"Bu tür yayınlar yapılmasının bir tek nedeni var; o da genel başkanımızın hatırasına hakaret etmek, saldırmak, milletimizin gözünde küçük düşürmektir." diyen BBP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Şanverdi, Ergenekon savcılarına seslendi: "Genel başkanımızın eğer gizli bir tanıklığı varsa buyursun söylesinler, yoksa da bunu ilan etsinler." 
BBP Genel Başkan Yardımcısı Şanverdi, genel başkanlarıyla abi-kardeş gibi bir ilişkilerinin olduğunu söyledi. "BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Ergenekon'un gizli tanığıydı" şeklindeki yayınlara tepki gösteren Şanverdi, bu tür yayınlar yapılmasının nedenini "Genel başkanımızın hatırasına hakaret etmek, saldırmak. Genel başkanımızın hatırasını milletimizin gözünde küçük düşürmek." olarak gösterdi.

Gizli tanık olmasının genel başkanın fikrine, siyasal düşüncesine, ideolojisine, inandığı değerlere ve bulunduğu konuma tamamen zıt olduğuna dikkat çeken Şanverdi, "Siyasi bir partinin genel başkanı, büyük bir harekatın lideri, neden, niçin, hangi sebeplerden dolayı gizli tanık olmak istesin ki? Gizli tanık olmak isteyenler, genelde hayatlarından endişe ederler, ondan dolayı olurlar. Genel başkanımızın 30-40 yıllık siyasi mücadelesinde hayatı zaten her zaman tehlikedeydi. Son yıllarda da bildiğiniz üzere devletimizin kendisine tahsis ettiği özel korumaları vardı. 24 saat korunan biriydi, evi koruma altındaydı. Siyasi kimliğinden dolayı genel başkanımızın gizli tanık olma ihtimali hiç yoktur, yüzde sıfırın da altındadır. Milyonda bir ihtimal dahi değildir. Bu hukuken, siyaseten, konjoktür olarak öyledir. Biz genel başkanımızı çok iyi tanıyoruz. Eğer bir şeyi söyleyecekse açıktan, basına, doğrudan söylerdi. Gizli tanık olmazdı. Eğer şahitliği söz konusu olsaydı, onu gider açıktan yapardı, çekineceği birşey yoktu." dedi.

Savcılığa başvurup o yayın organlarına resmi ihtarname çektiklerini anlatan Şanverdi, haberlerin yalanlanıp tekzip edilmesini istediklerini kaydetti. Zamanı dolduğunda bunu yapmadıkları gün avukatların savcılığa başvuracaklarını dile getiren Şanverdi, Cumhuriyet Başsavcıları'na suç duyurusunda bulunarak bu karalama kampanyası hakkında soruşturma başlatılmasını istedi.

Şanverdi sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu işi araştırsınlar. Ergenekon savcılarına çağrıda bulunuyorum; lütfen çıksınlar ve bunu izah etsinler. Desinler ki genel başkanımızın eğer gizli bir tanıklığı varsa buyursun söylesinler yoksa da bunu ilan etsinler. Çünkü bunu en iyi bilen onlardır. Ben adım gibi eminim öyle birşey yok, yalan, iftira ve karalama kampanyası. Ergenekon savcıları bunu çıkıp açıklarsa milletimiz en azından aydınlanmış olur."

YAZICIOĞLU, KORUMA YERİNE PARTİLİYİ HELİKOPTERE ALMIŞ

Düşen helikopterde bulunanlar arasında BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun korumalarının olmamasına da açıklık getiren Şanverdi, konuyu korumalara sorduğunu ve Kahramanmaraş'ta, Yerköy'de, Sivas'ta korumanın bulunduğunu söyledi. Hayatını kaybeden BBP Sivas Belediye Meclis Üyesi Adayı Murat Çetinkaya'nın Yazıcıoğlu'na "Müsade edin sizinle seyahat etmek istiyorum." dediğini aktaran Şanverdi, "Genel Başkanımız da koruma Murat Bey'e dönüp 'Murat ne diyorsun, bu illa gelmek istiyor?' diyor. Murat Bey de diyor ki 'Genel başkanımız takdirleriniz size ait. Siz nasıl arzu ederseniz ben ona uyarım.' Bir rica üzerine özellikle gitmek isteyen o kardeşimizi koruma yerine helikoptere alıyorlar. Korumada, ordan genel başkanımızı karşılamak için Yerköy'e geçiyor. Genel başkanımızın yakın 4 koruması vardı. Bakanlığın belirttiği gibi bu üçünün değişimle devamlı görevde olması gerekiyor. Korumada, arkadaşımızın özel isteğini ve genel başkanımızın isteğini kırmamak için 'Helikopterden adımımı atmak üzereyken geri inmek zorunda kaldım' diyor. BBP Sivas Belediye Meclis Üyesi Adayı Murat Çetinkaya'nın akrabaları da şöyle birşey anlattı; 15 gün önce genel başkanımızı yolcu ederken Çetinkaya 'Ey büyük reis, seninle ölüme gidilmez mi? Seninle ölüme gidilir.' demiş." diye konuştu.

İDARİ SORUŞTURMA İSTİYORUZ

Kayseri Valisi'nin açıklamları konusunda idari soruşturma istediklerini dile getiren Şanverdi, hükümetin hala neden soruşturma açmadığını anlamadıklarını belirtti. Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu'nun mektubunun kendilerine de ulaştığını ifade eden Şanverdi, kaza yerinin bir saat içinde belirlendiğinin aktarıldığını söyledi.

Bunun bir skandal olduğunu vurgulayan Şanverdi, konuya ilişkin hükümetin idari soruşturma yapması gerektiğini kaydetti. Genel başkanın vücudunda ve suratında hiçbir parçalanma olmadığını vurgulayan Şanverdi, cesedi teşhis ettikten sonra arkadaşlarına "Bu kadar dedikodu yaydılar, televizyonlara beyanatlar verdiler ama motorsiklet kazası geçirseniz bile bundan fazla çizik olur üzerinde." dediğini aktardı.

"Genel başkanımızın üzerinde bir çizik, çizgi dahi yoktu." diyen Şanverdi, "Kulağının arka tarafında bir kan pıhtılaşmış. Onun dışında suratı tamamen şöyle hüzün içerisinde, hafif bir tebessümün hüzüne dönüşme hali olur ya onun gibi birşeydi. Eli kalbine doğru gelmişti. Ben gelmeden doktorlar otopsiye başlamamışlar, öyle talimat almışlar. Ailesi, kardeşi, genel merkez yöneticilerinden bazı arkadaşlar gördü. Ayakları kırıktı. Doktorların şöyle bir izlenimi var; travma bir çarpma sonucu vefat etti. Şifai olarak ölümün bir iç kanamadan olduğu söylendi. Ama doktorların söylediği yine de kesin ölüm sebebi değil. Onlar uzman oldukları için bakıpda vardıkları karar, genel başkanımızın donarak ölmediği ama muhtemelen bir iç kanama sonucu ölmüş olabildiği. Çünkü bir insan ayak kırığıyla ölmez. Parçalanma, yaralanma hali dahi yoktu. Rapor çıktığında hep birlikte göreceğiz." şeklinde konuştu.

Öte yandan BBP Genel Başkan Vekili Yalçın Topçu da avukat Kemal Yavuz'un açıklamalarının gerçek dışı olduğunu açıkladı. Ciddi bilgi kirliliğinin yaşandığına dikkat çeken Topçu, genel başkanı görüp, dokunduktan sonra açıklama yapıldığını ve ölüm haberinin kimseden saklanmadığını vurguladı.