"Anlaşma menfaatimize olmazsa imzalamayız"
IMF ile anlaşma konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir açıklama yaptı. Başbakan kararlı tutumunu sürdürerek 'anlaşma menfaatimize olmazsa imzalamayız' dedi.
Başbakan 'Gerekirse 8 milyar dolar borcumuzu öder yoılumuza devam ederiz' dedi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hala 'IMF ile niçin anlaşma bitirilemedi' diyorlar. Ülkemin menfaatleri elde edilecek, ondan sonra imza atacağız" dedi.
İstanbul Ticaret Odası'nda (İTO) düzenlenen başarılı kobilere ödül törenine katılan Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, "Hala 'IMF ile niçin anlaşma bitirilemedi' diyorlar. Ülkemin menfaatlerini elde etmediğimiz sürece kusura bakmayın, biz imzayı atmayız. Ülkemin menfaatleri elde edilecek, ondan sonra imza atacağız" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Tarihine, tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkmayan bir milletin geleceğini tasarlaması asla mümkün değildir'' dedi.
İstanbul Ticaret Odası'nca restore edilen Yeni Cami Hünkar Kasrı'na gelişinde kasrın eski ve yeni halini gösteren fotoğrafları tek tek inceleyen Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, kasrın restorasyonuyla tarihsel bir sorumluluğu yerine getirirken, aynı zamanda İstanbul'a, Türkiye'ye ve dünya tarih mirasına da önemli katkı sağladıklarını söyledi.
Hünkar Kasrı'nın uzun süre adeta kaderine terk edildiğini, bakımsız kaldığı için çatısından, taşıyıcı elemanlarına kadar hasarlar oluşarak tarihsel özelliğini kaybetme durumuna geldiğine işaret eden Erdoğan, ''İstanbul Ticaret Odamızın değerli katkılarıyla toplam 8,6 milyon TL'lik bir kaynakla bu eser restore edildi ve adeta küllerinden doğarak tarihsel kimliğini yeniden kazandı'' diye konuştu.
Erdoğan, terk edilmiş durumdaki bu tarihi eserin birçok önemli parçasının çalındığını, Aralık 2002 ve Ocak 2003 tarihleri arasında çalınan çini panoların sıkı takip sonucu Londra'da bir müzayedede satışa konu edildiğini tespit ettiklerini söyledi.
Bunun üzerine Londra Büyükelçiliği'ni devreye sokarak bu çini panoları 14 Nisan 2007 tarihinde İngiliz makamlarından teslim alarak Türkiye'ye getirdiklerini anlatan Erdoğan, ayrıca kasrın diğer birçok bölümünü de İstanbul'da terk edilmiş halde bulduklarını ve toplanan tüm bu çinileri, bu parçaları aslına uygun şekilde yerine koymak için çalışmaların devam ettiğini belirtti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Tarihine, tarihe ve kültürel mirasına sahip çıkmayan bir milletin geleceği tasarlaması asla mümkün değildir. Bu topraklarda bulunan her tarihi eser, niteliği, niceliği her ne olursa olsun bize miras bırakılmıştır ve bu mirası gözümüz gibi muhafaza etmek gibi bir sorumluluğu hep birlikte taşıyoruz. Tarihi eserler arasında bir ayrıma gitmek, 'Bu şu imparatorluktan kalmadır, bu şu devletten, şu topluluktan kalmadır' diyerek ayrımcılık yapmak, açık söylüyorum reddi mirastır. Tarihe ve geçmişimize büyük haksızlıktır. Topkapı Sarayı nasıl bu topraklara aitse, Süleymaniye, Ayasofya, Yeni Cami, Bağdat Köşkü, Hünkar Kasrı nasıl bu topraklara aitse, aynı şekilde Efes, Meryem Ana, Nemrut, Zeugma da bu topraklara ve bize aittir. Esasen bu topraklar üzerinde 1000 yıllardır oluşmuş bu tarihi mirası bugünlere kadar taşıyarak bugün de imkanlar çerçevesinde restore edip dünya kültürünün hizmetine sunarak önemli bir mesajı da veriyoruz.''
-BUGÜNÜN NESİLLERİNE DÜŞEN GÖREV-
Başbakan Erdoğan, bu topraklar üzerinde 1000 yıllar boyunca çok farklı kültürler, çok farklı inançlar, mezhepler ve toplulukların bir ve beraber yaşayarak her birinin bu topraklara önemli eserler bıraktıklarını kaydetti.
Bir devletin yıkılıp bir başkası kurulduğunda geçmişin eserleri tahrip edilmeyerek tam tersine büyük bir hassasiyetle korunup geleceğe taşındığına işaret eden Erdoğan, zaman zaman bunları anlamayanların ortaya çıktığını ve ''Niçin restore ediyorsunuz'' diyenlerin olduğunu söyledi.
Erdoğan, belediye başkanı olduğu dönem yaptığı restorasyon çalışmalarında bunu yaşadığını belirterek, ''Bu restorasyon çalışmaları nedeniyle eleştirenler oldu. Bunlar bu ülkede siyaset yapıyorlar. Bu ülkede bunlar üstelik iktidar gördüler. Fakat biz bunlara kulak asmadık ve yolumuza devam ettik ve bunların bize neler kazandırdığını sadece ülkemiz çerçevesinde değil, dünya genelinde de gördük'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Bugünün nesillerine düşen de geçmişten, atalarımızdan devraldığımız bu mirası, bu eserleri aynı şekilde koruyarak, güçlendirerek gelecek nesillere emanet etmeleridir. Biz bu şuurla ve bu ruhla tarihimize ve eserlerimize yaklaşıyor, her birini dünya mirasına yeniden kazandırmak için çaba harcıyoruz'' diye konuştu.
-DÖNEMLER ARASINDA RESTORASYON KIYASLAMASI-
Türkiye genelinde 1998-2002 yılları arasında sadece 46 eserin restorasyonunun yapıldığını hatırlatan Erdoğan, 2002-2008 yılları arasında ise toplam 3 bin 363 eserin restorasyonunu gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Erdoğan, 2010 Avrupa İstanbul Kültür Başkenti çerçevesinde de çalışmaların devam ettiğini, bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önemli projeler gerçekleştirdiğini, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün önemli çalışmalar yaptığını, İstanbul Ticaret Odası ve benzer sivil toplum kuruluşlarının da bu tarihi çabaya destek verdiklerini söyledi.
Erdoğan, sadece Türkiye içinde değil, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) aracılığıyla da tüm dünyaya yayılmış eserleri tespit ederek bunların rönovasyon ve restorasyonunu yaptıklarını belirtti.
Şu anda TİKA'nın Balkanlar'da, çeşitli Arap ülkelerinde, Türki Cumhuriyetler'de, Kafkaslar'da, Avrupa'nın değişik yerlerinde hatta Amerika'da görüleceğini ifade eden Erdoğan, bu ajansın bu anlayışla oluşturulduğunu dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, TİKA'nın en son Moğolistan'da Türk tarihi açısından en kıymetli eser sayılan Orhun Abideleri'ni hayata döndürdüğünü ve buranın 42 kilometrelik yolunu da yaparak müzeyi gerçekleştirdiğini kaydetti.
Buna benzer çok sayıda çalışmanın devam ettiğine işaret eden Erdoğan, hayrat ve hasenat kültürünün önemli bir eseri olan Yeni Cami bünyesindeki kasrın da her bir köşesinde, özgünlüğün ve ihtişamın izlerinin etkili bir şekilde görüldüğünü anlattı.
Bu ihtişamın aynı zamanda zengin Türk kültürünün ve birikiminin de bir yansıması olduğuna işaret eden Erdoğan, ''Bu eseri ziyaret eden her bir vatandaşımız, her bir turist, inanıyorum ki burada bir zaman yolculuğuna çıkacak ve bu toprakların engin zenginliğine şahit olacaktır'' dedi.
-TEŞEKKÜR VE İSTEK-
Erdoğan, bu eseri yeniden kazandıran İstanbul Ticaret Odası'na teşekkür ederek, İstanbul'a ve dünya mirasına hayırlı olması dileğinde bulundu.
Erdoğan, ayrıca İTO Başkanı'ndan bu eserin restorasyonunun kaldığı noktanın öte kısmını da ele alarak orayı da Hünkar Kasrı ile birlikte tamamlamasını istedi.
O zaman bu eserin tadına doyum olmayacağını ifade eden Erdoğan, ''Şimdi yan yana sırıtıyor. Kendileri de bunu kabul ettiler. İnşallah onun da tamamlanmasıyla burası çok farklı hale gelecek'' diye konuştu.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş da Hünkar Kasrı'nın 600 yıllık geçmiş kültürel mirasın geleneksel el sanatlarını ortaya koyan önemli bir eser olduğunun altını çizdi.
Kasrın, Osmanlı el sanatlarının en güzel örneklerinin barındığı, çiniden ahşap ve sedef bezemeye kadar el sanatlarının emsalsiz örneklerini içinde bulunduran bir müze niteliğinde olduğunu dile getiren Yalçıntaş, eserin restorasyonu için Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yapılan mutabakat sonucunda, 5 yıl içinde restorasyonu tamamladıklarını ifade etti.
Konuşmaların ardından Hünkar Kasrı'nın açılış kurdelesi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ve Murat Yalçıntaş tarafından kesildi.
Erdoğan, daha sonra Hünkar Kasrı'nı gezerek bilgi aldı. Gezi sırasında sadece Anadolu Ajansı ve TRT'nin kameraman ve foto muhabirlerinin içeri girişine izin verildi.
Törene İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, ilçe belediye başkanları, sivil toplum örgütü temsilcileri, iş ve sanat dünyasından çok sayıda davetli katıldı.
ajanslar