BDP'den Erdoğan'a Cevap

BDP'den Erdoğan'a Cevap

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş meclisteki grupta konuştu. 12 Eylül'de Kürtlere referandumu boykot ettireceklerini söyleyen Demirtaş demokrasi vurgusu yaptı. Terörden nemalandıkları iddiasına cevap verdi

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Anayasa Mahkemesinin, verdiği kısmi iptal kararıyla, ''yapılan değişikliklerin kendi güçlerini, vesayeti kırmadığını'' tescil ettiğini öne sürdü.

Demirtaş, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, tutuklu bulanan parti üye ve yöneticilerinin 11 Ekim'de Diyarbakır'da yargılanmalarına başlanacağını, ancak bu yargılama için uygun bir salonun bile hazırlanmadığını söyledi. Demirtaş, bu durumun adil yargılamayı da olumsuz etkileyeceğini öne sürdü.

Demirtaş, geçen hafta Ankara Yenimahalle ilçe teşkilatı binasının açılışı sırasında ilçe başkanının aracının kundaklandığını, dün gece de evinin taşlandığını bildirdi. Faillerin henüz yakalanmadığını belirten Demirtaş, ''Hükümet, partimizin örgütlenmesini engelleyenlerle iş birliği içerisindedir. '' dedi.

Anayasa Mahkemesinin verdiği kısmi iptal kararına değinen Demirtaş, parlamentonun iradesine ipotek koymaya çalışan hiç bir vesayetçi anlayışı kabul etmediklerini ifade etti. Demirtaş, Anayasa Mahkemesinin bu kararının, Parlamentonun, halkın iradesine ipotek koyma anlamına geldiğini söyledi.

Anayasa Mahkemesinin kararının siyasi sonuçlarının da olduğunu anlatan Demirtaş, şöyle devam etti:

''Anayasa Mahkemesi AKP tarafından, bizzat Başbakan tarafından defalarca statükonun, vesayetçiliğin merkezi olarak tanımlanmıştır. Statükonun kalesi, geçen hafta nasıl bir karar verdi? AKP'nin yaptığı Anayasa değişikliğinin, statükoyu zedelemediğine karar verdi. Çünkü Anayasa Mahkemesi, yapılan bu değişikliklerin kendi güçlerini, vesayeti kırmadığını tescil etmiştir. Arada, CHP ile AKP'yi uzlaştıracak küçük bir pürüz vardı, onu da düzeltmiştir. Kısmi iptal, bundan ibarettir.

Statükonun kalesi, sizin yaptığınız değişiklikte hiç bir behis görmüyorsa, bu derin bir uzlaşmanın göstergesidir. Bu uzlaşmanın hangi konu üzerinde gerçekleştiği, önümüzdeki günlerde Kılıçdaroğlu-Başbakan görüşmesinde konuşulacaktır. Bu görüşmeyle ilgili, Türkiye'deki demokrasi güçlerine karşı derin bir ittifak arayışından söz etmek gerekir. Denize düşen yılana sarılır misali, iki statükocu güç, AKP ile CHP statükosu, anlaşma, uzlaşma noktasına gelmişlerdir.''

''O GÜN, AKP BOYKOT EDİLECEKTİR''

TBMM Genel Kurulunda Anayasa değişikliği paketiyle ilgili çalışmalarda ''BDP yokmuş gibi davranıldığını'' iddia eden Demirtaş, değişiklikle ilgili önerilerinin de dikkate alınmadığını söyledi. Parti olarak referandumu boykot edeceklerini belirten Demirtaş, ''Bu paketi boykot edecek olanlar, 'evet' ya da 'hayır' diyecek olanlardan daha fazla olacak'' dedi.

Çoğunluğun, yeni Anayasa yapılması için demokratik baskısının her zamankinden fazla olacağını iddia eden Demirtaş, şunları söyledi:

''AKP, darbe Anayasasının ömrünü uzatarak toplumu kandırmaya çalışıyor. O gün sandığa gitmeyecek olanların hepsi, bu ülkede özgürlük, demokrasi ve barış isteyenler olacak. Türkiye'nin her yerinde o gün AKP boykot edilecektir. 'Ne Kenan Evren ne de Tayyip Erdoğan Anayasası. Biz halkın Anayasasını istiyoruz' denilecektir.

Selahattin Demirtaş, ''AK Parti'nin Anayasa değişikliği sürecinde Parlamentonun iradesini tanımadığını'' ancak aynı suçlamayı şimdi Anayasa Mahkemesi için yaptığını savunarak, ''Ben Sayın Haşim Kılıç'ın yerinde olsam, çıkar, 'Önce kendine bak. Sen Hükümet olarak Parlamentoya ne kadar saygı duydun?'' derdim'' diye konuştu.

AK Parti'nin de referandumda boykot edilecekleri yönünde endişelerinin bulunduğunu iddia eden Demirtaş, ''Ağrı'da bir grup genç yanımıza geldi ve AK Parti İl Teşkilatınca görevlendirildiklerini, kapı kapı gezerek vatandaşların TC kimlik numarasını aldıklarını, 12 Eylül'de sandığa gitmeleri karşılığında 80 lira verileceğini anlattıklarını söylediler. Referandumda boykot sancısı tutan AKP, sandığa gideceklere rüşvet teklif ediyor. Her oy kullanana rüşvet dağıtacaklarmış'' diye konuştu.

''ASKERLİK ANILARINI PAYLAŞACAKLAR''

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında yapılacak görüşmeye değinen Demirtaş, şunları söyledi:

''Anamuhalefet ile iktidarın konuşuyor olması teknik açıdan olumlu bir gelişmedir. Fakat sorunu tanımlama konusuna bile henüz bir yeteneğe kavuşmamış iki parti ne konuşacak, merak ediyoruz. İkisi de askerden yeni geldi. Herhalde askerlik anılarını paylaşacaklar, onu biliyoruz.

Bu, görüşme, AKP'nin savaş cephesini genişletme çabasıdır. Çözüm arayışı değildir. Eğer öyle olsaydı -ortada bir yangın var- itfaiyeciyi arayıp görüşmek yerine, benzinciyle sözleşme yapıyor... Kürt sorununda böyle bir çözüm olabilir mi?''

BDP ile görüşme yapılmamasının nedeninin ''terörden nemalanma'' olarak gösterildiğini belirten Demirtaş, ''Demokrasi, özgürlük konusunda ağır bedeller ödemiş partiyiz. Eğer bu nemalanmak ise Allah size iki katını versin'' dedi. Demirtaş, bu konudan asıl nemalananlara, mutlaka hesap sorulacağını söyledi.

Konuşmasında, Kürtlerin ana dillerinden vazgeçmemesinden bazılarının rahatsız olduğunu savunan Demirtaş, ''Ünlü bir Türk büyüğü, önceki gün, 'Biz Nijerya'da Nijeryalılara Türkçe öğretebildik ama Diyarbakırlılara, Hakkarililere öğretemedik' demiş. Buradaki temel problem, Kürtlerin Türkçe öğrenememesi değil, onun asıl canını sıkan, Kürtlerin halen kendi anadillerine sahip çıkıyor olmasıdır. Nijeryalılara Türkçe öğretirken eminim şöyle bir şey denmemiştir: 'Ey Nijeryalılar. Siz aslında Nijeryalı değilsiniz. Siz Türk'sünüz ana diliniz Türkçe...''


haber7