Bakan Işık: TÜSİAD darbeci bir yapıdır
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Postmodern darbelerin TÜSİAD tarafından nasıl desteklendiğini bildiklerini söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Postmodern darbelerin TÜSİAD tarafından nasıl desteklendiğini biliyoruz. Bugün de maalesef TÜSİAD Başkanı'nın gösterdiği tavır, Türkiye'deki bir paralel darbe girişimine destek tavrından başka bir şey değil" dedi.
AK Parti Bursa İl Başkanlığını ziyaret eden Işık, bir gazetecinin, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz'ın sözlerini hatırlatması üzerine, demokratik yollardan iktidara gelmenin önemini vurguladı. TÜSİAD'ın, tarihinde hiçbir zaman Türkiye'de demokrasiden yana olmadığını savunan Işık, şöyle devam etti: "Türkiye'de iktidarların demokratik yollardan seçilme sürecine ve demokratik yollardan değişme sürecine maalesef TÜSİAD, bugüne kadar güçlü destek hiç vermedi. Gazete ilanlarıyla hükümet değiştirildiği dönemleri biliyoruz. Darbe dönemlerinde nasıl darbecilere alkış tutulduğunu biliyoruz. Postmodern darbelerin TÜSİAD tarafından nasıl desteklendiğini biliyoruz. Bugün de maalesef TÜSİAD Başkanı'nın gösterdiği tavır, Türkiye'deki bir paralel darbe girişimine destek tavrından başka bir şey değil. Bunu söylerken de TÜSİAD'ın tüm üyelerini kastetmiyorum. Ülkenizde 4-5 yıldır bazı dosyalar bekletilir de seçime 3 ay kala hükümeti düşürmek için yargı, emniyet eliyle bir operasyon düzenlenirse buna ilk karşı çıkması gereken TÜSİAD olmalıydı." Son günlerde döviz fiyatlarının arttığına işaret eden Işık, dövizin özellikle ABD kaynaklı dalgalanmayla yükseldiğinin belli olduğunu ancak bu çıkışı körükleyen bir sürece TÜSİAD'ın da destek verdiğini öne sürdü.
"Herhalde o günleri özleyenler var" Işık, Türkiye'deki KOBİ olarak adlandırılan küçük ve orta büyüklükteki işletmelerinin, ülkenin ihracatı için dünyada gitmedik ülke bırakmadığını, "İstikrar sürsün, ben de üretim, ihracat yapayım" diye çok ciddi gayret gösterdiğini dile getirdi. Yılmaz'ın, "Bu ortamda Türkiye'ye yatırımcı gelmez" iddiasına da değinen Işık, şunları kaydetti: "Ne olacaktı? Bırakacaktık, bunlar seçime 3 ay kala o operasyonları yapacaktı, Türkiye'de hükümet düşecekti, siyasi istikrarsızlık olacaktı, faizler yükselecekti, yatırım, üretim ortamı azalacaktı. O zaman bundan kim kazançlı çıkardı? Türkiye'de para babalarının dışında buna kim 'Evet' diyebilir? Faiz lobisi dışında Türkiye'de buna kim 'Evet' diyebilir? Bu ülke yine faizcilerin cenneti haline mi gelsin? Bu ülkede üretim, yatırım yerine faiz mi insanların geçim kaynağı olsun? Bu dönemleri yaşamadık mı? Rahmetli Sakıp Sabancı'nın bir cümlesini hiç unutmuyorum, televizyonda izlemiştim; 'Holdingimin gelirinin yüzde 58'ini üretim dışı gelirden elde ediyorum. Bu beni utandırıyor' demişti. Yani faiz geliriydi Türkiye'de. Herhalde o günleri özleyenler var."
"4-5 sene bekletilen dosyalar..." Fikri Işık, dün Almanya'da bulunduğu hatırlattı. Oradan bakıldığında Türkiye'nin güçlenen ve iş birliği yapılması stratejik görülen bir ülke olduğunu anlatan Işık, şöyle konuştu: "İçerideki maalesef bu anlayıştaki insanlarımıza rağmen Türkiye, stratejik iş birliği yapılmak istenen bir ülke. O açıdan, bu beyefendilere söyleyeceğimiz söz; demokrasinin yanında olmalarıdır, demokrasiye operasyon yapanların yanında olmamalarıdır. 4-5 sene bekletilen dosyalar, seçime 3 ay kala açıklanır mı? Hem de birbiriyle hiç alakası olmayan dosyalar birleştirilip adeta 'Bomba etkisi yapsın' diye seçime 3 ay kala bir yolsuzluk görüntüsü altında ülke gündemine getirilebilir mi? Ülkenin en prestijli bankası, bu operasyonun içine hoyratça dahil edilebilir mi? Suriye'de can, kan, din kardeşlerimiz, insanlarımız katledilirken o insanlara yardım götüren tırlar hoyratça durdurulabilir mi? Bu süreci yürütenlere destek açıklaması anlamına gelen bir şey, Türkiye'nin sanayicisinden gelebilir mi?" Bursa'da yerli tramvay üretildiğini ve kullanıldığını anımsatan Işık, bununla herkesin gurur duyması gerektiğine dikkati çekti. Türkiye'nin, kendi gücüyle kalkınmak durumunda olduğunu söyleyen Işık, "Elbette yurt dışından sermaye çekeceğiz, Türkiye'nin yatırım ortamına herkes güvenecek ama paralel operasyonlara destek vererek Türkiye'de siyasi istikrar da yatırım ortamının stabilizasyonu da sağlanamaz. Bu noktada TÜSİAD, o geleneksel reflekslerinden artık vazgeçsin ve demokrasinin yanında dursun" değerlendirmesinde bulundu.