Doğrusunu isterseniz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli"nin idam urganı ile seçim meydanlarında dolaşması Türk Siyasi Tarihi"nin belki de "en çirkin" gösterisiydi.

Kimin için olursa olsun, idamın olmadığı bir ülkede idamı savunmak, milliyetçi duyguları tahrik ederek idam ipi üzerinden oy avcılığı yapmak hiç de ciddi bir lidere yakışacak tavır değildir.

Kaldı ki bu seçimde MHP"nin böyle ucuz, terörist bir örgüt liderinin üzerinden oy avcılığı yapmaya hiç de ihtiyacı olmadığını anketler gösteriyor!

İnsan neyi savunuyorsa biraz da odur!

Daha önce siyaset meydanlarında böylesi oldu mu bilmiyorum. Ama, idam urganı ile meydan meydan dolaşıp "APO"yu asmaya ip bulamadıysan işte sana ip" diye milletin üzerine fırlatmasını görünce, "Bu ip Bahçeli"nin ayağına dolaşabilir" demiştim.

Nitekim öyle de oldu.

Devlet Bahçeli"nin, teröristbaşı Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra onun asılmasını önleyen idam cezasının kaldırılması belgesine imza vermesini manzara diye tam karşısına koydular.

Bu sizin imzanız değil mi diye sordular. Cevap?

"Efendim, biz koalisyonduk!"

Sevsinler koalisyonunuzu! Başka bir cevap bulun, bu olmadı sayın Bahçali!

Bahçeli"nin idam ipiyle meydan meydan dolaşması hakkında yazılan onca yazıyı okudum. Bu tavrı onaylayan tek bir yazı okuduğumu hatırlamıyorum. Bu konudaki bütün yazılar Bahçeli"nin aleyhineydi.

İdam ipi ile seçim meydanlarına çıkma fikri hangi "zeki" ülkücünün kafasından çıktıysa Bahçeli"ye büyük, çok büyük bir stratejik hata yaptırıldı.

Şimdi"

Bir seçmen olarak benim inançlarımı "öldürmek"değil "yaşatmak"temsil etmeli. Söz konusu kişi babanızın katili bile olsa yaşatmak üzerine politika yapılmalıdır. Ölüm üzerine politika yapılmaz, yapılmamalı"

Bir liderin hukuka önce kendisinin inanması gerekir. Ülkede yasak olan idam cezasını seçim meydanında temsil etmek demokratik bir ülkenin demokrat bir siyasi parti liderine değil, mesala Nazilere yakışır.
Kaldı ki, Bahçeli"nin yaptığı bir çelişki" İdam cezası onaylanırken niçin çıkıp "erkekçe" direnmediniz diye sorarlar adama.

Erkekliği, meydanınızı kalabalık göstermek için yakıcı sıcağın altında sizi dinlemeye gelen ülkücü seçmene değil, zamanında Bülent Ecevit"e ve Mesut Yılmaz"a göstermeliydiniz!

Ve idamı savunurken, 12 Eylül zalim rejiminin hapishanelerinde her gece sabah ezanlarına kadar idam korkusu ile uyuyamayan, ancak ezandan sonra uyuyabilen ülkücüleri hatırlamalısınız.

Ve bilmelisiniz ki, adalet olmayan yerde idam cezası da olmamalı.

Bilmiyorum hatırlar mısınız, 12 Eylül"ün astığı ülkücülerin en genci 20 yaşındaydı. Bir çok genç adam hayatlarının baharında ellerinde bayrak ve Kuran ile idam sehpasına çıktılar" Ahmet Kerse, Ali Bülent Orkun, Cengiz Baktemur, Cevdet Karakuş, Fikri Arıkan, Halil Esendağ, İsmet Şahin, Mustafa Pehlivanoğlu, Selçuk Duracık"

Hala idamı savunuyorsanız, ya da sadece bir kişi için istiyorum diyorsanız, buyrun yapın o zaman.

O zaman size "lider" mi yoksa "Cellat" mı derler orasını bilemem"

Sonsaniye / Nuh Gönültaş