"Arap Partiler AKP Gibi Davranamaz"

"Arap Partiler AKP Gibi Davranamaz"

Şark'ül Evsat gazetesinden Saad bin Tufle'nin yazısı. Biraz kompleks, biraz Batı'nın çorbasını içmişlik biraz da Doğu'nunekmeğini yemişlik kokuyor.

Araplar AKP'nin örnek alınması gerektiğini söylese de, hiçbir dinci Arap partisi AKP gibi demokratik davranmaya hazır değil. 'Donuk' dini düşüncenin esiri olmuş durumdayız

SAAD BİN TUFLE

Arapların AKP gibi demokratik davranması imkânsız

Biz Arapların durumu tuhaf. Türkiye'deki seçimler ve muhafazakâr söyleme sahip laik AKP'nin zaferine dair kısır bir tartışmaya girdik. AKP demokratik oyunu kabul etti, dönüşü olmayan bir biçimde laik olduğunu ilan etti; zira, laik ilkelerden geri adım atmasının ordu tarafından ortadan kaldırılmasına yol açacağını biliyor.
Din devleti çığırtkanlığı yapan bizimkilerse, kendilerinin başarılı olacaklarını iddia edip Türk deneyimini delil olarak gösteriyor. Oysa laikliği, ilkelerini ve iktidardan ödün vermeyi kabul ettiğini açıklayan tek bir dini Arap partisi yok. Bizimkiler demokrasiyi neredeyse sadece, iktidara gelmek ve 'ilahi' diye niteledikleri yasaları dayatmak için istiyorlar. Acaba bizdeki dinci siyasetçiler, Türklerin benimsediği liberal demokrasi ilkelerini kabul ediyor mu? Utanç verici olan şeyse, sivil devlet isteyenlerin Türkiye cumhurbaşkanı Gül'ün eşinin başörtüsüne dair faydasız bir tartışmaya girmesi. Başörtüsünün farz olduğunu ve özgürlük çağrısı yapanların dürüstlüğünü sınadığını ifade edenlerin yanı sıra, başörtüsünün geri kalmışlık sembolü ve din devletinin göstergesi olduğunu savunanlar da var. Asıl mesele ikisi de değil.
Başörtüsünün dini bir yükümlülük olduğunu düşünenler peçe konusunda, geri kalmışlık işareti olduğunu düşünenlerse özgürlüğün sınırları konusunda çelişkili davranıyor.
Fakat sorun dinci akımın dayattığı 'değişmezler' zincirini aşma gücümüz ve sivil devleti savunanların çağrısını yaptığı özgürlüğün sınırlarıyla ilgili. Örneğin İran'da başörtüsü dayatılıyor, Devrim Muhafızları başörtüsünün türünü ve biçimini belirlemeye başlıyor. Malezya'daysa başörtüsü kişisel özgürlük sayılıyor ve siyasi tartışma konusu olmuyor. Oradaki insanlar sanayi ve üretimle meşgulken, biz Gül'ün eşinin başörtüsüyle iştigal ediyoruz.
Kudüs Araştırmalar Merkezi birkaç gün önce, din-demokrasi ilişkisine ve Arap dünyasında dini düşüncenin gelişmesinin zorunluluğuna yoğunlaşan bir panel düzenledi. Doğrusu panelin konusu Arapların gelişmesini engelleyen donuk dini düşünceydi. Türkiye cumhurbaşkanının eşinin başörtüsüyle ilgili basınımızda yapılan tartışma da, 'Arap akli krizi'nin göstergelerinden biri. (Londra'da Arapça yayımlanan Şark ül Evsat gazetesi, 9 Eylül 2007)