"Beyrut'u Vurursanız Tel Aviv'i Vururuz"
Lübnan İslami Direnişi Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, zafer kutlamalarındaki konuşmasına başladı.
Nasrullah, konuşmasının başlangıcında üç yıl önce 33 gün süren savaş sırasında direnişe destek olan herkese teşekkür etti. Nasrullah "Temmuz savaşı günlerinde, Lübnan halkının gerçekleştirdiği mucize, birlik ve beraberlikle karşı karşıyaydık" dedi.
İsrail'in Her Bir Köşesini Vurabiliriz
Nasrullah, İsrail'in Beyrut'u vurmalarına karşı Temmuz 2006 savaşında olduğu gibi Hayfa'yı değil Tel Aviv'i vurmakla tehdit etti. Nasrullah "Onlara Temmuz savaşında Beyrut'u vurursanız, Tel Aviv'i vururuz dedik. Bugün de Beyrut'u yada güneyi vurursanız Tel Aviv'i vuracağımızı söylüyoruz. Şayet düşman, Lübnan'daki her köyü yada şehri vuracağını düşünürse onlara "Biz, bugün gasbettiğiniz topraklardaki tüm şehirlerinizi vuracak güçte olduğumuzu söylüyoruz. Tanklarını istediğin kadar modarnize et. Askerlerini istediğin kadar eğit. Topraklarımızı işgale kalkıştığında, askerlerin ve tankların dağlarımızda ve köylerimizde yerle bir edilecek. Temmuz savaşı öncesinde süprizlerimiz var dedik. Bundan sonraki savaşta da yeni süprizlerimiz olacak" dedi.
İsrail, Lübnan'a Saldırmadan Önce Milyonlarca Kez Hesap Yapmalı
Nasrullah "Düşmanı, Lübnan'a saldırmaktan men edebilir miyiz? Evet! Düşmanın, Lübnan'a saldırmasını aklının ucundan dahi geçirmesine engel olabilir miyiz? Evet!
Halkımıza, savaş kapıdadır demiyorum. Çünkü hiçbir İsrail hükümetinin Lübnan'a karşı savaş kararı alması hiç de o kadar kolay değildir. Bin kez değil milyonlarca kez hesap yapması lazım. Bu şimdiki gerçekliktir" dedi.
İsrail, Korkuyor
Nasrullah ayrıca İsrail'in korktuğunu söyledi. Nasrullah "Biz, savaş istemiyoruz. Fakat savaştan korkmuyoruz. Oysa İsrail, yeni bir savaşın patlak vermesinden korkmaktadır" dedi.
İsrail, Hizbullah'ı Tasfiye Edebilir mi?
Nasrullah, İsrail'in hedefini şöyle açıkladı: "İsrail'in hedefi belli. Litani nehrinin civarındaki değil tüm Lübnan'daki direnişi tasfiye etmektir. Fakat tüm gözlemcilere ve size soruyorum. İsrail ordusu, Lübnan'daki direnişi kökünden yok edebilir mi? Ben size söylüyeyim: Hayır! Tabiki İsrail gece gündüz bunun için çalışıyor. Hatta Temmuz savaşında yenilmediklerini iddia etmelerine rağmen gece gündüz bu hedef için çalışıyorlar. Biz de onlar gibi gece gündüz çalışır, bizdeki zayıf noktaları keşfeder ve düzeltirsek, Temmuz savaşından ibret alırsak, biz güçlü olmakta ciddiysek, yeni zaferler kazanırız. Çünkü biz Temmuz savaşında binlere karşı savaşabildik. Şimdi ise onbinlere karşı savaşabilecek güçteyiz. Yeni bir savaşın sonucunda yeni dengeler olacaktır."
Netanyahu: İsrail, Artık Yenilmez Değil
Nasrullah, konuşmasının başlangıcında İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun "İsrail, 2000 yılındaki Lübnan'dan ve 2005 yılında Gazze'den çekilmesinden, ikinci Lübnan savaşından sonra, dengeler değişti. bu tarihten sonra artık İsrail, asla yenilmez bir devlet olma özelliğini yitirdi" sözünü hatırlattı. Nasrullah "Gazze'deki direnişin gerçekleştirdiği mucize de Netanyahu'nun sözünün ne derece doğru olduğunu göstermektedir." dedi.
Nasrullah "Sadece İsrail değil arkadaşları bile artık "İsrail'in geleceği var mı yok mu?" diye sorgular oldu" dedi.
Temmuz Savaşı, Amerika'nın Projelerini Bitirdi
Nasrullah "Temmuz 2006 savaşı, Suriye ve İran'ın desteğiyle Amerika ve siyonistlerin bölge için düzenlediği tehlikeli projeleri bitirdi. Bugün sizlere bölgesel ve uluslararası arenada, 2006 Temmuz savaşından daha güçlü olduğumuzu söyleyebiliriz" ded.
İsrail, Lübnan'ı Neden Tehdit Ediyor?
Nasrullah, İsrail'in son dönemde yaptığı tehditlerin, yakın bir dönemde savaşın olduğuna delalet etmediğini belirterek "Siyonist liderlerin son dönemde yaptıkları tehditlerin, yakın bir tarihte savaşın olduğuna delalet ettiğini söylediler. Biz, buna inanmıyoruz. Tehditlerin hedeflerinden birisi de psikolojik savaştır.. Çok fazla konuşan ve tehditler savuranlari kimseyi korkutmaz. Bundan ötürü onları çok fazla konuşurken görüyorsanız bunun anlamı, onların hiçbirşeyi yapmaya güçlerinin yetmediğidir. Şayet İsrail susarsa, işte o zaman hazır olmamız gerekiyor" dedi.
Nasrullah, İsrailli liderlerin Lübnan'ı tehdit etmelerinin bir diğer sebebinin de kısa bir süre sonra kurulacak ulusal uzlaşı hükümeti olduğunu savundu. Nasrullah "Son haftalarda İsrailliler, siyasi medya alanında gürültü kopardılar. Özellikle Amerika ve İsrail de buna yardım etti. Diyorlar ki şayet Hizbullah hükümete katılırsa tüm Lübnan sorumluluk üstlenecektir. Bu tehditler, ulusal uzlaşı hükümetinin kurulmasını engellemeyi hedeflemektedir. İkincisi, Hizbullah'ın hükümete katılmasını engellemektir. Üçüncüsü de düşmanın Lübnan'da ulusal uzlaşı hükümeti kurulmasından rahatsız olmasıdır. Bir diğer sebibi de İsraillilerin söylediği gibi Lübnan'ı istikrarsızlığıa sürüklemektedir. Onlar, Lübnan'da sükunetin varlığının direnişinin yararına olacağının farkındadır. Bunun için de Lübnan'ın istikrar içerisinde olmasını istememektedir... Şayet biz ulusal uzlaşu hükümetini en kısa zamanda kurarsak siyonistlerin bu planlarını suya düşürürüz" dedi.
Allah, Bize Yeter
Nasrullah, psikolojik savaşın sadece bugün değil geçmişte de uygulandığını söyledi. Allah'a dayanan hiçbir halkın bu tür tehditlerden korkmayacağını belirten Nasrullah "1996 yılında İsrail, Amerika, Çin, Rusya, Latin Amerika Şarm eş Şeyh'te bir araya geldi. Hamas ve İslami Cihad'daki kardeşlerimizin, Kudüs ve Tel Aviv'de düzenledikleri şehadet eyleminden sonra düzenlenen bu konferansta tüm devletler, Hamas, İslami Cihad ve Hizbullah'ın tasfiye edilmesine karar verdiler. Bu hareketlere desteğin kesilmesine ve dünyanın her tarafında savaşılmasına karar verdiler. Çünkü bu hareketler, teröristti. Ben o günleri çok iyi hatırlıyorum. 1996 yılında Şarm eş Şeyh'te, Lübnan ve Filistin direnişine karşı topyekün savaş ilan edildiği zaman onlara şu ayetle yanıt verdik: "Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla: Düşmanlarınız size karşı ordu topladı, onlardan korkun denilince, onların imanı arttı ve "Allah ne güzel imandır" dediler." Niye imanları arttı. Çünkü, "Allah bize yeter" dediler. Bundan bir kaç hafta sonra Lübnan'a karşı "gazap üzümleri" operasyonu başlatıldı. Buna karşı biz direndik ve zafer kazandık.. Yerde ve gökte kim, Allah'a tevekkül edene karşı harekete geçse, Allah bu kişiye bir çıkıuş yolu gösterir. İşte bu Temmuz savaşındaki zaferin cevheridir." dedi.
Psikolojik Savaş İsrail'i Olumsuz Etkiler
Nasrullah, İsrailli liderlerin Hizbullah'a karşı başlattıkları psikolojik savaşın İsrailliler üzerinde olumsuz etkilerinin olduğunu söyledi. Nasrullah "Barak, uluslararası toplumu, Hizbullah'a karşı kışkırtmak için, bizim Temmuz savaşı günlerinden üç katı daha güçlendiğimizi söylüyor. Barak ayrıca, uluslararası toplumun Hizbullah'ın silahsızlanmasına müsaade etmesinden ötürü İsrail'deki her türlü noktayı vurabilecek güce ulaştığını söyledi. Bununla, uluslararası toplumu üzerimize kışkırttılar. Fakat bu tehditlerin kendi insanları üzerinde olumsuz etkileri oldu" dedi.
Halkı, Kendi Gücü Korur
Nasrullah "İsrail'in Lübnan'da gözünün olduğu, dünyanın uluslararası kanunlarla değik güçlü olanların isteklerine göre idare edildiği, zayıfların katledildiği, hakkın batıl batılında hak konumunda olduğu, gerçekler çarpıtıldığı, hakların gasbedildiği ve kutsalların çiğnendiği batılı petrol ve silah şirketleri için milyonların katledildiği böyle bir dünyada ancak güçlü olan hayatta kalabilir. Her kim anlaşmalarla, halkını koruyacağını sanıyorsa öncelikle dikkatli olması ve tarihe bir bakması lazım. Halkı, birinci derecede kendi gücü ve vahdeti korur." dedi.
Yeni Zafer Vaadi
Nasrullah "Sizlere her zaman yeni zaferler vaadeyoruz. Bazıları bizimle ve benimle tartışıyor ve "Size yeni zaferler vaadediyorum" dememi eleştiriyorlar. Biz buna yakin olarak inanıyoruz. Geçmiş tecrübelerimize dayanarak söylüyoruz. Allah'a olan imanımız ve tevekkülümüze dayanarak söylüyoruz. Şimdi de yine "Sizlere geçmişte zafer vaadettiğim gibi inşaallah yeni zaferler vaadediyorum" dedi.
isra haber