Baykal: Tek sorun laiklik sorunudur!
Önder Sav'ın dinlendiğiyle birlikte ortaya attığı telekulak skandalı iddiaları boş çıkan CHP lideri Deniz Baykal partisinin grup toplantısında konuşuyor. İşte Baykal'ın sözleri:
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal partisinin grup konuşmasında şunları söyledi:
Geride bıraktığımız hafatayı ve gelecek gündemi de berbaer değerlendireceğiz. Türkiyemiz çok kritik ve önemli günler geçiriyor. Siyasi hayatımızın bütün vatandaşlarımızı üzüen bir kutuplaşma içine girdiğine şahit oluyoruz. Bir psikolojik gerilim siyasi hayatımıza yön veriyor... Siyasi hayatımızda iktidar tarafından kaynaklana bir uslupsuzluğun, gerginliğin hakim olduğunu biliyoruz. Sayın Başbakan çok kötü konuşuyor. Galiz konuşuyor. O da içinde bulunudğu ruh halini ortaya koyuyor. Biz aynı şekilde cevap vermek istemiyoruz. Biz Türkiye'ye bakıyoruz...
Bir büyük telekulak skandalı ile karşıkarşıyayız... Dışişleri Bakanı'nın sözleri var. Sabah-atv satışı ile ilgili ilginç açıklamalar var. Zam furyası başlıyor. Bunlara dikkatinizi çekeceğim...
ENFLASYONDA ÇİFT RAKAMA DOĞRU
Ekonomide her hangi bir yeni açılım, yaklaşım ve umutlu noktaya çekecek bir emare işaret yok...Enflasyonda çift haneli rakamlara doğru gidiliyor. TÜİK bir cambazlık yapmazsa, enflasyonun çift rakamlı bir enflasyon noktasına gireceğimizi düşünüyorum. Olabilir, bir ülkede bir ay fiyatlar artabilir. Eğer daha sonraki aylarda ineceğine ilişkin bir durum varsa tolere edilebilir ama öyle bir durum yok. Doğalgaza yeni zam yapıldı. Elektriğe önümüzdeki ay zam gelecek.
POPÜLİZM VE ZAM
TUİK'in açıklamalarına göre 2008'in ilk 4 ayında kapanan şirket ve kopeeratiflerin sayısı geçen yıla göre bir kart attı.... TİM Başkanı da kapanan şirketlerişn üretici şirketler olduğunu özlellikle vurgulamıştır...Türkiye dünyanın en kırılgan ekonomisene sahip hale geldi... Tedbir alınmadağı için ekonomi kötüye gidiyor...
Dünyada petrolle ilgili bir tartışma yapılıyor. Dünya bizi örnek gösteriyor. Çünkü dünyada en pahalı petrolü biz satıyoruz. ABD'de 1 dolar, bizde 3 dolar... Petrol fiyatları yükseldikçe hükümetin vergi geliri de artıyor... Dünyanın en pahalını petrolünü biz kullanıyoruz. Türkiye öyle anlaşılıyor ki; popülizm ve zam kısır döngüsü içine girmiştir... Her popülizmin sonu zamdır. Her zamın sonu popülizmdir.
BOTAŞ DOĞRU YÖNETİLMİYOR
BOTAŞ'ın doğalgaz alım düzeninin değiştirilmesi tartışmadılır... BOTAŞ yönetimi 10 milyar dolar zarar olduğunu söylüyor... BOTAŞ bazı belediyeleri himaye ediyor. Alacağını alamıyor. BOTAŞ'ın alacağı kamu alacağı. Bunu takip etmemek suz. BOTAŞ iyi yönetilmediği için de doğalgaza zam yapılıyor. Kötü yönetim devam ettikçe başka zamlar da gelecek...
RÜŞVET İDDİASI
Ekonomide hal böyle. Bir de rüşvet olayı var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rüşvet olmuştur. Bir milletvekiline rüşvet teklif edildiği mahkeme kararıyla netlik kazanmıştır. "Rüşvetin belgesi mi olur?" deniyordu. Rüşvetin ilamı çıkmıştır. Mahkeme, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik olarak bir milletvekiline bir kişi rüşvet teklif etmiştir, sonuç alınmamıştır çünkü milletvekili bunu reddetmiştir, Mehmet Yıldırım'ın sayesinde teşebbüs şeklinde kaldığı için 4,5 yıllık mahkumiyet 10,5 aya inmiştir. Acaba bu rüşvet veren kişi bu girişimi şahsi olarak mı yaptı? Kendi başına aldığı kararla mı girişim yapılmıştır. Girişim AKP Grup Başkanvekili'nin odasından yapılıyor. Ne yapıyor Grup Başkanvekili? Onun gözü önünde yapılıyor.
BABACAN ÜLKEYE HAKSIZLIK YAPIYOR
Dışişleri Bakanı'mız azınlıklara sayı gösterilmediği konusunda Dışişleri Bakanı' evet haklısınız. Müslümanların da hak ve özgürlüklerine ait sıkıntıları vardır' diyor. Bir dışişleri bakanı işini bırakıp onlar bir söylüyorsa 'kendisi iki' söylüyor. Bu normal midir? Türkiye'nin nasıl gözden çıkarıldığı, haksızlığın nasıl yapıldığı, ne kadar yalnız olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Ben böyle bir tabloya alışamıyorum. Türkiye'nin bakanlarının Türkiye'ye hakaret etmelerine, saygısızlık yapmalarına içime yediremiyorum. Memleket sevgisi, savunma ihtiyacı kaybolmuş. Dışişleri Bakanı ülkesine haksızlık yapıyor... Geçenlerde Can'da 'En İyi Yönetmen' ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan 'yalnız ülkem' dediğinde herkes benimsedi. Evet öyle yalnızız ki bakanlar bile Türkiye'yi yalnız bırakmış... Babacan şikayet etmek yerine Batı Trakya'yı gündeme getirmeliydi...
Müslümanlar baskı altında değerlendirmesi ilk değil. İslamiyet'in baskı altında olduğunu söylemek Türkiye'ye haksızlıktır. 80 bin camide Ezan okunuyor. Suuddi Arabistan'ın koyduğu kotaya göre hac hakkı sonuna kadar kullanılıyor... Televizyonlar ve rtadyolar özgürce dini yayın yapıyor. Aynı şekilde gazeteler de... Bu çok büyük bir haksızlıktır...Herkes sofraya Allah'a şükür diye oturuyor, yarabbi şükür diye kalkıyor. AK Partililer'in kafasındaki İslamiyet farklı mı? Sorun hiç kuşku yok laiklikle ilgili sorundur. Türkiye'deki gerilimin nedeni farklı laiklik anlayışında... Başbakan "AKP ortalamaTürk'ün partisidir" diyordu. Ortalama Türk'ün Türkiye'de İslaimaytetle ilgili yaşadığı bir sıkıntı mı var? Erdoğan kendi kafasındaki modeli Türkiye'ye dayatmaya çalışıyor..
Baykal 'dinleniyoruz da' ısrarlı!
Genel Sekreterimizin bir Valiyle konuşması 2 gün sonra bir gazetede kelime kelime yayınlandı. 2 kişi arasındaki bir görüşmenin bilgileri ve izni olmadan yayınlanmış olması ciddi bir suçtur. Ve bu suç işlenmiştir. Büz hükümeti göreve çağıran açıklamalar yaptık. "Bu görüşmeyi nasıl intikal ettirdiniz, iç yüzü nedir?" dedik. İktidarı göreve çağırdık. Skandal olarak bunu söyledik. Önder Sav'ın konuşmalarının yayınlanması suçtur. Şu anda konu yargıya intikal ettirdik. Gazete de verdi biz de. Biz Meclis'te soruşturma komisyonu kurulmasını önledik.
NEDEN VAKİT'E NASİP OLDU
Biz 44 dakika görüşüldüğü iddiasını kuşkuyla karşılıyoruz. 44 dakikalık görüşmenin bir kelimesi 'anlaşılmamıştır' denilmeden yayınlandı... Günümüz teknolojisinde telefon kapalı olsa bile dinlenebilir... Ama sonuç bir tutanağa bağlanıyor. Normal bir telefon görüşmesinde bile anlayamadığınız şeyler oluyor ama burada her kelime var. Bu militan gazetenin CHP'yi ve Genel Sekreteri gündeme taşımayı istediği günlerde, telefon çalıyor. Genel Sekreter tek kelime bile demeç vermemeye özen gösteren biri. Ama ondan 44 dakikalık bir konuşmayı ele geçiriyorlar. Gazetecilere soruyorum, "Siz hiç sizin görüşmek istediğiniz biriyle bu şekilde görüştünüz mü? Dinleme fırsatını bu biçimde bulabildiniz mi?" Düşünsenize bu tarihi şans ilk kez bu gazeteye nasip oluyor. 44 dakika tek kelimesi kaçırılmadan kayda geçiriliyor. Bu buluşma Türkiye'de ilk kez arzuya rağmen gerçekleştirilmiş oluyor. Bu incelenecek. Bu konu önümüzdeki günlerde mnahkemeye intikal edecek. orada diyecekler ki "gazeteye şu teybi ver bakim..."
DİNLEMEDE CEMAAT KADROLAŞMASI VAR
Telefon dinleme bakımından yeni bir düzenin Türkiye'de gerçekleştirilmiş olduğuna ilk kez biz dikkat çekti. 23 Temmuz 2005'te Meclis'te kabul edilen bir yasayla TİB kurulmuştur. Bunun başkanlığına sadece şahsen Başbakan'ın talebiyle biri getirilmiştir. Kurumsallıktan uzak, kişiye endeksli bir kapsamlı yüksek teknolojik kapasitesi olan bir yer yapılmıştır. Başbakan'ın direkt olarak atayacağı bir insan başa getirilmiştir. Teknik Birim Başkanlığı'na yine özel bir atama yapılmıştır. Burada 5000 kişinin dinleme işleriyle uğraşıyor. 5000 kişinin dinlediği muazzam bir dinleme sisteminin Başbakan'ın kontrolünde oluşturulduğu ortaya çıkmıştır. Başına da bir emniyetçi atanmıştır. Telokominikasyon iletişim Başkanlığı'nda cemaat kadrolaşması var...
Kişisel bilgiler şantaj amaçlı birilerinin elinde tutuluyor... Herkesin izlendiği sistem derhal ortadan kaldırılmalıdır... Bu işin takip eidlmesinde gazetecileri özellikle Vatan Gazetesi'ni yürektren kutluyorum Bu işin aydınlatılmasında önemli işlere imza attı...
Başbakan bunun için bana çok hakaret etti. Diyor ki, "Kaçtıkça kovalayacağım". Dır orada. Kim kaçıyor. Sen mahkemeden kaçtın. Dokunulmazlığa sığındın. Ben kendimden kaçmadım. Sen kendinden geçmişinden kaçıyorusun. Ben geçmişimle iftihar ediyoprum.
Bu uslüp bozukluğu Türkiye'ye yakışmıyor. Tayyip Bey'e yakışıyor olabilir ama Türkiye'ye yakışıyor. başbakan bu tartışmaları bırakasın da kendisine sorulacakaların hesabına hazırlansın...
Haber 7