Bekaroğlu'ndan Taşgetiren'e Cevap

Bekaroğlu'ndan Taşgetiren'e Cevap

Taşgetiren'in, iktidarın Ergenekon operasyonunu seçim aracı olarak kullandığını öne süren Bekaroğlu'na yönelik eleştirilerine SP adayından zehir zemberek bir yanıt geldi.

Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Bekaroğlu'nun geçtiğimiz günlerde yaptığı "Yerel seçimlerde sıkışan AKP, öyle tahmin ediyorum ki, seçime birkaç gün kala 28 Şubat döneminin kudretli bazı simalarını ve bazı ünlü gazetecileri göz altına aldırtacak, bu hareketiyle seçimleri kurtarmaya çalışacaktır. Seçimlerden sonra ise gözaltına alınanlar bir şekilde Koşuyolu Hastanesi üzerinden GATA Hastanesi'ne geçip normal hayatlarına devam edeceklerdir. Yani Ergenekon soruşturması yerel seçimlere araç edilecektir." açıklamaları yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.

Yumuşak uslübüyle tanınan Bugün yazarı Ahmet Taşgetiren köşesinden Bekaroğlu'nun açıklamalarını sert bir dille eleştirmişti. Taşgetiren, "tetikçi" dediği Uğur Dündar'lı Star Anahaberi'ne çıkan Bekaroğlu'nun bu açıklamalarını "AK Parti'yi vurmak ya da Ergenekon davası üzerine gölge düşürmek için" ikram edilen ortamda aynı iddiaları tekrarlayış." olarak nitelendirmişti.

"Bu mudur Saadet'in misyonu?, Saadet'in Ergenekon davasına bakışı bu mudur?" diye soran Taşgetiren, Böyle bir söylemin, Saadet'in "Milli görüş" politikalarına uygun düşmediğini ima etmişti.

Taşgetiren, Numan Kurtulmuş'un liderliğinin, bir yerel yönetim kampanyasında harcanmasına, Bekaroğlu'nun aydın karakterinin de bir başkan adaylığı sürecinde harcanmasına gönlünün razı olmadığını belirtmişti.

Taşgetiren'in bu değerlendirmelerinin ardından ne diyeceği merakla beklenen Mehmet Bekaroğlu bugün suskunluğunu bozarak zehir zemberek açıklamalarda bulundu.

"Bekaroğlu'nun ne yaptığını çok iyi biliyorlar"

Bekaroğlu yazılı açıklamasında, aslında "Bekaroğlu'nun ne yaptığını" çok iyi bildiklerini belirterek, "Asıl sorgulanması gerekli olan Ahmet Taşgetiren ve benzeri "İslamcı" kanaat önderi taifesinin ne yaptığıdır" dedi.

Seçim kampanyasına başlamadan önce Taşgetiren'le nasıl bir kampanya yürüteceği konusunda istişare ettiğini öne süren Bekaroğlu, "Saadet, Doğan Grubu ve CHP" başlığını atan sizsiniz. Niçin böyle bir şey yaptınız Ahmet Taşgetiren? Bir kanaat önderi olarak yol göstermek için mi yoksa peşinen Saadet Partisi ve Mehmet Bekaroğlu'nu suskunluğa mahkûm etmek için mi?" diye sorarak, Taşgetiren'i "Daha tek bir cümle etmemiştik, Doğan Grubu'nda da konuşmamıştık, ama siz ön alıyordunuz, peşinen mahkûm ediyordunuz. Elbette "İslamcı" medyanın Saadet'e yer vermeyeceğini biliyordunuz, belki de taife olarak toplanıp böyle bir karar da vermiştiniz. Muhtemelen şöyle fikir yürütüyordunuz: "Bu sefer de Tayyip Erdoğan'la devam edelim, zaten onun bir seçimlik barutu kaldı, nasıl olsa yedekte Numan Kurtulmuş var. O'na şimdilik "koza örmeye" devam etmesini önerelim. Tayyip yıpranıp gidince Numan gelir, o da bizim, işlerimizi aynen sürdürürüz." " sözleriyle eleştirdi.

"Taşgetiren hayal kırıklığına uğradı"

Numan Kurtulmuş'un kendisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday göstererek Taşgetiren'i hayal kırıklığına uğrattığını ileri süren Bekaroğlu şöyle devam etti: "Nereden çıktı bu, niçin düşük profil bir adayla seçime girmiyorlar, ne gerek vardı Bekaroğlu'na, oyları bölecek CHP'yi getirecek" demeye başladılar.Korktuğunuz gibi de oldu. Kılıçdaroğlu'nun geleceği yok ama Bekaroğlu sinir uçlarına dokunmaya başladı, sağcı-muhafazakar oportünizm üzerine kurduğunuz denklem yerle bir oluyor. Üstelik Numan Kurtulmuş da 29 Mart seçimi için "Fark var, Saadet var" sloganını kullanmaya ve farkı anlatmaya başlayınca iyice şaşırdınız. "Ne oluyor, gerçekten tatlı iktidar gidiyor mu?" diye paniklediniz.

"Ergenekoncu"suçlamalarına cevap

Taşgetiren'in kendisini "Ergenekoncu" olmakla suçladığını ancak bunun açıkça yapamadığını belirten Bekaroğlu, "çünkü siz de biliyorsunuz ki bu ülkede "darbecilikle" suçlanabilecek son adam Mehmet Bekaroğlu'dur. Sayın Taşgetiren, siz sağcılığın sığ sularında "gönül adamlığı" yaparken Mehmet Bekaroğlu, mazlumun kimliğini sorgulamadan, dini, mezhebi, etnik kökeni, siyasi görüşü ayırımı yapmadan hak mücadelesi yürüttü ve bunun bedelini de ödedi. Darbeciliğe gelince; 2001 yılında Anayasa değişikliği yapılırken 12 Eylül darbecilerinin yargılanmayacağını öngören Anayasanın geçici 15. Maddesinin değiştirilmesini isteyen, bunun için önerge veren tek milletvekili Mehmet Bekaroğlu'ydu. O önerge şimdi "darbelerle mücadele diyorlar" dediğiniz AK Partili milletvekillerinin oyları ile reddedildi" dedi. Bekaroğlu açıklamalarına şöyle devam etti:
"Siz ne diyorsunuz Taşgetiren?

Kim darbelerle mücadele ediyor?

Darbelerle mücadele edenler, nasıl oldu da bunca halk desteği varken, üstelik de bu sebeple seçim almış olmalarına rağmen, sivil anayasa yapmayı rafa kaldırdılar?

Sayın Taşgetiren sizin gibi "muhafazakâr İslamcı"ların derdini ben söyleyeyim; siz demokrat, özgürlükçü filan değilsiniz. Siz otoriter-totaliter sistemin kendisine karşı değilsiniz, sizi rahatsız eden Merkez'i başkalarının tutmasıdır. Tek amacınız da bir şekilde o Merkez'i ele geçirip suyun başına geçmek, dinden türettiğiniz sağcı-dindar totaliter ideolojinizi oraya kendinizle beraber yerleştirmek ve diğerleri size ne yaptıysa bütün millete onu yapmak, bu arada da merkezde toplanan rantları paylaşmaktır."

Bekaroğlu, Taşgetiren'i ayrıca "siz darbelere karşı olamazsınız, siz ancak sizin olmayan darbelere karşı çıkarsınız, nitekim 12 Eylül darbesine karşı parmağınızı bile kımıldatmadınız." sözleriyle eleştirirken, Ergenekon operasyonuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle ortaya koydu: "Ergenekon'a gelince; ben bu soruşturmayı baştan beri destekliyorum. Bunun için birçok yazı yazdım, TV programlarında konuştum; bu yapının bütünüyle tasfiye edilebilmesi için, bu soruşturmanın muvazzaf subayları kapsayacak şekilde genişletilmesini, siyasi kanadı için de mutlaka Meclis'te soruşturma komisyonu kurulmasını istedim. Şimdi çıkıyor ve beni Ergenekon'un değirmenine su taşımakla suçluyorsun, üstelik de bunu ağzını eğip bükerek yapıyorsun. 12 Mart Muhtırası yıl dönümü münasebetiyle yaptığım açıklamayı okuduğundan eminim ama işine öyle geldiği için sadece "namaza yanaşmayınız" bölümünü okuyorsun.

"Doğu Perinçek'le davalıyım"

Taşgetiren'in kendisini Doğu Perinçek'le aynı safta durmakla suçlamasını, "ahlaksızlık" olarak nitelendiren Bekaroğlu Ergenekon tutuklamaları üzerine yaptığı açıklama dolayısıyla şu anda Doğu Perinçek'le davalı olduğunu, kendisinden 10 bin TL tazminat istediğini hatırlattı.

Taşgetire'ne Ergenekon soruları

Bekaroğlu, Taşgetiren'e seslenerek şu çarpıcı soruları sordu: "Bu Ergenekon soruşturmasının darbe ve darbeciliği tasfiye etmediğini, işi bitmiş, içi geçmiş bir grubu devredışı bıraktığını, askerin içinde sadece hiyerarşi dışına çıkanların ayıklandığını görmüyor musunuz?

Başbuğ-Erdoğan görüşmesinden sonra Koşuyolu-GATA trafiğinin nasıl hızlandığının farkında değil misiniz?
Yeni bir yapının (Ergenekon'un) ABD'nin geliştirdiği yeni dünya konseptine göre dizayn edildiğinin hiç mi işaretini alamıyorsunuz?"

Sayın Taşgetiren, senin darben benim darben olmaz. Ama bakıyorum ki sen ve taifen esasen darbeye ve vesayet sistemine karşı çıkmıyorsunuz, sizin için bu otoriter/totaliter sistemde suyun başında bulunmak yeterli.

"Tatlı iktidar gidiyor mu" telaşına kapıldınız"

"Numan Kurtulmuş'un liderliğinin, bir yerel yönetim kampanyasında harcanmasına gönlüm razı olmuyor" sözlerineyse Bekaroğlu, "Sizin gibi bir kalem erbabının bilmesi gerekir ki bu seçim çoktan yerel seçim olmaktan çıktı. Numan Kurtulmuş liderliğindeki Saadet Partisi farkını ortaya koydu, millet bu farkı görmeye başladı, yavaş yavaş Saadet saflarında toplanıyor. İşte sizin ve taifenizin sıkıntısı buradan kaynaklanıyor; "tatlı iktidar" gidiyor mu" telaşına kapıldınız" diye yanıt verdi.

"İslamcı televizyonlar ve gazetelere bize yer vermiyor"

Bekaroğlu, Doğan Grubu'na ait Star TV Anahaber programına çıkmasıyla ilgili yöneltilen eleştiriye şu yanıtı verdi: "Sana ve taifeye kalırsa biz hiç konuşmamalıyız, insanlara hiç bir şeyi hatırlatmamalıyız ki bu "tatlı iktidar" sürüp gitsin. Haksızlık mı yapıyorum, gerçekten konuşmamızı istiyor musunuz? Peki, nerede konuşacağız; bu milletin, teşkilatlarımızın gariban insanların paraları ile kurulan "İslamcı" televizyonlar ve gazeteler bize yer veriyor mu? Geçmişte şimdi "Doğan Grubu" diye paranteze aldığınız medyanın hepimize yaptığını şimdi bu mecraların aynısını hatta fazlasını bize yaptıklarını görmüyor musun? Şimdi size iktidar nimetlerini sunan kadroların Milli Görüş'ü parçalayıp yeni bir parti kurdukları 2001 yılında her gün Doğan grubunun en prestijli programlarındaydılar, aynı grubun gazetelerinde boy boy resimleri, çarşaf çarşaf söyleşileri yayınlanıyordu ve ne sizin ne de taifenizden hiç kimsenin sesi çıkıyordu. Siz ne biçim kanaat önderisiniz; niçin onlara mubah gördüğünüzü bize yasaklıyorsunuz. Hem biz hangi televizyona çıktık da yanlış bir şey söyledik, ne zaman ikili dil kullandık?Hayır, Ahmet Taşgetiren, samimi değilsiniz, sizin derdiniz üzüm yemek değil, besbelli ki bağcı dövmeye çalışıyorsunuz. Ama bunu başaramayacaksınız."
Bekaroğlu açıklamalarına şöyle devam etti: "Siz istemeseniz de Allah'ın izniyle Numan Kurtulmuş'un başkanlığında yeni bir ruhla toparlanan, dostlarımızla birlikte koza koza ördüğümüz Saadet Partisi, önce kralınızın çıplak olduğunu gösterecek, sonra da krallıkları ortadan kaldıracak.

Her ihtimale karşı ne yapmağa çalıştığımızı bir kere daha iki cümle ile anlatayım. Bakın Ahmet Bey, 28 Şubat ve 2001 krizi ile birlikte tekrar takatsiz bırakılan ve çaresizliğe mahkûm edilen bu millet, AKP ile birlikte "reel politik"e eklemlendi. Reel politik, yani dünya gerçeklerinin Türkiye'yi ve milletimizi getirdiği yerse ortada"

Öyle anlattığınız gibi ne darbelerle mücadele ediliyor, ne hak ve özgürlükler yükseltiliyor, ne de halkımızın karnı doyuyor. Başörtüsü sorununun çözülmesi şöyle dur-sun, yapılan yanlışlıklarla bu sorunun asla çözülemeyeceği inancı yerleştirildi. Biz millete diyoruz ki, bu ülke insan ve doğal kaynakları ile kimseye muhtaç olmadan yeniden ayağa kalkabilir. Yeter ki millet olarak güçlerimizi birleştirelim, 70 milyonun hukukunun garanti altına alınacağı bir siyasal sistem ve adil bir iktisadi sistem kuralım.

Yani anlayacağınız, sayın Taşgetiren, "reel politik"i bırakıp tekrar "Adalet ve İdealler" üzerine bir siyaset inşa edeceğiz.

Anlamadığınız ise "reel politik"in aslında bu olduğu"",

TİMETURK