Batı"nın vicdanı Srebrenitsa"da bitti
Sırp katiller, Hollandalı askerlerin izni ile 8.000 Müslümanı şehit etmişlerdi: Temellerini sömürgeciliğin ve vahşetin oluşturduğu Avrupa, Srebrenitsa katliamının yıldönümünde bir defa daha lanetle anılıyor.
Sırp katiller, 11 Temmuz 1995'te BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa'da büyük bir katliam yapmış ve büyük çoğunluğu erkek olmak üzere 8 binden fazla Müslüman'ı şehit etmişlerdi. Katliamın yıldönümünde konuşan Bosna Hersek İslam Birliği Reis-ul-Uleması ve Başmüftüsü Dr. Mustafa Ceriç, katliam kurbanlarının unutulmamasını ve onlar için yapılacak dualara katılınmasını istedi.
Temellerini sömürgeciliğin ve vahşetin oluşturduğu Avrupa, Srebrenitsa katliamının yıldönümünde bir defa daha lanetle anılıyor. Sırp katiller, 11 Temmuz 1995'te BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa'da büyük bir katliam yapmış ve büyük çoğunluğu erkek olmak üzere 8.000'den fazla Müslüman'ı şehit etmişlerdi. 2. Dünya Savaşı'ndan itibaren yeryüzünde gerçekleştirilen en büyük toplu kıyım olan Srebrenitsa katliamında Müslümanlar BM tarafından kendilerini korumakla görevlendirilen Hollandalı askerlerin büyük ihanetine uğramışlardı.
HOLLANDA HÜKÜMETİİSTİFA ETMEK ZORUNDA KALMIŞTI
1992 yılında Avrupa'nın ortasında başlayan Müslümanlara yönelik soykırımın sembolü olan Srebrenitsa'da büyük bir vahşet gerçekleştirilmişti. Sırp katiller, 11 Temmuz 1995'te BM'nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa'nın Hollanda askerlerince kendilerine teslim edilmesinden sonra katliama başlamıştı. Hollandalı askerlerin Sırp güçlerin Srebrenitsa'ya girişine izin verdiğinin ortaya çıkmasının ardından 2002'de Hollanda kabinesi istifa etmişti. Katliama yol açan olaylar ise 1992 yılında başlamıştı. Bu süreçte bir yandan Saraybosna kuşatması sürdürülürken, diğer yandan da özellikle Bosna'nın doğusunda yer alan Drina nehri civarındaki Boşnak Müslümanlar soykırıma uğramaktaydılar. Bu bölgelerde Sırp caniler akıl almaz vahşetler yapmaktaydı.
Srebrenitsa direnişi yıllarca devam etti
Bosna'nın Sırbistan sınırında yer alan Srebrenitsa ise direnişine yıllarca devam etti. Bu şehir hem Boşnak Müslümanlar hem de Sırplar için çok önemliydi. Çünkü Srebrenitsa, Sırpların Belgrat'la aralarındaki en önemli engeli oluşturuyordu. Savaştan önce 10 bin olan şehrin nüfusu savaşla birlikte hızla artmış ve 60 binlere ulaşmıştı. Kış aylarına rağmen binlerce insan sokaklarda yatıyor, açlık had safhalara ulaşıyordu. Şehri, Polis şefi Nasır Oriç'in kurduğu direniş örgütü yıllarca kahramanca savundu. Daha sonra buraya göstermelik olarak konuşlandırılan BM askerleri ise değil buradaki sığınmacıları, dışarıdan gelen yardımları bile korumaktan acizdiler. Sırpların bilgisi ve izni olmadan yardımlar kasabaya sokulmuyor, nadiren izin verilen yiyecek ve içecekler de Sırplar tarafından zehirleniyordu. Kasabada her gün 20-30 kişi açlıktan ve hastalıktan ölmeye başlamıştı. Barış gücünde görev yapan BM askerleri de Batı'nın gerçek yüzünü gösteriyorlardı. Bu aşağılık askerler kendi açlığından çok çocuğunun 1 gün daha fazla yaşaması için Batılı askerlerden dilendikleri bir dilim ekmek karşılığında en ahlaksız durumları istiyorlardı. Bu nedenle yardım dağıtım merkezlerinin etrafında hemen her zaman kendi çocuklarının gözleri önünde tecavüze uğrayan birçok kadın bulunuyordu.
Srebrenitsa SÖZDE BM'NİN GÜVENLİ ŞEHRİYDİ
Sırp katillerin şehri acımasızca zorlamaları karşısında BM'nin yaptığı tek iş Müslüman Boşnakların silahlarını toplamak oldu. Şehir tamamen silahsızlaştırıldı. İşgale hazır hale getirildi. Bu arada açlıktan ölmek üzere olan insanların, Nazi toplama kamplarını andıran görüntülerinin dünya medyasına yansıması herkesi dehşete düşürdü. BM Güvenlik Konseyi, nihayet 16 Nisan 1993 tarihindeki olağanüstü toplantının ardından yayınladığı 819 sayılı bildiriyle Bosna'daki 6 bölgeyi "Güvenli Bölge" ilan etti. Buna rağmen hiçbir gelişme olmadı. İşgal yıllarca devam etti. Srebrenitsa'ya konuşlanan Hollandalı birlik, sözde bir güvenlik birimiydi. Boşnakların silahlarının toplanmış olması onları Sırplar için hazır hedefler haline getiriyordu. Cani General Mladiç komutasındaki Sırplar, Temmuz 1995 başlarında saldırılarını iyice sıklaştırarak ağır bir bombardımana başladılar. Bu arada Boşnakların kendilerinden toplanan silahların geri verilmesi talepleri Hollandalı birlik komutanı Albay Karremans tarafından reddedildi. Sonunda Hollandalı askerler tek bir kurşun bile atmadan kasabayı boşaltarak yakındaki Potocari kampına çekildiler ve silahsız ve aç Müslümanları Sırp katillerin önüne attılar.
16 ile 70 yaş arasındaki yaklaşık 8 bin Boşnak erkek, depolara, okullara ve ambarlara dolduruldu ve kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldüler. Cesetler toplu mezarlara atılırken buldozerler tarafından parçalandığı için kimlik tespiti çok zor.
SIRP CANİ, HOLLANDALI ASKERE HEDİYE VERİRKEN GÖRÜNTÜLENDİ
11 Temmuz 1995 günü, katil Ratko Mladiç öncülüğündeki katiller sürüsü, hiçbir direnişle karşılaşmadan Srebrenitsa'ya girdi. Yıllarca hiçbir yardım almaksızın direnen şehirde Müslümanların elinde sadece 1 top ve 56 mermi vardı. Hollandalı askerler de bu vahşi soykırıma yardımcı oldular. Kamyonlara doldurdukları Müslüman erkekleri katillere teslim eden Hollandalı askerler, daha sonra pişmanlıklarını belirten kitaplar yazdı, söyleşiler verdiler. Bu askerlerin birçoğu daha sonra psikolojik tedavi gördü. Bölgede görevli 600 askerden 171'i 'Srebrenitsa Anıları' isimli bir kitap yazarak olaydan duydukları pişmanlığı dile getirmişlerdi. Boşnakların kamyonlara doldurularak Sırplara teslim edildiğini anlatan askerler, koruma sözü verdikleri sivillerin, gözleri önünde katledildiğini belirtmişlerdi. Bu askerlerden biri olan Steve van de Veer, kamyonlarla teslim ettikleri Boşnak sivilleri Sırpların nasıl katlettiğini şöyle anlatmıştı: "Arka kasası Boşnak asıllı Müslüman insanlarla dolu bir kamyona bindik. Maksat bu masum Boşnak insanların Sırplar tarafından görülmesini engellemekti. Bağırmak ve ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyorlardı. Yolun yarısında 40 yaşlarında bir adam kamyona atladı. 'Her şey düzelecek' dedim. Birazdan 12-60 yaşları arası tüm erkeklerin kurşuna dizileceğini bilmiyordum. Ve durdurulan kamyondan indirilen Boşnaklar kurşuna dizildiler. Çok acı, çok acı, unutamıyorum o anı." Daha sonra ortaya çıkan bir video kasetinde ise cani Mladiç'in Srebrenitsa'yı terk eden Hollandalı askerlerin komutanı Karremans'a bir hediye verdiği görülüyordu. Aynı video kasetinde Sırplar Hollandalı askerlerin civar kasabalara kadar gidip yiyecek, sigara almalarına müsaade ediyor, karşılıklı birbirlerine iltifatlarda bulunuyorlardı.
KATLİAMI TAM ANLAMI İLE HAÇLI İTTİFAKI YAPTI
8.000'i aşkın Müslüman'ın bir anda katledilmesine neden olan süreci Sırplar başlatmış, Hollandalı askerler müsaade etmiş ve Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, Rusya ve Yunanistan gibi ülkelerden gelen Haçlılar da bu katliama destek vermişti. Srebrenitsa'yı kuşatan Sırpların arasında Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, Rusya ve hatta Yunanistan'dan gelerek Sırplara yardım eden ve kendi ulusal üniformalarını giymekten çekinmeyen askerler boy göstermekteydi. Katil Ratko Mladiç'in silâhlı kuvvetlerine yaklaşık 100 kişilik Yunanlı ve belli bir miktar Rus ve Ukraynalı gönüllünün yardımcı olduğu sonraki yıllarda açığa çıkmıştı.
TOPLUCA KATLETTİLER, CESETLERİ BULDOZERLERLE EZİP GÖMDÜLER
Srebrenitsa'ya giren Sırp canileri kadın ve çocukları ayırarak, otobüsler ve kamyonlarla Müslüman Boşnakları farklı bölgelere taşımaya başladılar. 16 ile 70 yaş arasındaki yaklaşık 8 bin Boşnak erkek, depolara, okullara ve ambarlara dolduruldu ve kurşuna dizilerek toplu mezarlara gömüldüler. Avrupa'nın ortasındaki bu katliamda katledilen Boşnakların kesin sayısı bilinmiyor. BM'nin eski Yugoslavya Savaş Suçları Mahkemesi savcısı, 7 ile 8 bin kişinin katledildiğini belirtirken, Bosna Sırplarının hükümetinin hazırladığı bir raporda ölü sayısı 7 bin 779, Boşnak hükümetinin raporunda ise 8 bin 374'ten fazla olarak gösteriliyor. Bu arada yıllardır Srebrenitsa ve çevresinde bulunan toplu mezarlardan binlerce kişinin cesedi çıkarıldı. Şimdiye kadar 2 bin 70 kurbanın kesin kimlik tespiti yapıldı. 7 binden fazla ceset ise kesin kimlik tespiti için bekletiliyor. Cesetler toplu mezarlara atılırken buldozerler tarafından parçalandığı için kimlik tespiti çok zor. Ayrıca Sırpların katliamı gizlemek için bazı cesetleri ilk gömüldükleri toplu mezarlardan çıkarıp, başka yerlere tekrar gömmeleri de kimlik tespitini çok güçleştiriyor.
BOSNA BAŞMÜFTÜSÜ: "İSLAM'I BALKANLAR'DAN SİLEMEDİLER"
Bosna Hersek İslam Birliği Reis-ul-Uleması ve Başmüftüsü Dr. Mustafa Ceriç, Srebrenitsa Toplu Katliamını Anma Günü vesilesi ile bir hutbe yayınlayarak katliam kurbanlarının unutulmamasını ve onlar için yapılacak dualara katılınmasını istedi. Bosna Hersek Başmüftüsü, İslam'ın Müslümanların maruz kaldıkları işkencelere karşın, Balkan Yarımadası'nda kalmayı başardığını kaydetti. "Şüphesiz sözkonusu bu işkencelerin başında; Birleşmiş Milletler'e bağlı Güvenlik Konseyi'nin kararı ile 'güvenli bölge' ilan edilmesine rağmen, 1995 yılı Temmuz'unda Bosna-Hersek'in Srebrenitsa şehrinde yaşanan katliam gelmektedir" diyen Ceriç; Birleşmiş Milletler'e bağlı UNPROFOR adında uluslararası koruma gücünün himayesine sığınmalarına rağmen, 8000 erkek ve çocuk Müslüman'ın katledildiğini ve 25.000'den fazla kadın, yaşlı ve çocuğun sürgüne zorlandığını ve bu yaşananların İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da yaşanan en büyük kıyım olduğunu belirtti. Ceriç, Avrupa'daki tüm cami cemaatlerinden ve tüm iyi niyetli insanlardan 11 Temmuz gününün öğle vaktinde Potoçari'deki Anıt Mezar'da yüzlerce masum Müslüman'ın kabrinde yapılacak dualara katılmalarını istedi.
Vakit