Bilge Kral Anılıyor
Hatırlandığında Problem olan birilerinin putlarını yıkan şahsiyetler unutturulmaya çalışılmıştır. Unutturulamaz ise en azından yanlış tanıtılmaya çalışılmıştır.Onlardan biri de Aliya'dır. Mezarı dahi birilerini rahatsız etmeye devam ediyor...
İlmi Etüdler Derneği, ülkemizde ve dünyada düşünür, diplomat, siyasetçi kimliği ile tanınan Aliya İzzetbegoviç’i ölümünün 4. yıldönümünde İstanbul’da anacak.
Aliya’nın bıraktığı düşünce mirasını incelemek ve anlamak amacıyla düzenlenen anma programı 20 Ekim 2007, Cumartesi günü 16.00-21.00 saatleri arasında Çamlıca Sabahattin Zaim Eğitim Merkezinde gerçekleştirilecek.
Anma programı kapsamında “Bilge Kralın Ardından” ve “Doğu Batı Arasında İslam” başlıklı iki panel düzenlenecek. Ayrıca program gazeteci-yazar Akif Emre’nin Aliya ile yapılmış ve daha önce hiçbir yerde yayımlanmayan röportajı gösterilecek.
Aliya’nın vefatından kısa bir süre önce yapılan bu röportaj ilk kez izleyici karşısına çıkacak.
KONUŞMACILAR
Ademir Jerkovic
Bosna Eski Devlet Başkanı İzzetbegoviç’in uzun dönem medya konusundaki danışmanlığını yürütmüştür. Ademir daha sonra bu görevini Bosna meclis içerisindeki Boşnak SDA partisi için yapmıştır.
Adnan İsmaili, Merhamet Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı
Kosova savaşındaki performansıyla tarihe geçen insanî yardım teşkilatı Merhamet Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanıdır. Aynı zamanda Logos-A isimli bir yayınevi sahibi olan İsmaili Mehmet Akif ve daha birçok Türkiyeli yazarın Arnavut diline kazandırılmasına ön ayak olmuştur.
Akif Emre, Gazeteci-Yazar
İlk ve orta öğrenimini memleketi olan Kayseri’de tamamladı. İstanbul’da mühendislik eğitimi aldı. Gazetecilik ve televizyon programcılığı yaptı. Osmanlı şehirleri ve Mimar Sinan üzerine olanları başta olmak üzere birçok belgesel hazırladı. Bir süre İnsan Yayınlarının genel yayın yönetmenliğini yaptı. Küreselliğin Fay Hattı (2001), Göstergeler (1997), ‘İz’ler (2001) adlı eserleri yayımlandı. Hâlen Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.
Dr. Alev Erkilet, Sosyolog
1962 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini TED Özel Ankara Kolejinde tamamladı. 1983’te Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünde araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. Yüksek lisansını aynı bölümde “Çağdaş Sosyal Değişme Teorilerinin Sınıflamasına İlişkin Bir Deneme” başlıklı tezi ile tamamladı (1985). “Orta Doğu’da Modernleşme ve İslamî Hareketler” adlı doktora tezini hazırladı. Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünde öğretim üyesi iken son derece başarılı, ödüller almış bir sosyolog olduğu hâlde yaptığı araştırmadan ve fikirlerinden dolayı üniversiteden uzaklaştırıldı. Ele Geçirilemeyen Toprak: Kuzey Kafkasya (2002), Orta Doğu’da Modernleşme ve İslami Hareketler (2004) ve Eleştirellikten Uyuma Müslümanların Kamusal Alan Serüveni (2004) adlı eserleri yayımlandı.
Ali Bulaç, Yazar
1951 yılında Mardin’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Mardin’de, yüksek öğrenimini İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü (1975) ve İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümünde (1980) yaptı. 1976’da Düşünce Dergisi ve Düşünce Yayınlarını, 1984’te İnsan Yayınlarını kurdu. 1987 yılında Zaman Gazetesi’nin kurucuları arasında yer aldı ve bir yıl Gazetenin İstanbul Büro Şefliği görevini yürüttü. 1985-1992 yılları arasında Kitap dergisini, yönetti. Çeşitli dergilerde, Milli Gazete, Yeni Devir, Yeni Şafak ve Zaman gazetesinde çok sayıda yazı ve araştırmaları yayınlandı. 1988’de Türkiye Yazarlar Birliği “Fikir Ödülü”nü aldı. Evli ve dört çocuk babası olan yazar, hâlen Zaman gazetesinde günlük yazılar yazmaktadır. İslam ve demokrasi alanında birçok çalışması bulunan Bulaç’ın eserlerinden bazıları şunlardır: Modern Ulus Devlet, Çağdaş Kavramlar ve Düzenler, Kutsala tarihe ve hayata Dönüş, Din ve Modernizm, Din Felsefe Vahiy Akıl İlişkisi, Modernizm İrtica Sivilleşme, İslam ve Demokrasi ve İnsanın Özgürlük Arayışı.
Cemaluddin Latiç, Şair, Öğretim Görevlisi
1957’de Gorni Vakuf’ta doğdu. Saraybosna Üniversitesi’nde İslami Bilimler Fakültesinde Tefsir dersleri, Sancak Üniversitesi Felsefe Fakültesinde de Edebiyat Teorileri dersleri vermektedir. Bugüne kadar yayınlanmış bir kısmı da Türkçeye çevrilmiş sekiz eseri vardır. Bosna’nın “milli marşı”nı yazan, birçok güzel şiire imza atan değerli bir sanatkâr ve ediptir.
İsnam Taljiç, Yazar
Bosna’nın meşhur edebiyatçılarındandır. 1993 yılından beri, özellikle Bosna Savaşı dönemi de dahil, uzun zamandır gazetecilik yapan bir isim. Bunun dışında kendisinin çok sayıda roman, öykü ve savaş yazılarından oluşan kitapları da bulunuyor. Şimdiye kadar 15 kitabı yayınlandı. Bosna ve Boşnakların hayatta kalma ve kalkınma sorunlarıyla uğraşan Taljiç, Vlasenica kasabasından olup, Saraybosna’da muhacir olarak yaşamaktadır. Srebrenitsa'nın Öyküsü isimli eseri Türkçede de 2007 yılında yayınlanmıştır.
Sadık Yalsızuçanlar, Yazar
1962 yılında Malatya'da doğdu. 1983 yılında Hacettepe Üniversitesi Türkoloji Bölümü'nden mezun oldu. Bir süre öğretmenlik ve yayıncılık yaptı. Halen TRT Ankara Televizyonu Eğitim Kültür Programları Müdürlüğü'nde prodüktör olarak görev yapıyor. Rüya Sineması kitabıyla, TYB deneme, Şehirleri Süsleyen Yolcu ile TYB öykü, Ozanın Kopuzu Aşığın Sazı ve Kırkambar yapımlarıyla TMKV ve TYB televizyon programları ödüllerini kazandı.
Aliya İzzetbegoviç kimdir?
1950’lerden 1990’lara uzanan bu uzun dönem boyunca, komünist yönetim altında Aliya, Bosnalı Müslümanlar için alttan alta umut aşılayan bir kişidir. Dolayısıyla Yugoslavya’nın dağıldığı bir dönemde Aliya halkının önderi olarak sahneye çıktı.
Aynı adı taşıyan dedesi Aliya İzzetbegoviç, Üsküdar'da askerlik yaparken tanıştığı Türk kızı Sıdıka Hanım ile evlenmiştir. Dede Aliya, Sıdıka Hanım ile evlendikten sonra Şamats'a geri dönmüş ve bu evlilikten beş erkek çocukları dünyaya gelmiştir. Aliya'nın babası Mustafa da Şamats'ta doğmuştur.
Aliya İzzetbegoviç, 8 Ağustos 1925'te Şamats'ta doğduktan iki yıl sonra ailesi Saraybosna'ya taşınır. Aliya İzzetbegoviç anılarında, "altı yaşındayken Kur'an kursuna başladığını ve çocuk olmasına rağmen sabah namazlarını camide kıldığını" anlatır.
Aliya, II. Dünya Savaşı sırasında Genç Müslümanlar ( Mladi Muslimani ) birliğine katılır. Hem anti-komünist hem de anti-faşist olan bu birliğin en temel gayesi Balkanlarda Müslümanlığın tekrar dirilmesidir. Savaş sonrası Yugoslavya’da kurulan komünist yönetim Genç Müslümanlar örgütünü yasadışı saymış ve Aliya, örgüte üyelik suçundan 1946 yılında üç yıl hapse hüküm giymiştir.
Hapisten çıktıktan sonra Saraybosna'da hukuk tahsiline başlamış ve gizli bir şekilde siyasi faaliyetlerini sürdürmüştür. Hapisle ikinci kez tanışması ise 1960’lı yıllarda “İslami yeniden doğuşun sorunları” üzerine kaleme aldığı İslam Deklerasyonu kitabı sebebiyle olmuştur. 1983 yılında girdiği bu ikinci hapis dönemi 1988 yılında son bulmuştur.
Aliya İzzetbegoviç 1990`dan 1992'ye kadar Bosna-Hersek Eyalet Cumhuriyeti`nin Cumhurbaşkanlık görevini üstlendi. 1992 yılında uluslararası tarafsız gözlemcilerin kontrolü altında yapılan bir serbest referandum sonucunda Bosna-Hersek Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etti. Aliya, Bosna Savaşı'nda (1992-1995) anahtar bir rol oynadı. 1992-2000 yılları arasında 7 kişilik Ortak Devlet Başkanlığı Konseyi'nin başkanlığını yaptı.
ALİYA İZZETBEGOVİÇ’TEN ALINTILAR
Köprüleri Yeniden İnşa Etmek
“Mostar, gerçek savaş cehennemi arasından geçmiştir.
Eminim ki, “urbicide” yani kent katliamı, şehir yıkımı kavramı, maalesef Mostar’daki kadar somut biçimde dünyanın hiçbir yerinde resmedilemez!
Mostar, bizim Boşnak ve Hırvat dillerinde “köprülü şehir” anlamına geliyor.
Şehre adını, aynı zamanda güzellik ve ruhunu veren köprülerin her biri yok edildi, yıkıldı.
Dünya kültür hazineleri arasında sayılan meşhur Eski Köprü’de, bu akıbetten kurtulmadı.
Muhtemelen tarihçiler, daha uzun bir süre şu soruya cevap arayacaklardır: Olağan hoşgörüden de öte bir şey olan beş yüzyıllık zamandan sonra trajik Hırvat-Boşnak çatışmasına nasıl ve neden gelindi?...
…
Nehir üzerinde köprüleri yeni baştan inşa etmek için, ilk önce insanların kalbinde onları yeniden yeşertmeliyiz.
Biz, buna hazırız!” *
* Mostar Antlaşması’nın imza töreninde yaptığı konuşmadan bir bölüm. Mostar, 5 Temmuz 1994. Aliya İzzetbegoviç, Bosna Mucizesi’nden (Yöneliş Yayınları, 2003, sayfa 66-67) alıntılanmıştır.
“Allah’a Yemin Ederim Ki, Köle Olmayacağız!”
Bu savaşta tarafsızlığımızı ilan ettik; çünkü bu, bizim için ellerimizi kirletemeyeceğimiz ve buna ihtiyacımızın da olmadığı kirli bir kardeş kavgasıdır. Genç erkeklerimizi askere göndermeyi reddettik çünkü bu bir özgürlük savaşı değildi. Böyle davranmakla insanlarımızdan birçoğunun hayatlarını ve ruhlarını kurtardık: Hayatlarını kurtardık diyorum çünkü öldürülmediler ve ruhlarını diyorum çünkü öldürmediler. Ne cellat ne de kurban olacak biçimde davrandık. Bizim bu duruşumuz, iyi niyetli bütün insanların onayını ve desteğini kazanmış ve Bosna’nın dünyadaki itibarını ölçülemeyecek denli artırmıştır. Bölgede cereyan etmekte olan bazı olaylardan hakılı olarak utandığımız böyle bir zamanda, eğer yabancı bir ülkede iseniz, Bosnalı olduğunuzu gururla söyleyebilirsiniz. Orada bu, sizin barıştan, demokrasiden ve insan haklarınızdan yana olduğunuz anlamına gelir.
Bu kısa konuşmayı Müslüman halka seslenerek bitireceğim. Bir zamanlar küçük bir ulus, kendisini aynı dramatik seçimle yüz yüze bulmuştu, tıpkı bugün olduğumuz gibi; başını eğmek yada onu gururla dik tutmak; köle olmak yada özgür bir halk olarak kalmak. O ulusun bir şairi, benim de konuşmamı kendisiyle bitireceğim şu meşhur sözlerle karşılık vermişti: “Her şeye kadir olan Allah’a yemin ederim ki, köle olmayacağız!” *
* SDA’nın birinci kongresinde yaptığı konuşmadan bir bölüm. Aliya İzzetbegoviç, Tarihe Tanıklığım’dan (Klasik Yayınları, 2003, sayfa 117) alıntılanmıştır.
Aliya İzzetbegoviç’in dilimize kazandırılan eserleri şunlardır:
Doğu ve Batı Arasında İslam
Tarihe Tanıklığım
Özgürlüğe kaçışım zindandar notlar
Konuşmalar
Bosna Mucizesi Konuşmalar
İslam Deklarasyonu
Köle Olmayacağız