Arkadaşım Erdoğan...

Arkadaşım Erdoğan...

Obama ile Erdoğan görüşmesi samimi bir havada geçti. Yarım saat planlanan görüşme yaklaşık iki saat sürdü. Ayrıntılar şöyle:

ABD Başkanı Obama ile Başbakan Erdoğan dün Beyaz Saray'da yarım saat olarak planlanan ancak 1 saat 45 dakika süren bir görüşme yaptı. İki lider daha sonra birlikte kameraların karşısına çıktı...Liderler basının karşısında samimi görüntüler verdi. Türkiye'nin yükselen bir güç olduğunu söyleyen Obama, Erdoğan için de 'Arkadaşım' ifadesini kullandı. İşte o görüşmenin ayrıntıları...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşmenin en önemli gündem maddesi, İran'ın nükleer programı ve Türkiye'nin üstlendiği rol oldu. Obama, İran'ın nükleer kapasitesini barışçı amaçlarla kullanması için Türkiye'nin bölgedeki varlığının bir güvence teşkil ettiğini ve bunun genel anlamda dünya barışına da büyük etkisi olacağını vurguladı.
Yerel saatle 11.30'da başlaması gereken görüşme için Erdoğan, Beyaz Saray'daki görüşmeye planlanandan 15 dakika geç geldi. Heyetlerarası ve baş başa olmak üzere toplam 1 saat 45 dakika görüşen iki lider daha sonra kameraların karşısına geçti.
Nisanda Türkiye'ye yaptığı ziyarette büyük bir misafirperverlikle karşılandığını belirten ve aynısını Erdoğan'a göstermeye çalıştığını söyleyen Obama, müttefik iki ülkenin birbirlerini savunmaları gerektiğini belirtti.
"Türkiye'nin laik, demokratik, hukukun üstünlüğüne inanan ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman bir ülke olması, sadece bulunduğu bölgedeki barışın ve istikrarın değil, genel anlamıyla dünya barışına yapacağı etkinin de çok büyük olduğunu gösteriyor" diyen Obama, Afganistan'ın istikrarı konusunda verdiği destek için Erdoğan'a teşekkür etti. Obama, Irak'ta barış ve güvenliğin sağlanması için yapılacakları ele aldıklarını da vurguladı. "Türkiye ile ABD arasında kurulabilecek ilişkilerin en iyisini kurmak için elimden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumu ifade ettim" diyen Obama, sözlerini şöyle sürdürdü:
İRAN: İran'ın nükleer kapasitesini barışçı amaçlarla kullanması için, Türkiye'nin bölgedeki varlığı bir güvence teşkil ediyor. Uluslararası camiada bunun gösterilmesi anlamında Türkiye'nin oynayacağı önemli rolden bahsettik.
ERMENİSTAN: Sayın Başbakan'a, Türk - Ermeni ilişkilerinin normalleştirilmesi için attığı cesur adımlardan dolayı teşekkür ettim. Bu yolda ilerlemesi için kendisini cesaretlendirmeye çalıştım.
TERÖRİZM: Sayın Başbakan'a, Türk halkına son terörist saldırıda vermiş oldukları şehitler için başsağlığı dileklerimi ilettim ve bu saldırıların faillerinin yakalanması konusunda ABD'nin yapacağı katkılardan bahsettim. Terörizme karşı birlikte savaşmak için yapmış olduğumuz taahhüdü bir kez daha tekrarladık. ABD PKK'yı terörist örgüt olarak görmektedir. Oluşturduğu tehdit sadece Türkiye değil, Irak'ı da içermektedir ve bu derin bir kaygıya neden olmaktadır. PKK konusunda Başbakan Erdoğan'ın Kürt toplumuna karşı daha kapsayıcı olacak şekilde attığı adımlar çok yardımcı olmaktadır. Çünkü terörizmle sadece askeri açıdan mücadele edilemez. Düşünülmesi gereken sosyal ve siyasi hedefler de var.
AZINLIKLAR VE HEYBELİADA: Çok da kolay olmayan, dini ve etnik azınlıkları Türkiye'deki siyasi sürece dahil etme konusunda Başbakan'ı gösterdiği başarılardan dolayı tebrik ettim. Bunun sadece askeri tedbirlerle olmayacağı, ekonomik ve sosyal tedbirlerin de alınması boyutlarını konuştuk. Türkiye'de Heybeliada Ruhban Okulu'nun tekrar açılması yönündeki çabalar ve kendilerine bu konuda vereceğimiz destekten bahsettim.
EKONOMİK İLİŞKİLER: Ekonomik konuları ele almak amacıyla stratejik bir grup kurulmasını amaçlıyoruz. Bu sürece ABD Ticaret Bakanı ve Ticaret temsilcimiz dahil olacak.
BÖLGESEL GÜÇ: Türkiye çok büyük, çevresindekileri de etkileyebilen bir ülke. Türkiye gibi bir ülkeye 'dostum' demekten, Erdoğan'a 'arkadaşım' demekten son derece mutluyum.

Afganistan'a "eğitim" desteği
Başbakan Erdoğan da konuşmasında  şu konulara değindi:
AFGANİSTAN:  Afganistan'a 2 ay kadar önce gönderdiğimiz ilave güçle komutayı TSK aldı. Eğitim çalışmalarına verebileceğimiz destekler teati noktasında, bundan sonra atacağımız adımlar...
ERMENİSTAN: Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki süreç çok büyük önem arzediyor. Minsk üçlüsü olarak ABD, Rusya ve Fransa'dan burada çok daha ivmeyi yükselterek farklı bir sürecin sürdürülmesini kendileriyle görüştük. Bunun süreci çok olumlu etkileyeceğini söyleyebilirim. Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalizasyon süreci bununla çok ilgili.
TERÖR: 5 Kasım 2007'de yine bu odada yapılan açıklama çok önemli. Bölücü terör örgütünü buradan ortak düşman ilan ettik. İkiz kuleler vurulduğunda terör karşısındaki hassasiyetimiz ne olduysa, her ülkede terör karşısındaki hassasiyetimiz budur. Çünkü terörün dini, milleti, ırkı, vatanı yok.
İRAN: Özellikle nükleer programa yönelik müşterek yapabileceğimiz çalışmaları müzakere etme fırsatı bulduk. Bu sürecin diplomatik yollarla çözümü noktasında üzerimize ne düşüyorsa bunu yapmaya razıyız.
BÖLGESEL İLİŞKİLER: İsrail - Filistin, İsrail - Suriye, bu ilişkilerde üzerimize düşen neyse yapmaya hazırız. Küresel barışın sağlanmasında ABD üzerinde büyük görevler olduğuna inanıyorum. Elimizden gelen desteği vermek durumundayız. Çünkü zaman düşman değil dost kazanma zamanı. El ele aydınlık yarınların dünyasına gidebiliriz.


Görüşme sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kahve içerken.

Komutan da toplantıda
Basın toplantısı öncesinde yaşanan izdihamda düşmek üzere olan Türk bayrağını Dışişleri Bakanı Davutoğlu tuttu. Toplantıya Genelkur-may İkinci Başkanı  Org. Aslan Güner de (sağdan ikinci) katıldı.

 

Kandil'de istihbarat paylaşımına devam
Başbakan Erdoğan, Willard İntercontinental Oteli'nde yaptığı basın toplantısında, Kıbrıs'tan asker çekme tartışmalarını değerlendirdi: "Kıbrıs'tan asker çekme konusu, bunların hepsi magazin haberi diyebilirim. Annan Planı'nda bunların hepsini uzun uzadıya konuştuk. Sadık kaldılar mı? Yok. Öyleyse askerimiz orada aynen görevinin başında."
 Erdoğan, "Amerika Kandil'in boşaltılması konusunda bir adım atacak mı?" sorusu üzerine de şunları söyledi: "Kandil noktasında böyle bir konumu biz şu anda zaten kendimiz başından itibaren sürdürdük. Bundan sonraki süreçte de ancak istihbarat paylaşımı hususundaki birlikteliğimizi aynen devam ettireceğiz. Farklı bazı destekleri kendileri verebileceklerini söylediler." Erdoğan, basının terörle ilgili haberlerde dikkatli olması gerektiğini de vurguladıktan sonra, "Terör örgütlerinin hedefi kendi propagandasını yaptırmaktır" dedi. 
'Basın özgürlüğü sorunu yok'
Türkiye'de basın özgürlüğü diye bir sorunun olmadığını öne süren Başbakan, "Bu konu neden ABD Başkanı ile gündeme gelsin?" diye konuştu. 


aktifhaber