29 Mart yerel seçimlerinde en çok ilgiyi Antalya'nın çektiğini ve tüm Türkiye tarafından Antalya'nın yakından izlendiğini belirten Deniz Baykal, "Burada CHP'li belediye başkanının yeniden seçilmiş olmasından ülke çapında çok büyük mutluluk duyduk. Akaydın'ın seçilmesi ayrıca ek bir mutluluk kaynağı daha oldu. Hepimiz şimdi bu mutlu sonucun bu aşamasında belediye başkanının makam odasında belediye başkanımızı ziyaret ediyor, o ziyaretin heyecanını sevincini yaşıyoruz." dedi.

Demokrasinin çok güzel bir olay olduğunu, demokraside en büyük gücün millet olduğunu dile getiren Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü: "Millet ne isterse o olur. Millete hükmetmek, kumanda etmek yoktur. Millete tepki göstermek yoktur. Milleti anlamak, saygı göstermek hepimizin temel görevidir. Böyle yapanlar, hakları olan yerlere mutlaka gelir. Bu demokratik deneyim bir kez daha ortaya çıkmıştır.''

Antalya'nın dünya çapında bir turizm merkezi olduğuna dikkat çeken Baykal, böyle bir kente destek olmanın, sahip çıkmanın, Ankara'daki hükümetlerin öncelikli görevi olduğunu kaydetti.
Baylal, "Sayın Başbakan'ın geçmişte Antalya'ya gösterdiği ilgi ve destek için ben teşekkürlerimi ifade ediyorum. Bu ilginin ve desteğin bundan sonra da artarak devam etmesini bekliyorum. Bu Başbakan'ın da anlayışı olmalıdır." diye konuştu.

Seçim sonuçlarının bir erken genel seçim ihtimali doğurup doğurmadığına ilişkin bir soru üzerine Baykal, Türkiye'nin bir ekonomik kriz yaşadığını ve bu krizin bir önemli nedeninin de hükümetin uzun süreden beri izlediği savruk ekonomi politikası olduğunu öne sürerek şunları ifade etti: "Yani borçlanmaya dayanan, ithalata dayanan, yerli sanayileri ihmal eden, tarımı gözden çıkaran ve yatırım ortamını Türkiye'deki yatırımcılar için geliştirmeyi önemsemeyen, yatırımı sadece borsa yatırımı, finansal yatırım olarak anlayan ve Türk ekonomisini, tarımını tamamen dış dünyanın şekillendirmesine göz yuman, buna uygun bir kur politikası izleyen ekonomi yaklaşımından kaynaklanıyor. Ek olarak son dönemde ortaya çıkan dünya çapındaki ekonomik kriz de Türkiye'nin ekonomik sorunlarını daha da ağırlaştırmıştır. Böyle bir ortamda biz son seçim kampanyasında da ısrarla üzerinde durduk, Kapanan fabrikalar, küçülen sanayi ve işsizlik sorununun önemine dikkat çektik. Böyle bir ortamda seçim sonrasında bir ana muhalefet partisi olarak Türkiye'nin gündemini tekrar siyasi tartışmalara teslim etmeyi çok uygun görmüyoruz. Türkiye'nin bir an önce gerçek gündemine sahip çıkması lazım. Ekonomik sorunlara yönelik çözüm önerilerini bir an önce hayata geçirmesi lazım. Bu doğrultuda biz öneriler yaptık. Onların başlangıçta reddeden iktidar, onlardan bazılarını daha sonra eksik noksan da olsa değerlendirmeye yöneldi. O konuda çok ciddi önerilerimiz, hazırlıklarımız var CHP olarak. Böyle bir ana gündemi bizim bir erken seçim zorlamasıyla, talebiyle bozmaya kalkmamız çok ağır bir sorumluluk olur. O nedenle ben Türkiye'nin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak iktidarın harekete geçmesini diliyorum."
Mustafa Akaydın ise parti rozetini çıkartarak tüm Antalyalılar eşit hizmet vereceğini dile getirdi.

Akaydın, kentin yoksul ve işsiz kesimleri, yaşlıları, emeklileri, çocukluları, engellileri ve anneleri gibi kırılgan kesimlerini öncelikle kucaklayan bir belediyecilik anlayışı sergilemek istediğini kaydetti.

Mustafa Akaydın, sözlerinin sonunda Antalya'nın Kale Kapısı'nın anahtarını Deniz Baykal'a hediye etti.

Baykal, bu anahtarın gerçek sahibinin Antalyalılar olduğunu söyledi.
Deniz Baykal ve Mustafa Akaydın, daha sonra vefat eden Antalyaspor'un kurucularından Atilla Konuk'un cenaze törenine katıldı.