Bir Firavun da Özbekistan'da
İslam Kerimov'un diktası altındaki Özbekistan'da baskılar artıyor.
İnsan Hakları Örgütleri, Özbekistan üzerindeki baskıların arttığını ve bölgede felaketle sonuçlanan Libya'nın Muammer Kaddafi'si gibi, kıdemli lider İslam Kerimov'un da sonunda halkına açıkça savaş açabileceğini söyledi.
Rusya merkezli, tanınmış bir İnsan Hakları Örgütü olan Memorial, Batı'ya verdiği demeçte, Stratejik öneme sahip Orta Asyalı bir oyuncu ile faydacı ilişkiler kurmaya çalışırken, eski Sovyet cumhuriyeti insan hakları kayıtlarının göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi.
Tunus ve Mısır'daki isyanlardan esinlenerek protestolara değinen Memorial, "Özbekistan'a ilişkin, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği tarafından yürütülen mevcut realpolitiğin, özellikle Orta Asya'da tekrar edilmesi muhtemel Ortadoğu'daki son olaylar kapsamında revize edilmesi gerekiyor" dedi.
Kerimov, 73, Sovyetler Birliği döneminden bu yana Özbekistan'ı yönetiyor ve çoğunluğu Müslüman olan 28 milyon nüfuslu halk içinde hiçbir muhalefete göz açtırmıyor. İnsan hakları grupları, işkencelerin yaygın olduğu yerel hapishanelerde binlerce siyasi tutuklunun hayatını kaybettiğini söylüyor.
Önemli bir pamuk ve altın üreticisi olan Afganistan'la komşu olan ülkede Kerimov, 2005 yılında Andican'ın doğu kentinde çıkan bir ayaklanmayı sert bir şekilde bastırdı ve dünyanın tepkisini çekince de bundan kurtulmak için son yıllarda Batı ile ilişkilerini geliştirmek için çalışıyor.
Andican olaylarında binlerce kişi Kerimov tarafından öldürülmüştü...
Memorial, dünya güçlerinin ve uluslar arası kurumların, Özbek siyasi tutuklularının sorununu yeniden incelemesi gerektiğini söyledi. Grup, "2009-2010 arasındaki baskı ölçeğinin önemli ölçüde büyüdüğünü ve muhtemelen 2004-2006'nın yüksek seviyesini aştığını" kaydetti. Kendi eksik verilerine göre; 2009 ve 2010 yıllarında, sözde "kara listedeki" on binlerce Özbek vatandaş zulme maruz kalırken, 868 kişinin siyasi suçlardan dolayı hüküm giydiğini bildirdi.
Grup, www.memo.ru adresindeki kendi web sitesindeki bir raporda, "Özbekistan için, zorlu Libya tarzı bir güç mücadelesinin senaryosu, Mısır'da olduğu gibi protestocuların baskısı altında devlet başkanının istifasından daha muhtemel gibi görünüyor" dedi.
Karimov, sözde Taliban tarzı İslam'ın gelişini önlemek istediğini ve böylece ülkede istikrarı korumayı amaçladığını söyleyerek, 'feci sonuçlanan' birçok dindar Müslüman'a uyguladığı sıkı önlemi (disiplin cezalarını) haklı çıkarmaya çalışıyor. Hüsnü Mübarek, Zeynelabidin Bin Ali ve Muammer Kaddafi de aynı yöntemlerle halkına baskı uyguluyordu.
Memorial bunun tam tersi etkiye sahip olduğunu belirterek, "1990'larda olduğu gibi, İslam Kerimov tarafından serbest bırakılan terörizme karşı bir mücadele olarak devam eden üstü kapalı bir 'İslam ile Savaşı'nın Orta Asya için felaket sonuçlar doğurabileceğini" söyledi
Memorial, "Kitle baskılarının uygulanması sadece insan hakları alanında Özbekistan'ın uluslararası taahhütlerinin aşikâr bir ihlali değil, aynı zamanda terörist gruplar tarafından oluşturulan mücadeleye yetersiz bir yanıt olarak, kamu güvenliğini ve bölgenin istikrarını tehdit etmektir" dedi.
Analistler, Kerimov elinde büyük bir güç tutuyor olsa da, yaşlanan oğlu olmayan - liderin; Özbekistan sınırlarına kadar taşabilecek yerel aşiretler arasında, potansiyel hararetli bir iktidar mücadelesine yol açabilecek belli bir halef eksikliği olduğunu söylüyorlar.
Kerimov, son yıllarda vidaları daha da sıkmaya başladı. Özbek yetkililer; sivil toplum kuruluşlarına, insan hakları örgütlerine, Birleşmiş Milletler raportörlerine ve büyük yabancı medya kuruluşlarına akreditasyon ve vize vermeyi son senelerde reddediyor.
New York merkezli İnsan Hakları Gözlemcileri bu hafta, Özbekistan'ın kendi yerel ofislerini kapatmaya zorladığını bildirdi.
tımetürk