Atalay 'Zirverbey Köşkü' için ne dedi
İçişleri Bakanı Atalay, son gözaltılarda da iyi muamele ve hakların korunması konusundaki tartışmalara değindi ve Zirverbey Köşkü ithamlarını yorumladı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yaşanan süreçte ve ortaya atılan gerekçelerle AK Parti'nin kapatılacağına inanmadığını belirterek, ''Ama bu kadar büyük bir siyasi hareketin bu kadar büyük bir partinin ve mekanizmaları iyi çalışan bir partinin her durumu iyi değerlendirmesi de normaldir. Her durum gayet iyi değerlendirilmektedir. Hiç bir konuda boşluk söz konusu değildir'' dedi.
Atalay, Kanal 7 Televizyonu'nda yayımlanan ''Başkent Kulisi'' programına katılarak gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
''Ergenekon'' soruşturmasına ilişkin genel değerlendirmesinin ne olduğunun sorulması üzerine Atalay, yoğun bir hafta geçirdiklerini, birçok konuda önemli safhalarının bu hafta içinde yaşandığını kaydetti.
''Ergenekon'' soruşturmasının geçen yıl Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen bombalarla başladığını anımsatan Atalay, konunun ''yargının elinde yürüyen bir iş'' olduğunu söyledi. Yargı sürecinde bir konu olduğu için hükümet olarak bu konuda konuşmadıklarını, değerlendirmede bulunmadıklarını söyleyen Atalay, ''Ama bunun belli kısımlarını Bakanlığımız birimleri, Emniyet Teşkilatı yerine getiriyor'' dedi. Emniyet birimlerinin savcıların da başında bulunduğu adli bir görevi yerine getirdiğini hatırlatan Atalay, titiz davranma konusunda birimlerin sürekli uyarıldığını ve bu konuya özen gösterdiklerini kaydetti.
İddianame sürecinin devam ettiğini hatırlatan Atalay, ''Birbiriyle irtibatlı bir örgüt ortada. Şu anda bu soruşturmayla ilgili genel kanaat bu şekilde diyebilirim'' diye konuştu.
-''İŞKENCE GİBİ ÇAĞRIŞIMLAR SÖZ KONUSU OLAMAZ''-
Atalay, gözaltına alınma saatleri ve şekilleri gibi konularda eleştiriler olduğunun hatırlatılması ve ''Emniyettin gözaltılardaki tutum ve davranışlarıyla ilgili eleştirilere ne diyeceksiniz?'' sorusu üzerine, güvenlik birimlerine yönelik insan hakları konusunda hem eğitim hem uygulama aşamasında büyük bir gayret içerisinde olduklarını söyledi. Hükümet olarak insan haklarına büyük önem verdiklerini dile getiren Atalay, son gözaltılarda da iyi muamele ve hakların korunması konusunda duyarlı olunduğunu anlattı. Atalay, güvenlik birimlerinin bu yönde hassasiyet gösterdiklerini ve bunu geliştirdiklerin ifade etti.
Bazı basın yayın organlarında sorgulamalarla ilgili ''Ziverbey Köşkü'' hatırlatmasının yapıldığının ifade edilmesi üzerine Atalay, ''Öyle katiyen işkence gibi çağrışımlar burada söz konusu olamaz. O benzetmede pek isabetli değil, çok farklı dönemler. O dönem olağanüstü bir ortamın, bir dönemin uygulamalarıdır. Burada olağanüstü bir dönem yaşamıyoruz. Normal hukuki süreci yaşıyoruz. O normal hukuk süreci içinde gelişmeler devam ediyor'' şeklinde konuştu. Atalay, gözaltının emniyettin yürüttüğü adli bir görev olduğunu ve başında savcıların bulunduğunu vurguladı.
Atalay, bir başka soru üzerine emekli orgenerallerin gözaltına alınış biçimi konusunda da şöyle konuştu:
''Bu konuda bazı spekülatif haberler çıktı ve Genelkurmay Başkanlığı her şeyin usulüne, kanunlara uygun olarak yapıldığı konusunda açıklama yaptı. Bu iki emekli generalimiz askeri mekanlardan alınmıştır. Biri orduevidir, diğeri de askeri ortamda yaşadığı, ikamet ettiği yerden alınmıştır. Dolayısıyla zaten haberdarlık içinde iş birliği içinde irtibat içinde yürütülmüştür. Hiçbir sıra dışı, anormal bir şey olmamıştır.''
Atalay, bu gözaltılar sırasında herhangi bir sıkıntının yaşanmadığını, ilgili askeri birimlerle irtibat içinde gerçekleştirildiğini söyledi.
-AK PARTİ HAKKINDAKİ KAPATMA DAVASI-
Atalay, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla ''Ergenekon'' soruşturmasını ilişkilendirenler olduğunu hatırlatılması üzerine, her iki davanın kendi mecralarında giden iki ayrı, birbirinden bağımsız dava olduğunu ifade etti.
AK Parti hakkındaki kapatma davasının iktidar partisi hakkında açılmış olması nedeniyle ilk kez yaşanan bir durum ortaya çıkardığını belirten Atalay, dava sürecinin uzamasının Türkiye için olumsuzluk yaratabileceğini belirtti. Bu bakımdan davada ek süre talebinde bulunmadıklarını hatırlatan Atalay, sürecin uzamasının hem ekonomik hem de genel anlamda toplumu olumsuz etkilemesinin önüne geçmeye çalıştıklarını anlattı. Atalay, ''Ülkemizin geleceğini, demokrasimizin geleceğini, toplumuzu ve milletimizi düşünüyoruz. Hem bir an önce bitmesi hem de sonuçla ilgili değerlendirmelerimiz hep bu noktada'' dedi.
-''LİDERİMİZİN BAŞKANLIĞINDA BU HAREKET YÜRÜYOR''-
Atalay, ''partinin kapatılması halinde ne gibi hazırlıkları olduğu yönündeki'' soru üzerine de şunları söyledi:
''Biz böyle bir süreçte, bu gerekçelerle partimizin kapatılacağına inanmıyoruz. Ama bu kadar büyük bir siyasi hareketin bu kadar büyük bir partinin ve mekanizmaları iyi çalışan bir partinin her durumu iyi değerlendirmesi de normaldir. Her durum gayet iyi değerlendirilmektedir. Hiçbir konuda boşluk söz konusu değildir. Bu kadar büyük bir hareket tabii ki kendi değerlendirmelerini gelecek planlarını yapacaktır. Biz kurulduğumuz günden beri iyi analizler yaparız, siyasi tarihi iyi araştırırız, toplum boyutun iyi analiz ederiz. Bu doğrultuda çalışmalarımız devam ediyor.''
''En kötü sonucun gerçekleşmesi halinde siyasi hareket kendi birliğini bütünlüğünü koruyabilecek mi?'' sorusuna yanıt olarak da Atalay, AK Parti'nin birliğini, bütünlüğünü bozmaya yönelik değerlendirmeler, senaryolar kurulduğunu ama bunların başarıya ulaşamadığını, bütünlüğü kimsenin zedeleyemediğini ifade etti. Atalay, ''Bizim partimiz bir barış projesi ve Türkiye'nin bütünlüğünün adeta bir garantisi. Bizim birliğimiz, bütünlüğümüzle ilgili bir endişemiz yok. Liderimizin, genel başkanımızın başkanlığında bu hareket yürüyor'' dedi.
-TELEKULAK İDDİALARI -
Atalay, bir süre önce ''telekulak'' iddialarının gündeme geldiğinin hatırlatılması ve emniyettin dinleme olaylarına ilişkin sınırların ne olduğuna ilişkin soruya karşılık olarak da ''Türkiye bir hukuk devleti. Sınırı hukuktur ve yargı kararıdır'' dedi.
İnsan haklarına verdikleri önemi ve özeni vurgulayan Atalay, ''Çok özel durumlarda, özellikle terör ve örgütle suçlarla ilgili büyük bir şüphe varsa yargı kararıyla kişiler dinlenebilir'' diye konuştu. Atalay, hükümetin 2006 yılında konuyu ele aldığını ve dağınıklığı giderecek, kontrol ve denetim altında yapılmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin gerçekleştirildiğini anlattı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bir başka soru üzerine de dinleme konusunda özel bir birim kurulduğu yönünde haberlerin doğru olmadığını, bu konuda kimlerin ilgili olduğunun yasalarla belirlendiğini bildirdi.
haber7