Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bir başka açıdan

Cins kafalar vardır.

Böyle kafa sahibi bir arkadaş PKK ve Paralel’le ilgili ilginç bir yorum yaptı..

PKK ve PYD tasfiye mi ediliyor. Bu konuda derin bir mutabakat mı sağlandı..

Apo’yu kim, niçin Türkiye’ye teslim etti ise o akıl, şimdi de yarım asırdır beslediği PKK’yı şimdi tasfiye ediyor.. Paralel yapı da tasfiye ediliyor bu arada..

PKK’yı nasıl tasfiye edeceksiniz? Tepe isimleri yakalayıp teslim etseniz, öldürseniz de bu hareketi bitiremezsiniz.

Bir el, silahları ile birlikte bu teröristleri şehirlere topladı ve devlet de bunlara karşı operasyon düzenliyor. Topyekûn bir imha hareketi yürütülüyor.. Birileri dağda, birileri düz ovada imha ediliyor..

DAEŞ’i kim, niçin örgütlemişti! İddia neydi? Suriye’de bir “bal tuzağı” kurulmuştu. Ortaya bir kaşık bal dökülmüş, bütün karıncalar, sinekler oraya toplanmıştı. Birileri de oraya gidip orada toplananları topluca imha ediyor.

Kendi ülkesindeki radikalleri örgütleyip Suriye’ye gönderen de yine kendileri. Kendi ülkesinde sokaktan bunları toplayıp infaz edemezdi. Şimdi, oraya gidenleri fişliyor ve sonra da tepelerine iniyor. Hayatta kalanlar ise bir daha ülkelerine dönemiyor. Resimleri gümrük kapılarına bildiriliyor. Nerede bulunursa orada tutuklanıyor..

Bir taşla birkaç kuş vuruyorlar.. Hem İslamifobia’yı körüklüyorlar, hem de Suriye’ye girmek için kendilerine bir bahane buluyorlar, eşzamanlı olarak kendi içlerindeki riskli kişileri buraya yönlendirip imha operasyonları düzenliyorlar..

PKK ve PYD de aynı yöntemle imha/tasfiye ediliyor olabilir mi.

İddia sahibi ciddi ve PKK’nın bu kadar kör olamayacağını söylüyor. Kendi militanlarına “intihar edin” diyemeyeceklerine göre, onları belli bölgelere toplayıp, silahlandırıp, devletin kendilerine operasyon yapmasını beklemelerinin bu tasfiyenin ana omurgasını oluşturduğunu söylüyor.

Böyle bir plan, her bakımdan akılsızca ve intihardan başka bir anlam taşımıyor, iddia sahibine göre.. Önce bunları şehre indirecek, dağdaki silahları şehirde belli lokasyonlara depolayacaksınız, o zamana kadar kimse sesini çıkartmayacak. Sonra barikatlar örülecek, tüneller kazılacak, hendekler kazılacak. Yine bunlar olurken hiç kimseden ses çıkmayacak. Sonra düğmeye basılacak, imha hareketi başlatılacak. Ve Türkiye’nin diğer bölgelerinden kimse bu işe destek vermeyecek.

HDP önce şişirildi, sonra patlatıldı. Nişantaşı, demokrasi, liberalizm, özgürlük, özerk yönetim, kanton politikası denilerek her kesimden oy alacağız diye uçtukça uçtular. LBGT, sosyalistler yetmedi, dindarlar da kadroya alındı. O da yetmedi Hıristiyanlar da eklemlendi.. Ve sonuçta beklenen oldu. Beklentilerine cevap bulamayan kalabalıklar dağılıp gittiler.. Bütün bu yaşananlar karşısında HDP eli böğründe bekliyor. Bir yandan da tezkereler meclise gönderilerek “tarafınızı seçin” deniyor.

Gelinen noktada sadece PKK değil, HDP de tasfiye ediliyor.

PYD de tasfiye ediliyor aslında. Kobani hayali ile “bal tuzağı”na düştüler.. Türkiye sınırında bir “Kürt koridoru” oluşturma hayali ile Türkmen bölgelerine çekildiler. Hepsi Türkiye’deki topçu bataryalarının menzili içinde tutuluyor. İster PYD’den Türkiye’ye geçsin, ister PKK’dan PYD saflarına katılsınlar, kendilerini aynı son bekliyor.. İster dağda, ister şehirde olsunlar silahlarını bırakmadıkları takdirde bir şekilde tasfiye edilecekler..  

Ankara; sınırda hem PKK ve hem PYD’yi yakın takib altına almış bulunuyor. Havadan, karadan, telli ve telsiz muhabere sistemleri ile an be an izleniyorlar. Ya akıllarını başlarına alıp silahlarını bırakıp evlerine dönecekler ya da imha edilecekler..

Bunlar böyle giderlerse, ya öldürülecek, ya hapse girecek, ya da vatandaşlıktan çıkarılacaklar.. Yurtdışında yaşayıp Türkiye aleyhine faaliyet gösterenler, Türkiye’ye gelmeseler bile artık o pasaportu kullanamayacaklar, hiçbir vatandaşlık hakkından yararlanamadıkları gibi malları da müsadere edilecek.. Eğer çatışmaya gireceklerse sonuç belli. Sağ ele geçirilirlerse terör ya da ajanlık suçlaması ile hapse atılacaklar, yine örgütle ilişkili mallarına el konulacak, kayıtdışı para ve işlemler sebebi ile suçlanacaklar. Ya da suçlarının bedelini hayatları ile ödeyecekler. Bu kadar silah ve patlayıcı ile aylardır estirdikleri terör sebebi ile kendilerini kimse savunamaz. Ne Avrupalılar, ne de Amerikalılar.. İsrail ve Esed’in müdafası ise kendileri için onur olmayacaktır.. Ne o güvendikleri barolar, aydınlar, akademisyenler, siyasiler, ne de STK temsilcileri, insan hakları savunucuları, barış girişimi temsilcileri bu kanlı teröre ve teröristlere arka çıkamaz.

Paralel yapı da aynı şekilde tasfiye ediliyor.. Paralel yapı PKK ile bile işbirliği yapma noktasına geldiğine göre, bunlar artık dibe vurmuşlar demektir.. “Az zamanda büyük işler başardıklarını” düşünüyorlardı, ama kazançları geldiği gibi gidiyor, itibarları da..

PKK ve türevleri için de Paralel yapı için de gelecek günler geçen günleri aratacak.. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok etti. Zor oyunu bozdu. Öfkeleri akıllarını zail etti. “Güç zehirlenmesi” bazı gerçekleri görmelerine engel oldu ve sonuç ortada..

Bana kalırsa bu iki örgüt de bugünden yarına tasfiye olmayacak. Uzun yıllar gerekebilir.. Bu tip projelerin tasfiyesi zordur, ama artık toparlanmaları pek de mümkün değil. Deşifre oldular. Çok bulaşık örgütler bunlar.. Nerede başlayıp bittikleri belli olmaz.. Bunlar kendi hallerine de bırakılamaz. Mafyalaşabilirler, serseri mayın gibi nerede ne zaman patlayacakları belli olmaz. Keskin sirke misali küplerine, çevrelerine zarar verebilirler. Onun için biraz öğütülmeleri gerek.. Ve bugün yapılan o.. Sonra mı, Doğu Almanya’nın istihbarat ajanları iki Almanya’nın birleşmesinden sonra ne yapıyorlardı! Taksicilik mi, yok canım onu da yapamazlar, kimisinin psikolojisi bozulur, kimi uyuşturucu kullanır..

Bu “Komplo” teorisine ne dersiniz. Sahi PKK ve Paralel yapıyı kim, kime sattı, niçin ve nasıl, ne karşılığında.. Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 978 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar