders, İran'a Kongre onayı olmaksızın bir saldırı düzenlenmesini yasaklayan bir tasarıyı Senato'ya sunmuş durumda. ABD'nin gerçekten İran'ı bombalayıp bombalamayacağını öngöremem; ancak tehlikenin son 25 yıla kıyasla bugün çok daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Sorun, bunu durdurmak için ne yapıp ne yapmayacağınızdır. San Francisco Bay Guardian, 25 Eylül 2007