Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Atlantik Cephesi

Batı bu güne kadar işleri iyi idare etti. Elleri kanlıydı ve bir soygun mirası üzerinden elde ettikleri servetleri üzerinden dünyaya hükmettiler. Adalet, Barış, Özgürlük, İnsan Hakları, Hukuk devleti, çevrecilikleri hepsi sahteydi. Sahip oldukları bir çok şeyi ya gasbettiler, zorla aldılar, ya da sahte, karşılığı olmayan bir parayla satın aldılar.

Beyaz adam son 500 yılda, tarihin en büyük yağmasını ve katliamını gerçekleştirdi. Modern batı ve ABD, Kızılderililerin kanları, kara derililerin gözyaşları ve sarı ırkın çalınan alın terleri üzerinde yükseldi. Demokrasileri yalandı. Ne kendileri ettiler rahat ve aleme verdiler huzur, şimdi herşeye sahip olalım derken, Tanrı-kıral olma hayali ile çıktıkları yolda yıkılışın korkusunu, endişesini yaşıyorlar.

GlobalReset ihtiraslarının son noktası idi. 8 milyar insanın 7,5 milyarının öldürülmesi ve onların bütün kazanımlarının ele geçirilmesi ya da yok edilmesi yoluna gittiler. 1500’lerden 1600’lerin ortalarına kadar, bu sömürge mirasını kendi aralarında kilise, derebeyleri, aileler paylaşamadıkları için 100 yıl savaşları yaşadılar. Westefelya anlaşması da durduramadı bunları, Bu defa Mezheblere ayrıldılar, halk hareketleri başladı. Fransız devrimi ile insanlar kiliseden kaçmaya başladılar. O da yetmedi, ulus devletler kendi aralarında çatışmaya başladı. Yetmedi, 2+1 dünya savaşı çıkarttılar. İki dünya savaşına bir de soğuk savaş eklediler. Sağ – sol diye aynı ülkelerin çocuklarını birbirine kırdırdılar. “Herşey vatan için”di! Ama ulus devletlerin vatanları emperyalizmin sömürü alanına dönüştü. Köleliği kaldırdık dediler, işçi sınıfının sırtına bindiler.

Ulus devletleri birbiri ile çatıştırdıkları yetmedi, ulus devletlerin iktidarını ele geçirmek için ulusu meydana getiren dini, mezhebi, etnik, ideolojik, politik grubları, sınıfları birbirine karşı kışkırttılar.

İki kutuplu dünyada darbeler, terör, iç savaşlar dur durak bilmedi. Aynı din, dil, tarih, kültüre sahip, aynı coğrafyada yaşayan arabları 23 devlete ayırdılar. 23’ünün de sınırlarını, rejimlerini, iktidar yapılarını kendileri belirledi. Bu durum sadece Araplar için değil her yerde böyle oldu neredeyse. Kazanılan terör eylemlerine kutsal kurtuluş savaşı dediler, kaybedilen kurtuluş savaşının adı terör eylemi oldu!

Bunlar da yetmedi, kadın erkek savaşı ile çatışmayı eve taşıdılar. Fuhuş, alkol, uyuşturucu, kumarla insanları hayattan kopardıkları yetmedi, şimdi de GlobalReset projesi ile insanlarla birlikte insanlığını hedef alan bir savaşın hazırlığındalar. TransHumanizm dedikleri şey aslında böyle bir şey.

Karışıklık sadece Atlantik cephesinde de değil. Pasifik de karışık. Hind Okyanusunda da durum farklı değil. Hava, kara, deniz egemen güçlerin fiili işgali altında. Uluslararası düzen dedikleri bu düzeni sürdürebilir kılmak için kurgulanan bir oyundan başka bir şey değil. BM, NATO bunların hemen hepsi bu kirli oyunun sürdürülmesi için uydurulmuş enstrümanlar. Uluslararası sözleşmeler de öyle.

Bilimleri sahte media’sı yalancı. Sivil toplum dedikleri bu politik toplumun kullandığı bir araç. USAİD skandalı bunu açıkça gösterdi. Dünya bu gün “Satanist, Pedefolik, Siyonist” bir çete tarafından yönetiliyor. Liderlik, yöntem ve nihai hedef konusunda anlaşamadıkları için tıkandılar. Dün G20 toplantısı vardı. Kendi aralarında uzlaşamadılar. Bunlar uzlaşsa da tehlikeli, uzlaşmasalar da. Çünkü Filler savaşınca önce çimler fillerin ayakları altında kalır. Görünen o ki, Trump NATO’dan uzaklaşıp RUSYA ile ittifak kurmak, bu şekilde BRİCS’in önünü kesip, Avrupa’yı ve İngiltere’yi arkasına almak istiyor. Aslında Rusya böyle bir ittifakta yalnız kalacak gibi. ABD şimdiden Hindistan’ı yanına almış gibi. ABD ve Hindistan beraber olunca Çini sıkıştırabilir. Hindistan’ı destekleyerek Çini ekonomik olarak zayıflatabilir.

Tabi bu kadar güçlü bir ABD, Rusya’ya ihtiyacı kalmadığında ne yapar, o belli değil. Ya da yarın Trump ve Putin gidince ne olur? Şu anda dünya Gazze ve Ukrayna’ya kilitlenmiş durumda. Yarın ABD İran’a saldıracak olursa Rusya ne yapacak? Tabi böyle bir zamanda Katoliklik de, Angilikan kilisesi de, Evengelik’ler de, Lutheryen’ler de büyük bir Teolojik krize sürüklendiler. Siyonizm ve Hristiyanlık bu süreçte inanılmaz bir çöküş yaşadılar. Bu gün sosyal media’da en çok tartışılan konulardan biri Holocost. Yahudi soykırımı büyük ölçüde abartılı. Yahudileri Avrupa’dan gitmeye zorlamak için uydurulmuş bir sanal gerçeklik ve algı operasyonu. Bu tartışma İsrail’in varlık ve meşruiyetini tartışma konusu yaptı. Avrupa’nın bu konudaki iki yüzlülüğü batıda sokaktaki insan için tam bir hüsran oldu. Artık Avrupa’da Satanist ve Pedefolik, Siyonist bir Papa’dan söz ediliyor. Siyonizm ilk kez bu seviyede tartışılıyor. Bütün bunlar olurken, İslamofobya bitti ve İslamlaşma başladı. Bundan tedirgin olanlar da var tabi. ABD başkan yardımcısı JD Vance: “İngiltere nükleer silaha sahip ilk İslamcı ülke olacak” diyor. Müslüman göçmenlerin ülkeden tehciri istiyorlar. Trump daha önce ilk başkan adayı olduğunda, seçim kampanyasında “Müslümanları ülkeden kovmaktan” söz ediyordu. Bugün ABD’deki Meksikalı’lar ve ve Filistin’de kendi topraklarında yaşayan Gazzeli’ler için aynı şeyi söylüyor ve yapmaya çalışıyor. Bunlar ne dünyayı paylaşabiliyorlar, ne de uzayı. Hiçbirşeyi, hiç kimse ile paylaşmak istemiyorlar. ABD (NASA), Rusya (Roscosmos), Avrupa (ESA), Japonya (JAXA) ve Kanada (CSA), Uzay ajansı bağlı her ülke bu yalanın bir parçası. Hepsi yakında birbirine girerler. Nükleer silah konusu bitmeden şimdi siber silahlar, kimyasal silahlar, yapay zeka konusunda birbirlerine girecekler.

Putin, “Trump’ın Avrupa ve Ukrayna’ya karşı daha sert davranması gerektiğini, daha hızlı hareket etmesi gerektiğini, 24 saat süre vereceğini, Trump ciddi sonuçlar almaya hazır olana kadar Trump ile görüşmeyeceğini” söylüyor. Putin’e göre Ukrayna savaşın sebebi NATO! Putin, Trump’ın NATO’daki müttefiklerinin kendine karşı kaba davrandıklarını ve onun bunlara karşı daha sert olması gerektiğini düşünüyor. ABD’nin Ukrayna konusunda Avrupa müttefiklerini ikna etmesi gerektiğini, ancak bu şekilde her iki tarafın da kabul edebileceği çözümlere ulaşılabileceği fikrinde. Taraflar bu işin kolay bir iş olmadığının farkında. Trump aday olduğunda Ukrayna krizini hızlı bir şekilde çözmekten bahsediyordu ama evdeki hesab çarşıya uymadı. Derin devlet, kayıt dışı güçler, Pentagon, CIA ve diğer NATO ülkelerinden gelen uyarılar “beyaz başkan”ın bazı şeyleri yeniden değerlendirmeye zorluyor. Putin Trump’a her Avrupa ülkesi istihbarat örgütünün ve Lobilerinin doğrudan ABD seçimlerine müdahale ederek kendinin seçilmesinin engellenmesi için aktif olarak sürece katıldıklarını hatırlatarak aslında açıkça kışkırtıyor.

Bu arada Alexander Dugin de, Ukrayna ile ilgili olarak, Rusları birbirine kırdırmak konusunda “NATO’nun Şeytani Dehası”(!?)nın süreci sabote etmek için elinden geleni arkasına koymayacağı konusunda Trump’u uyarıyor. Trump Rusya’yı yanına çekerek BRICS’in içini boşaltmaya çalışırken, Putin, Ukrayna krizi üzerinden Baltık ve İstanbul deniz koridorunu açık tutmak, Doğu Akdeniz’de Tartus’da askeri üs sahibi olmak ve NATO’nun dağılmasını sağlamak için öyle anlaşılıyor ki, her yolu deneyecek. AB’nin kendi savunma gücünü oluşturmak öyle kolay olmayacak. Türkiye ve İngiltere’nin içinde olmadığı bir savunma gücü yeteri kadar caydırıcı olmayacaktır.

Trump, Dünya Derin Devletinin neler yapabileceğini yeni yeni öğreniyor. ABD kamuoyu NSA, FBI, CIA, FBI FED, FDA, Epstein vd’nin hepsinin suçları ortaya dökülünce işin farkına vardı ve ortalık karıştı. Çünkü ipin ucu kendilerine de uzanıyor. Yasadışı dinleme açığa çıkınca, büyük teknoloji şirketlerinin itibarı yerle bir oldu. Yolsuzluklar ortaya döküldü. Kamu kaynaklarının nasıl yağmalandığı görüldü. ABD’de devlete güven dibe vurdu. Adalet yok, cinayetler işlenmiş, yolsuzluklar almış başına gidiyor. Toplumu ayakta tutan aile dağılmaya başlamış. Din toplumun hayatında çekilmiş, seramoni, ritüeller daha çok folklorik bir anlam taşıyor onların hayatında. Din ikonografik sembollerle kültürel bir aidiyet kimliğine dönüşmüş.

Onlar, bir zaman bunu bizim için söylüyorlardı. Şimdi onlar kazdıkları çukura kendileri düştüler. Onların dinleri, medeniyetleri, sanatları, felsefeleri herşeyleri tahrip edildi, hem de kendi elleriyle. Artık hiçbir şeye inanmıyorlar. VIP’leri, CIP’leri Satanist, Pedefolik, Siyonist oldular. Derin bir boşluğa düştüler. Anarşi ve intihar için uygun bir hale geldiler” Batılıların. İstismarcılar olduklarını biliyoruz artık. Onlar önce altınlarımıza, madenlerimize, petrolümüze, nadir elementlerimize el attılar. Eserlerimizi beyinlerimizi çaldılar, bunun muhteşem sonuçları olarak sarayları, katedralleri ve sanayi şehirleri ve askeri güçleri ortada. Yoksul ülkelerde etrafınıza bakınca, pislik yığınları arasında nasıl çalıştıklarına hayret edeceğiniz, fakir, yoksul, pis insanlar göreceksiniz. Bunlar batı uygarlığının refah ve mutluluğunun harcını karıştırıyorlar. Gerçeği gizlemeye gerek yok, sömürgecilik ilk uygarlık hareketi değildi. Çıkarların, ihtirasların dürttüğü bir yağma ve terör hareketi idi. Bir çok şehir temellerinden yıkıldı dün, bugün Gazze’de olduğu gibi. Bunca milletin ve medeniyetin kökü kazındı. Milyonlarca insan öldürüldü, dünyanın en zengin şehirlerinin altı üstüne getirildi, Gazze’ye döndürüldü. Niçin? Batının refah ve mutluluğu içindi bütün bunlar. Aşağılık bir zafer! Evet, Kızılderili reis Seattle’nin dediği gibi, beyaz adam toprağı çocuklarından çalmaktadır. Beyaz adamın açlığı dünyayı sardı. Yoksulların yoksulluğu beyaz efendilerin zenginliği kadar büyük. Beyaz adam hala arkasında büyük yıkımlar, enkazlar, kan ve gözyaşı bırakarak ilerliyor. Bugün Gazze’de, Ukrayna’da olan da budur. Beyaz adam havayı, suyu, toprağı, herşeyi zehirliyor. Bir gece kendi çöplerinde boğulacaklarını hiç hesaba katmıyorlar.. Sahi bütün bunlar olurken, biz ve bizim VIP ve CIP’ler nerede duruyordu ve şimdi nerede duruyoruz? Selam ve dua ile.

Not: Son paragraftaki karşı çıkılan gerçekleri, bölüm bölüm Luis Masignon, Jean-Paul Sartre, Marsel Permaya, Albert Sarrut, Montaigne, Seattle’de teyid eder. (Bakınız: Coğrafi Keşiflerin İçyüzü/A.Dilipak)

mirathaber

Bu yazı toplam 235 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar