Amerikalı General Müşerref!
General Pervez Müşerref’in Pakistan’daki Kırmızı mescitte işlediği katliamı, bir Arap veya Müslüman yönetici gazino veya oyun salonuna karşı işlemiş olsaydı, batıda ve doğuda yer yerinden oynardı.
General Pervez Müşerref"in Pakistan"daki Kırmızı mescitte işlediği katliamı, bir Arap veya Müslüman yönetici gazino veya oyun salonuna karşı işlemiş olsaydı, batıda ve doğuda yer yerinden oynardı.
CEMAL SULTAN
Kabil"deki Taliban hareketi sinema veya tiyatro salonuna karşı bu eylemi yapsaydı, dünyada herkesin bu saldırıyı kınadığını görürdünüz.
Amerikalı General Müşerref"in Allah"ın evlerinden birine karşı işlediği skandalın Müslümanlar nezdinde bir dokunulmazlığı ve kudsiyeti olsaydı, örneğin Kiliseye veya Yahudi mabedine karşı bu eylemi yapsaydı, bir hafta içinde dosyası savaş suçlusu olarak uluslararası mahkemeye sunulurdu.
BEYNİ AMERİKALILARCA YIKANMIŞ
Müşerref ABD"nin istediği askeri lider modelidir. Generalin beyninin yıkanması işlemi, gerek Pakistan içinde, gerekse de ABD"de Amerikalı uzmanlar tarafından savaşçı düşüncenin eğitimi ve oluşturulması yönünde peşi sıra gelen kurumlar kanalıyla gerçekleştirildi.
Müşerref tıpkı diğerleri gibi ABD"ye "isyan" sahasının sınırlı olduğunu biliyor. Zira bu isyanın bedeli, tıpkı rahmetli General Ziya Ülhak"ın uçağına konulduğu gibi küçük bir bombadır.
TÜRKİYE VE TUNUS ÖRNEKLERİ
Bu deforme edilmiş generaller kendi milletlerinin özelliklerinden ve dinamiklerinden tamamen uzak şekilde hazırlanmıştır. Her ne kadar bu kutsallıklara, dokunulmazlıklara ve değerlere derin iğrenti ve düşmanlık duyguları derinleşmiş olmasa bile, insanların dokunulmazlarına ve kutsallıklarına turistler veya yabancı gözlemciler gibi bakarlar. Bu değerleri ve dokunulmazlıkları değiştirme eğiliminden onları ancak halkların hesap edilmemiş sürpriz çıkışları engellemektedir. Fakat halkların ve ülkelerin şiddetli kırılma dönemlerinde bu eğilimin geçirilmesi için şartlar kullanılmıştır. Tıpkı Türkiye"de Mustafa Kemal ve Tunus"ta Habib Burkiba eliyle yaşandığı gibi.
Bu yüzden Arap ve İslâm dünyasındaki laik rejimler askeri kurumun toplumdan psikolojik, zihinsel, değersel ve inançsal olarak ayrıştırılmasını güçlendirecek birçok düzenleme, karar ve organizeler bulma eğilimine girmişlerdir.
BATININ ÇİFTE STANDARDI
Beni dehşete düşüren husus Kırmızı mescide yönelik vahşi ve barbarca yok etme girişimi esnasında Batı hatta Doğu dünyasında hiç kimsenin bu vahşete son verilmesi ve bu yolla ibadethanelere saldırının durdurulması çağrısı veya bildirisi yayınlamamasıydı.
Oysa dine söven veya kutsallıklara dil uzatan bir yazara yönelik tehditler sebebiyle ayağa kalkan ve bu tehditleri insan haklarının çiğnenmesi olarak gören ve adı geçen yazarı savunmak için çeşitli siyasi ve hukuki çevrelerden bildiriler çıkaran Batılı çevreler, Pakistan"ın en büyük camilerinden birinde kadın, çocuk ve yaşlıları vuran topları gördükleri halde tek kelime konuşmadılar.
HİND ORDUSU BİLE YAPMADI
Televizyon kanallarının futbol maçıymış gibi saatlerce aktardıkları sahneleri "insan hakları sevdalısı dünya" bizimle birlikte izledi. Ardından da masum cesetler ve ceset parçaları kuzey başkentlerini etkilediği vakit "neden bu görüntüler Müslümanların duygularını harekete geçirmiyor" diye sormaktalar.
Pakistan ordusunun kuruluşu İslâm inancı temeline dayanır. Zira Pakistan devletinin doğuşu "Müslümanlar için devlet" kurmak için Hindistan"dan kanlı ayrılma sonrası gerçekleşti.
İronilik, bu orduya önderlik eden Müslüman bir generalin İslâm dininde sembol değere sahip büyük bir mescide yönelik vahşi eylemi işleyen olması.
Böyle bir eylemin geçmişte Hindistan ordusu tarafından işlendiğini sanmıyorum. Fakat Amerikan baskısı Müslüman bir general işledi.
MÜŞERREF"İN SONU OLACAK
Kanımca Kırmız Mescit olayı Pervez Müşerref"in geleceği hatta belki varlığının sonu için bitirici bir noktadır. Fakat bu durum bizleri, her Müslüman"ın hatta vicdan sahibi her insanın kalbini kanatan bu üzücü tabloyu düşünmekten alıkoyamaz.
Mısır"da yayımlanan El Mısriyyun gazetesi, 14 Temmuz 2007,Arapçadan çeviri: Halil Çelik
Vakit