Amerika'nın 'Sadr' Endişesi
El Menar'da Yusuf Fermandez tarafından yayınlanan analizde, Amerika'nın Sadr hareketinden duyduğu kaygı dile getirildi
WASHİNGTON SADR HAREKETİNİN IRAK'TAKİ YÜKSELİŞİNDEN ENDİŞELİ
Yusuf Fernandez
Almanar.com
Irak'ta 7 Mart'ta yapılan son parlamento seçimlerinin en büyük sonuçlarından biri de Mukteda Sadr hareketinin yükselişi oldu. Şii bir âlim ve Irak Şii ulemasının en ünlülerinden Muhammed Sadık es Sadr'ın oğlu olan Mukteda, ülkedeki Amerikan işgalinin en ateşli muhaliflerinden olageldi hep. Sadrcı güçler ve Irak Yüksek İslam Konseyi, Başbakan Nuri Maliki'nin ikinci dönem liderliğini destekleyen Irak Ulusal İttifakı'nın ana gövdesini oluşturdular. Maliki bu partilerle anlaşarak ülkenin seçimden sonra girdiği politik çıkmaza kesin bir son vermiş oldu.
Barak Obama yönetimi, bu yedi ay süresince Irak'ın iç politik sürecine karışmayacağını iddia etmişti. Buna rağmen Maliki ve eski başbakan İyad Allavi sabık CIA elemanı- ortaklığında batı yanlısı bir koalisyon hükümeti kurmaya çalıştı. Amerikan yönetimi kısa sürede varılacak bir uzlaşının istenen sonucu vereceğini iddia ediyordu. Kürt bir yetkili Christian Science Monitor'dan Jane Araf'a yaptığı açıklamada "Amerikalıların muazzam baskısı altındayız" Cumhurbaşkanı Talabani'den istifa etmesini istiyorlar açık açık. Hem Obama hem de Başkan Yardımcısı Joe Biden şahsen, Talabani'den Allavi'nin yeni başbakan olması için istifa etmesini istediler" ifadelerini kullandı. Fakat Kürt partileri ABD'nin talebini kabul etmek için hiçbir istek göstermediler.
Allavi önderliğindeki Irakiyye bloğu ise Maliki'nin Kanun Devleti bloğu ile anlaşmak zorunda bırakıldı. Bu anlaşmaya göre meclis sözcülüğü görevi Irakiyye'nin Sünni üyesi Üsame el Nüceyfi'ye kardeşi ile birlikte kuzeydeki Musul'u kontrol ediyor- verildi. Asıl sürprizse Iraklı milletvekillerinin Maliki'nin ikinci kez başbakanlığa atanacağı meclis oturumunu kitlesel olarak terk etmeleriyle ortaya çıktı. Allavi daha sonra bu anlaşmayı kınadı ve Irak'taki şiddetin artacağı uyarısını yaptı.
Bu nedenle Irak'taki yeni politik denklem Maliki'nin iktidarda kalması Sadr'ın desteği sayesinde- üzerinde temelleniyor. The Los Angeles Times Sadrcılarla varılan bu anlaşmayı Maliki için "müthiş bir zafer", Washington için de "stratejik bir hezimet" olarak tanımlıyor.
Direnişle Dolu bir Tarih
Sadr'ın Mehdi Ordusu 2004'ün Nisan ve Ağustos aylarında Irak'taki Amerikan işgali karşısında iki kez isyan başlattı. 2007-2008 yıllarıysa daha çatışmalı geçti. Mukteda o sıralarda Amerikan medyası tarafından "Irak'ın en tehlikeli adamı" olarak tanımlanıyordu. Fakat Iraklılar, özellikle de Şiiler için o bir kahramandı; nefret duyulan işgalcilerin karşısına sadece sözle değil eylemle de çıkabilmiş bir adamdı. Sadr ve Maliki arasındaki bu yeni politik anlaşma, General David Petreaus'un 2007-2008 yıllarında Mehdi Ordusu karşısındaki savaşının boş bir çaba olduğunun yeni bir kanıtını sunmuş oldu.
Sadr, yakın bir zamana kadar Maliki'nin ikinci dönem başbakanlığına karşı çıkıyordu. Amerikan güçlerinin desteklediği Maliki 2008 yılında, Sadr'ın Mehdi Ordusu ile çatışmak için Bağdat'ın Sadr Şehri'ne saldırmıştı. İki taraf sonrasında ateşkes yapmışlar ve Mukteda Sadr taraftarlarına silah bırakma çağrısında bulunmuş, fakat Amerikan işgalini kınamayı ve ABD birliklerinin Irak'tan tamamen çekilmesini talep etmeyi sürdürmüştü.
Sadr 2007 yılında İran'ın kutsal kenti Kum'a yerleşti ve Irak Şiileri arasındaki dini konumunu güçlendirmek için ilim tahsiline başladı. İran'da siyasi ve dini liderlerden oluşan önemli bir şebeke tesis etti. Pek çok kaynağa göre Maliki ve Sadr'ın hükümeti kuracak uzlaşıya varmaları için geçmişteki meselelerinin ve politik farklılıklarının üstesinden gelmelerine İran yardım etmiş.
Sadr'ın politik olarak geri dönüşü dikkatli bir planlamanın sonucuydu. Mart seçimlerinin bir sene öncesinde o ve üst düzey yardımcıları "makine" olarak isimlendirdikleri bir seçim stratejisi komitesi oluşturdular. Hedefleri seçim sisteminden olabilecek en büyük faydayı devşirmekti. Uzmanlardan oluşan bir ekip, her eyaletten seçmenlerin oluşturduğu geniş bir veri bankası kurdu ve parlak bir seçim kampanyası yürüttü.
Aslında bu zor olmadı. Sadr'ın işgal karşıtı tutumu, dini ulusçuluğa eğilimi ve Şii topluluğunun savunucusu olma imajı Özgür Hareket adlı partisinin seçimde yeni sandalyeler elde eden tek güç haline gelmesine yol açtı. Özgür Hareket Partisi 325 koltuktan 39'unu kazandı. Irakiyye bloğu 91 sandalyeyle en çok oyu alırken, Maliki'nin Hukuk Devleti bloğu 89 sandalyede kaldı. Buna rağmen Allavi ve Maliki 163'lük çoğunluk sayısının gerisine düştüler. Yine de Maliki'nin kendi partisi Ed Dava da dâhil olmak üzere Şii dini partiler açık bir çoğunluk elde etmişlerdi.
Washington Bir Irak Hizbullah'ının Doğuşundan Korkuyor
Bazı Amerikalı yetkililer şimdilerde Sadr hareketinin, Hizbullah'ın gelişmiş ve güçlü bir silahlı teşkilat kuran direniş hareketi ile sosyal programlar şebekesini birleştirme başarısını kopya edebileceğinden korkuyorlar. Sadr'ın ABD'nin Irak'taki varlığını tartışırken kullandığı dil direniş ve işgal- Hizbullah'ın İsrail işgali karşısındaki bildirilerine benziyor.
"Mukteda" kitabının yazarı Patrick Cockburn, Sadr'ın Irak'ta kitlesel desteğe sahip tek hareketi temsil ettiğini yazıyor. Kitabında Amerikan medyasının ve hükümetinin Sadr'ı öcü gibi gösterip küçük düşürmeye çalışmasına rağmen, bu kişinin "Şia inancından kaynaklı katı bir güç" geliştirdiğini izah ediyor. Cockburn, "Mukteda ve bağlıları çok dindar insanlar, kendilerini bin dört yüz yıl önce İmam Hüseyin (a) ve kardeşi Abbas'ı Emeviler karşısında şehid düşüren zulme karşı çıkma geleneğinin takipçileri olarak görüyorlar" diyor.
Los Angeles Times'a göre Maliki ile yapılan anlaşmanın Sadrcıların Irak güvenlik güçleri, valilikler ve hatta hapishaneler içersindeki etkilerinin artmasıyla sonuçlanacağına şüphe yok. Maliki hükümeti son birkaç ay içinde Mehdi Ordusu'nun yüzlerce üyesini serbest bırakarak, daha önce Amerikan kuvvetleri ile savaşmış olan bu milis komutanlarını bazı emniyet makamlarına atadı. Mehdi Ordusu üyelerinin ve Iraklı yetkililerin Times'a yaptıkları açıklamalara göre bazı üst düzey Sadr taraftarları İçişleri Bakanlığındaki yüksek makamlara getirildiler. Grup bazı siyasi kazanımlar da elde etti. Sadr tarafı meclis sözcülüğü yardımcılığını kazandı ve başbakanlık yardımcılığı için de rekabet ettikleri söyleniyor.
Amerikan Etkisi Azalıyor
Los Angeles Times Sadr hareketinin ününün ABD tarafından Irak'taki etkisinin azaltılmasını güçleştireceğini de ilave ediyor. Washington, Sadr'ın Irak politikasındaki artan rolünden çok endişeli ve Maliki'den onu iktidardaki koalisyonun dışına atmasını istiyor.
Amerikalı yetkililer başlangıçta Iraklıları hızlı bir şekilde hükümet kurmaları için cesaretlendiriyorlardı fakat sonrasında Sadr'ın Özgür Hareketi'nin bunda belirleyici bir rol oynadığını gördüklerinde işi yavaşlatmaya çalıştılar. ABD açıkça, yeni hükümetin kurulmasını Maliki ve Sadr arasındaki anlaşmayı bozacak kadar geciktirmeyi umuyordu. Amerikan Büyükelçisi James Jeffries birçok kez Sadr'ın Irak hükümetinde yer almasının Washington tarafından kabul edilemez olduğunu söyledi. Londra'da yayın yapan Aşşark el Evsat gazetesi, Amerikan yönetiminin Maliki'den Sadrcılardan uzak durmasını istediğini ve Sadrcıların meclisteki önemli noktalara getirilmelerine gönülsüz olduğunu belirttiğini yazdı.
Buna rağmen, Sadr hareketinin önde gelen isimlerinden Cevad el Hasanevi Times'a "Maliki'nin Sadrcılara çok güçlü bir bağlılık duyduğunu" belirtiyor. Iraklı milletvekilleri ve siyasi liderler açık açık "politik konularda artık Washington'un tavsiyelerine uymadıklarını" söylüyorlar. Iraklılar bunun yerine komşu ülkelere, özellikle de İran'a dönüyorlar yüzlerini. Rakip politik parti önderleri son birkaç ay içersinde İran, Türkiye, Ürdün, Mısır, Suriye ve Suudi Arabistan'a resmi ziyaretler gerçekleştirdiler.
Başbakan Maliki'nin yakın müttefiklerinden Şii milletvekili Sami Askeri Associated Press'e "Iraklı siyasetçiler ABD'ye eskisi gibi cevap vermiyorlar. Onlara çok dikkat etmiyoruz. Amerikalıların Irak hükümetinin nasıl olması gerektiği hakkında kendi görüşleri var. Fakat bu, gerçek sahadaki politik güçlerle uyuşmuyor ve etkili değil. Amerika'nın zayıf rolü bölge ülkelerine Irakla ilgili meselelerde daha bağımsız hareket edebilme duygusunu kazandırdı" diye konuşmuş.
Obama yönetimi bunu engellemeye dönük bir girişim olarak Amerikan askeri işgalini uzatmak istediğini ima etti. Savunma Bakanı Robert Gates geçenlerde "Bağdat'taki yeni hükümet tarafından, 2011 Aralık'ında yapılması beklenen geri çekilmeyi ertelemeye dönük bir teklifi müspet karşılayacağını" söyledi.
Buna rağmen New York Times'da yayınlanan yenilerdeki bir makalenin de ima ettiği gibi, ABD'nin temel endişesi Sadrcıların Irak parlamentosundaki güçlü varlıklarının, 2011 sonunda birliklerini geri çekmeyi planlayan ABD'nin bunun sonrasında Irak'ta güçlü bir askeri varlık bırakma planlarını zorlaştıracak oluşu.
Iraklı bazı politik ve askeri liderlerin bu planı desteklemelerine rağmen Sadrcılar yabancı işgaline karşı çıkmayı sürdürüyorlar. Bu anlaşmayı protesto eden on binlerce Sadr taraftarı Irak şehirlerindeki sokakları doldurdular. Sadrcı milletvekili Hadim Seyyadi Birleşik Arap Emirlikleri Gazetesi The National'a verdiği demecinde "Hükümetteki Sadr taraftarları Amerikalı yetkililerle görüşmeyecekler. Onlarla hiçbir anlaşma imzalamayacağız. Amerikalıları kendi hallerine bırakacağız. Amerika'nın Irak işgali karşısında her zaman tutarlı olduk ve işgalin 2011'deki geri çekilmenin sonrasında da sürmesini reddedeceğiz" şeklinde konuştu.
El Menar'da yayınlanan bu analiz Kemal Saral tarafından Velfecr için çevrildi.
velfecr