Beni de dinlediler yargı sessiz kaldı
Erdoğan,hakim ve savcıların mahkeme kararıyla dinlenmesine ateş püskürenlerin , Başbakan'ın mahkeme kararı olmadan 6 yıl dinlenmesine ise sessiz kaldığını hatırlattı.
Başbakan Erdoğan, mahkeme kararıyla dinlemelere sert tepki gösteren yargı mensuplarının kendisinin uzun süre hem de yasadışı dinlenmesine sessiz kalmasını eleştirdi. Erdoğan, Bilkent Otel'de düzenlenen 4. Özürlüler Şurası'ndan ayrılırken basın mensuplarının sorularını cevapladı. "Yargıda telekulak iddiaları var. Yargıtay Başsavcısı da dinlemenin siyasi olduğunu belirterek, partinizle ilgili inceleme başlattı. Kapatma davası gerekçesi olarak görüyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Erdoğan, şu cevabı verdi:
YARGIYA YARGI DA SAYGI DUYMALI
"Böyle bir adımın atılıp atılmadığını bilmiyorum. Bana ulaşan bir şey yok. Bir defa devlet tüm kurumlarıya çalışır. Anayasa'da belirlenen neyse bu noktada adımlar atılır. Şu anda yürütmenin atmış olduğu adımlar var. Ve bu atmış olduğu adımlar dikkat edilirse hiçbirisi yasaya aykırı bir adım değil. Herhangi bir mahkeme kararı olmadan atılmış bir adım söz konusu değil. Öncelikle yargının temsilcileri, mensupları mahkemelerin vermiş oldukları kararlara kendilerinin uymaları gerekir. Bizden her zaman bunlar nasıl bekleniyorsa kendilerinin de aynı şekilde buna uymaları gerekir."
BAŞBAKAN 6 YIL DİNLENDİ
Erdoğan, Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek'in Ergenekon sanıklarında çıkan kayıtları kastederek "Bu ülkenin Başbakan'ı 6 yıl boyunca mahkeme ve hakim kararı olmadan dinlendi, hiç kimsenin kılı kıpırmadı" sözlerine de göndermede bulundu.
ŞİMDİ İTİRAF EDİYORLAR
Erdoğan şunları söyledi: "Şahsımla alakalı ortaya çıktı. Beni de mahkeme kararı olmadan, farklı yerlerden, kimlerin olduğu tabii çıkacak ortaya, dinledikleri ortaya çıktı. Kimlerin dinlediği ortaya çıktı, bununla ilgili yargı süreci var. Tüm bunlar açık, ortada. Ve yargının mensupları da şimdi bunu itiraf ediyorlar, 'evet' diyorlar. 'Bu ülkede başbakan dinlendi'. Tüm bu gerçekler ortada iken nasıl olur da kalkıp benim partimle ilgili böyle bir yakıştırmayı yaparlar? Bunu çirkin bulurum. Kaldı ki bu partinin zaten görevi değil. Bu, devletin kurumlarıyla bir çalışma süreci içerisinde olan yürütmenin atmış olduğu adımlardır ve bu da hukuk içerisindedir."
Herkes 1. sınıf vatandaştır
Erdoğan, Bilkent Otel'de düzenlenen, 4. Özürlüler Şurası'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin her bir vatandaşının devlet nazarında, hukuk nazarında, imkanlar ve fırsatlar önünde eşit olduğunu ifade etti. Erdoğan şöyle konuştu: "Her bir vatandaş bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır. Hiç kimseye ayrımcılık yapılamaz, hiç kimse insani vasıflarından, doğuştan gelen, doğuştan sahip olduğu vasıflardan dolayı ayrımcılığa tabi tutulamaz. Zaman zaman bazı yerlerde 'efendim referanduma gidelim' gibi çirkin yaklaşımlar oluyor, bazı önemli konularda -ki bunlar temel hak ve özgürlükleri ilgilendiren konular- Temel hak ve özgürlükler hiçbir zaman referanduma götürülemez, bunlar yaradılıştan elde edilen hak ve özgürlüklerdir, bunlar doğaldır. Bu sorumluluğu üstelenen yönetimler, bunları bir defa o bireye verme mecburiyetindedir. Özellikle bunu biraz daha açarsak, 'Bunun dili şudur, etnik kökeni budur, şu mezheptendir, özürlüdür, hastadır' diyerek hiç kimse farklı uygulamalara tabi tutulamaz."
Onur Öymen battıkça batıyor
Erdoğan, CHP'li Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen'in istifasını istediğini hatırlatan gazetecilere şu değerlendirmeyi yaptı: "CHP Genel Başkan Yardımcısının, Genel Başkanı huzurunda Dersim katliamının bugün tekrarını talep etmesi ve bunun üzerinde ısrarla durması... Hatta ve hatta ertesi gün yaptığı açıklamalarda bunu kendine göre kuvvetlendirici bazı ifadeler kullanması, yani battıkça battığının açıkça net uygulamasıdır. Bu, tabii, CHP ve zihniyetinin bugüne kadar olan tutarsız yaklaşımlarının en açık, net ifadesidir. Bunlar şecaat arz ederken sirkatin söylemişlerdir. Açıkça ortaya çıkmışlardır. Artı, şu anda kendilerini gizleyecek hiçbir yanları yoktur."
CHP DERSİNİ ALDI
Erdoğan, Yusufça'daki seçim zaferi ile ilgili olarak da, "Yusufça'dan bana cevap verilmesini istedi. Ama gördüğünüz gibi yüzde 47 küsur oyu AK Parti aldı. Benim halkımın kimi nasıl değerlendirdiğini çok açık ve net görüyoruz. Ve bu anlayışla bu yola devam etmeleri ülkemde birliğe, beraberliği katkı sağlamaz sadece zarar verir. Ama milletim de gereken dersi her zaman her yerde kendilerine verir" yorumunu yaptı.
İHBAR MEKTUBU YOK
Bir gazetecinin, "Islak imza ile ilgili bugün üçüncü bir ihbar mektubu ortaya çıktı. Sizin çevrenizdekilerin de fişlendiği iddiası var ve o mektubun size de gönderildiği belirtiliyor" demesi üzerine Erdoğan, "Hayır. Bana gelmiş herhangi bir CD veya mektup söz konusu değil. Bugün özel kalemime de sordum. Bize herhangi bir şey gelmiş değil" dedi.