BİR ALLAH, BİR PEYGAMBER BİR DE TÜRKLER

BİR ALLAH, BİR PEYGAMBER BİR DE TÜRKLER

Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfında konuşan Doç. Dr. Sedat Laçiner Sınırötesi harekat konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

SETA vakfınca organize edilen "Sınır Ötesi Harekat ve Milli Güvenlik Sorunu" konulu toplantıda konuşan Doç. Dr. Sedat Laçiner Kuzey Irak'a bir operasyon yapılacak olsa dahi bunun bir kasap yaklaşımıyla değil, bir cerrah inceliğiyle yapılması gerektiğini ifade etti.

BARZANİ 1990'LARDA PKK İLE KURŞUN KURŞUNA ÇATIŞTI

Uluslararası hukukta "sınırötesi operasyon" gibi bir kavramın bulunmadığını belirten Laçiner "Sıcak takip diye bir kavram var. Bu da açık denizlerle ilgili. Bunda bile başka bir ülkenin sınırına giremezsiniz. Ancak ikili anlaşmanız varsa bu olabilir. Bizim Irak'la böyle bir anlaşmamız yok. 1930'lu yıllarda böyle bir anlaşmamız vardı. Bu anlaşmaya göre 75 km.'lik bir alana kadar girilebiliyordu. Bu anlaşma rejim aleyhtarı faaliyetler için kullanılıyordu. Sonra 1984 yılında Saddam Hüseyin ile bir anlaşma imzalandı. O da PKK'ye yönelikti. Ancak bu anlaşma Saddam Hüseyin'e de Türkiye'ye girme yetkisi veriyordu. Biz bu yetkiyi kullanarak Irak içerisinde operasyonlar yaptık. Ancak Türkiye süre sonunda bu anlaşmayı uzatmak istemedi. Türkiye Kürtleri korumak amacıyla böyle bir anlaşmayı uzatmadı." dedi.

Körfez operasyonu sonrasında Kuzey Irak'ın hukuksuz bir alana dönüştüğünün altını çizen Sedat Laçiner "Türkiye'nin Kuzey Irak'a 24 kadar irili ufaklı operasyon yaptı. ABD'nin çoğunlukla bunları anlayışla karşıladı. AB biraz daha sert açıklamalarda bulundu. Türkiye, bu operasyonlarda yerel destek buldu. Barzani bazı yerlerde PKK ile kurşun kurşuna sıcak çatışmaya girdi. Çatışmaya girmediği bölgelerde ise Barzani birlikleri Türkiye'ye istihbarat desteği verdi. Böyleye yerel halk bu operasyonlardan zarar görmedi" dedi.

YAPILAN OPERASYONLARIN SONUÇLARI

Daha önce yapılan 24 irili ufaklı operasyonun sonuçlarını değerlendiren Laçiner bu operasyonlara dair rakamların çelişkili olduğunu belirtti. Kimi kaynaklara göre bu rakamın 1500 olduğu kimilerine göre ise 500 olduğunu belirten Laçiner, "Ne kadar randıman alındığı belli değildir" dedi.

Operasyonlar sonrasında PKK terörünün azaldığını tespit edemediğini belirten Laçiner "PKK, Öcalan paketlenip bizlere teslim edilince büyük güç kaybetmiştir" dedi.

PKK ŞUAN TARİHİNİN EN KÖTÜ DÖNEMİNİ YAŞIYOR

PKK'nın şuan tarihinin en kötü dönemini yaşadığını belirten Laçiner "PKK, Terörist bulamıyor. Kamplarda bıkkınlık var. 13-14 yaşlarındaki çocukların kamplardaki sayısal büyüklüğü fazladır. PJAK'a rağmen PKK'nın Kuzey Irak'taki sayısı 3500'dür. türkiye'den terörist gelmediği için Suriye'nin PKK içindeki etkisi ve dolaysıyla gayri müslim unsurların ağırlığı artmaktadır." dedi.

GARİP BİR OPERASYON SÜRECİ YAŞIYORUZ

Önceki operasyon dönemlerine bakıldığında, bu dönemde büyük bir gariplik yaşandığını belirten Laçiner "Tüm dünyayı karşımıza almış gibiyiz" dedi. Laçiner sözlerini şöyle devam ettirdi "Türkiye operasyon sahfasına biraz garip girdi. Daha önceki operasyonlarda görülen 3-5 aylık hazırlığı bu operasyonda göremiyoruz. Bir sınır hareketliliği var ama bu sınırdan 80-90 km. içeri girecek türden bir hazırlık değildir. Bir diğer nokta önceki operasyonların aksine Türkiye bu dönemde düşman cephesini azaltma yoluna gitmedi. Önce Barzani ve Talabani'ye terörist dedik. Sonra Irak bir şey yapmıyor dedik. Düşman sayısını dörde çıkardık.Türkiye bunlarla da kalmadı. Bazı AB üyelerini suçladı. Ve son olarak da "Ben Barzaniye bakmam, onu konuşturana bakarım" diyerek düşman sayısını iyice arttırdık."

PKK STRATEJİ DEĞİŞTİRDİ

Durumun eskisi gibi olmadığını belirten Laçiner "14-15 PKK'lının bir arada bulunması Türkiye sınırları içinde bile artık gerçekleşmiyor. Üçerli ve dörderli geziyorlar. Strateji değişlikliği eşeğe yüklenen bombalarla karakola saldırılması veya bir arabaya yüklenen bombaların asker lojmanlarına yöneltilmesinde görülebilmektedir. Kandil ve bir iki kamp dışında 300-500 teröristi Irak'ta bile bir arada bulamazsınız." dedi.

Peki bu sınırötesi operasyon haberlerinin amacı ne şeklindeki soruya ise Laçiner "İç politika tartışmaları hiçbir dönemde bu derece dış politikayı belirlememiştir" diyerek yanıtladı. Bu tür operasyonlarda iç grupların bir araya getirilmesine yönelik çalışmalar yapıldığını ancak bu birlikteliğin şehit cenazelerinde bile sağlanamadığını belirten Laçiner "Şehit cenazelerinde birleşemeyen bir toplum sınır ötesinde zorlanır" dedi.

SINIR ÖTESİ OPERASYONUN RİSKELERİ

İlk riskin bağımsız bir Kürt Devletinin kurulması olduğunu vurgulayan Laçiner "Başarısız bir operasyon Kürt Devletine meşruiyet sağlar dedi.

İkinci riski ise Kürtçülüğün artması olarak tanımlayan Laçiner "Kuzey Irak'da 4-6 milyon Kürt var. Fakir ve ekonomik durumu kötü. Siz bakmayın medyanın buraları Paris'e benzettiğine... Süleymaniye ve Zaho, Diyarbakır'dan kötüdür. Günde bir kaç saat su alabiliyorlar. Benzin ve elektrik dahi Türkiye'den gitmektedir." dedi. Kuzey Irak'taki gruplar arasında ülkü birliğinin olmadığını, Talabani hareketi, Barzani hareketi gibi hareketler bulunduğunu belirten Laçiner "Barzaniyi kutsallaştırma çabaları var ama bu ulus devlet kurmak için yeterli değildir. Onların da dış düşmana ihtiyacı var. Öyle bir düşman olmalıki vurdumu öldürmeyecek türünden... İşte en önemli risk bu operasyonun bölgede Kürt milleti yaratması olacaktır" dedi. Barzaninin bu nedenle kontrollü gerilim yarattığına dikkat çeken Laçiner "Bu açıklamalara hiç olmaması gereken en sert yanıtları veriyoruz. İnsiyatif Barzani'dedir." dedi.

BİR ALLAH, BİR PEYGAMBER BİR DE TÜRKLERE GÜVENİYORUZ

Irak'ta bir çok kişiden Türkiye'nin 1 Mart tezkeresindeki tavrından dolayı Türkiye'ye büyük bir hayranlık duyduğunu belirten Laçiner "Araplardan bir çoğundan şu lafı duyabilirsiniz. Biz bir Allah'a, bir peygambere bir de Türklere güveniyoruz. Bu yaklaşım nedeniyle, operasyon yapılacak olsa dahi bunun bir kasap gibi değil bir cerrah inceliği ile yapılması gerekmektedir." dedi.

ABD'DE, PKK'NIN ÜST DÜZEYİNİ AKP'YE TESLİM ETMEYİN DİYEN TÜRKLER VAR

Zaman zaman Amerikadaki toplantılara katıldığını belirten Sedat Laçiner, "O toplantıların bazılarında bir kısım Amerikalıların, 30-40 kadar PKK'lının yakalanıp Türkiye'ye teslim edilmesinin yaratacağı sonuçları konuştuğunu ancak bazı Türklerin 'Aman teslim etmeyin. Eğer teslim ederseniz AK Parti güçlenir' dediğini" ifade etti.

GENELKURMAY OPERASYON İSTEMİYOR

Toplantıya katılan Akşam gazetesi Ankara temsilcisi İsmail Küçükkaya ise medyanın yansıttığının aksine askerlerin de operasyon istemediğinin altını çizdi. Geçtiğimiz haftalarda yapılan bir toplantıda Genelkurmay başkanı Büyükanıt'ın bir gazetenin genel yayın yönetmenine "Sürekli sınırda yığınak haberleri veriyorsunuz. Bu yanlış" dediğini aktaran Küçükkaya, İlker Başbuğ paşanın da "Halkta böyle bir beklenti oluşturmak yanlış" dediğini ifade etti.

Kuzey Irak'a operasyon yapalım mı yapmayalım tartışmasının Türkiye'de kimin iş başında olacağını belirlemek isteyen dış güçlerin işi olduğunu vurgulayan Küçükkaya "Makroekonomik dengelere bakıldığında AKP başarılı görünmektedir. AKP hanesine yazılacak tek dezavantaj terörle mücadeledir imajı oluşturulmaya çalışılmaktadır" dedi.

Akşam gazetesi Ankara temsilcisi, işi gereği Ankara'da bürokratından siyasetçisine askerinden diplomatına kadar her kesimle görüştüğünü ancak Ankara'da sınır ötesi operasyon isteyen kimseye rastlamadığını belirtti.


--------------------------------------------------------------------------------

Sedat LAÇİNER/ USAK ve ODAM Başkanı

USAK ve USAK-Ortadoğu Araştırmaları Merkezi başkanıdır. Davos Economic Forumu Young Global Leaders tarafından "Entellektüeller" (Intellectuals) dalında 2006 yılı Genç Küresel Lideri seçilmiştir.

İlk-orta ve lise eğitimini Ankara'da yapan Sedat Laçiner, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. Henüz 3. sınıfta iken Milliyet Gazatesi Türkiye Ödülleri'nde birincilik ödülünü alan Laçiner, bu ödül sonrasında Milliyet Gazetesi'nde muhabir olarak çalışmaya başladı. Önce anamuhalefet daha sonra da Başbakanlık muhabirliği yapan Laçiner, gazetede çok sayıda haberin yanısıra çok sayıda dizi yazının da yazarı oldu. Bu dönemde Gazi Üniversitesi'nde siyaset bilimi alanında yüksek lisans eğitimine başlayan Sedat Laçiner, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yurt dışı bursunu kazanarak eğitimine İngiltere'de devam etti.

Manchester'da Manchester Üniversitesi'nde olgunlaştırdığı dil eğitiminin ardından yüksek lisans eğitimini uluslararası politika alanında İngiltere'nin Sheffield Üniversitesi'nde onur derecesiyle (distinction) tamamlayan Laçiner, doktorasını Londra Üniversitesi King's College'da yaptı.

2001 yılında YÖK ve ASAM ortak işbirliği ile kurulan Ermeni Araştırmaları Enstitüsü'nün kurucu kadrosunda yer aldı. Bu konuda çok sayıda ulusal ve uluslararası bilimsel toplantıya katılan Dr. Laçiner, aynı zamanda Ermeni Araştırmaları Dergisi ve Review of Armenian Studies dergisinin editör kadrosunda bulundu ve bu dergilere katkılarda bulundu. YÖK'de kurulan Türk-Ermeni Milli Komitesi'nin (TEİMK) üyeliğine de seçine Dr. laçiner 2002-2003 yıllarında ASAM Ortadoğu Masası başkanlığı görevini yürüttü. Bu dönemde özellikle Ermeni sorunu ve Ortadoğu konularında çok sayıda kitap ve makale yazdı, medya çalışmalarında yer aldı.

2003 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nde Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin ilk müdürü oldu.

2004 yılında ise Ankara'da Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu'nun (USAK) kurucu başkanı oldu. Halen USAK Başkanlığı görevini yürütmektedir.