Abdurrahman Dilipak
Bir Hüseyin Üzmez yazısı daha!
"Bu illet söndürdü ışığımı. Ağrılar şiddetleniyor giderek... Saçlarım bile döküldü. Biliyorum, sizin gazetelerde minik bir haber olarak yer alacak ölümüm.
Şöyle yazacaklar, eminim: Yunanistan'ın Filiz Akın'ı olarak tanınan ünlü film yıldızı Aliki Vuyuklaki yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak dün..." "Bunu gördün mü peki", diye uzattım elimdeki gazete makalesini. "Okusana" dedi titreyen sesiyle; "Kim yazmış" diye sordu sonra. "Ertuğrul Özkök" dedim." O zamanki dergilerde Aliki Lolita olarak tanımlanmış.. Lolita herkesin kumasıdır ve bu işi en iyi bilen de amiral gemisinin armatörü ve kaptanıdır: Ertuğrul Özkök "Lolita: Bir kumanın portresi" başlıklı yazısında bir "Türk Lokumu"ndan söz eder.. "Farkında mısınız, bir süreden beri bütün Türkiye'nin bir Lolita'sı var. Çoğumuzun ortak bilincinin en mahrem yerine oturmuş İzmirli genç bir kız. Hatta çocuklukla genç kızlık arasındaki o hünsa bölgede yaşayan sembolümüz. Duygu Dikmenoğlu'dan söz ediyorum. Her yerde onun fotoğrafı. Duygu Dikmenoğlu'nu ortak bilincimizde ikona (kutsal kilise resmi) haline getiren şey nedir? Saflığı temsil eden o berrak ve çocuksu yüzü mü? Erken gelişen gövdesinin hatları mı? Yoksa o yüzün perde arkasında saklı, adı hiçbir zaman konmayacak olan fettanlık mı? Bunların hepsini bir araya getirirseniz ortaya çıkan şey nedir? Yoksa bir Lolita mı..."
Lolita"yı kutsallaştırmak ya da idol (Kutsal küçük put) haline getiren bir anlayış! Sahi, Lolita deyince ilk akla gelen şey ne? (Wikipedia"dan) Lolita 1962 İngiltere yapımı filmdir. Senaryosunu Vladimir Nabokov'un kendi romanından uyarlayıp yazdığı filmi Stanley Kubrick yönetmiş, önemli rollerinde James Mason, Shelley Winters ve Sue Lyon oynamışlardır. Film orta yaşlı bir kolej profesörünün 14 yaşında bir kıza delicesine tutkusunu anlatır. Fransız Edebiyatı üzerine dersler veren İngiliz profesör Humbert Humbert (James Mason), dersler vermek üzere geldiği küçük bir Amerikan şehrine yerleşir. Kendisi de yeni boşanmış olan profesör, pansiyoner olarak kaldığı evin dul ev sahibesi aşka susamış Charlotte Haze (Shelley Winters) ile bir ilişkiye sürüklenir. Esasen, Humbert"in kendini bildi bileli câzibeli ergenlik öncesi çağı kızlara (nimfetler: nymphets) karşı tutkusu olagelmiştir. Bu arada bir görüşte umutsuzca aşık olduğu, kadının 14 yaşındaki fingirdek kızı Dolores 'Lolita' Haze(Sue Lyon)'e daha yakın olabilmek için de kadınla bir evlilik yapar. Ancak birdenbire ortaya çıkan sinsi ve düzenbaz Clare Quilty (Peter Sellers)bu ilişkiyi çok dramatik bir şekilde etkileyecektir." Bu filmin asıl kötü adamı, bu ilişkiyi deşifre eden Clare Quilty değil midir?
Özkök sorar: "Bir romancı, küçük bir kızla aşk yaşamadan Lolita gibi bir romanı yazabilir mi?" Özkök"ün bu kuşkusu, o kişi hakkında öfkeye dönüştürür mü? Asla!
Hürriyet'in Lolita sayfasına bakmak isterseniz: Kızıl saçlı Lolita- Hürriyet
kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=3522&rid=2369. Bu arada size bazı Lolita haberleri: ELİT Model Look Yarışması'nda altıncı olan Tuğba Ünsal, kısa sürede televizyonun gözde isimleri arasına girmeyi başardı. Turkcell reklamında, "Seninle Bir Dakika" adlı şarkı eşliğinde sevgilisiyle konuşan Ünsal, sempatikliği ve yeteneğiyle yönetmenlerin dikkatini çekti. 17 yaşındaki İzmirli güzel.. ELİT Model Look 1998 Türkiye Güzellik Yarışması'nda üçüncü seçilen Burcu Çağrı, güzelliğiyle göz kamaştırıyor. Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuarı Bale Bölümü öğrencisi olan 18 yaşındaki genç manken, tam 12 yıldır bale yapıyor. Lolita Burcu, televizyona da sıcak baktığını söylüyor. RB mayo koleksiyonunun Sunrise Queen Hotel'de yapılan katalog çekimlerine katılan Burcu herkesi büyüledi. 16 yaşındaki Rus güzeli Victoria Egorova günlerini su sporları yaparak ve dans ederek geçiriyor. Yarışmacılar arasında bulunan 16 yaşındaki Rus güzeli Victoria Egorova, güzelliğiyle diğer finalistlerin favorisi oldu.
Mehveş Evin, Akşam"da "Yaşı 50"yi aşmış bir erkeğin, kendinden 20-30 yaş genç bir kadınla ilişki kurması, bize hiç yabancı değil" diyor. Ya da genç erkeklerin yaşlı sosyete karılarına jigololuk yapması, malum çevreler için vakayı adiyeden şeyler değil mi? Grub seks partisinde kokain çekip, uyandığında kendini annesinin yatağında bulup kafayı yiyen genç adam hangi işadamının oğluydu kaptan! Peki şuna ne buyurulur: "Pippa Bacca"nın tecavüz edilip öldürülmesini bile "Kötü insanlar her yerde var!" şeklinde sunan...
Mesela; malum çevreler kızlarını pazarlayan annelere ne diyecekler? Fuhuş çetelerine, gazetelerinin internet sayfasındaki Lolita bölümlerini ne zaman kapatacaklar?. Hani suça tahrik etmiş olmuyorlar mı, bu yayınları ile..
Süha Özgermi ya da Haydar Dümen en çok kimde haber oluyor? Sex fantezilerini, sex fıkralarını yazıp çizenler kimler? "Arka sayfa güzelleri", Lolita resimleri neyin nesi?. Fuhuşun suç olmaktan çıkması için mücadele verenler kimler?. Peki bu ne perhiz ve bu ne lahana turşusu!.
Bazı turizm firmalarının Uzakdoğu"ya sex turları düzenlediğini biliyorsunuz.. Buradan bir çok tanınmış kişinin, çocuk yaştaki sex köleleri ile ilişki için dolarcıkları cömertçe harcadıklarını da..
Çocuk Genç ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Neslim G. Doksat bu konuda bakın neler söylüyor: Etrafımızda on, on iki yaşında olup da kendileri Lolitacılığa özenen kızlarımız nereden çıktı? Özellikle büyük şehirlerimizin mutena ve lüks semtlerinde ortada dolaşan ortaokul, maksimum lise 1 talebesi pek çok kız çocuğu akşamüstü "caddeye" inerken veya hafta sonu "takılırken" küçük kadınlar gibi giyiniyor, makyaj yapıyor ve öylesine davranıyorlar. Henüz biyolojik ve psikolojik açıdan çocuk olan bu güzelim kızlar kendi tâbirleriyle "kaşar" gibi ortalarda dolanıyorlar. İşin başka bir düşündürücü boyutu da, kendilerinden çok daha büyük ve aç kurtların tuzaklarına düşüyorlar. Vaktinden çok önce cinsellikle, sapkınlıklarla ve akabinde sigarayla, alkolle tanışıyorlar. Bâzılarında buna bir de uyuşturucu, uyarıcı maddeler ekleniyor. Tabii ki ciddi trajediler de bunu takip ediyor. Çocuklarımız daha sekiz-dokuz yaşından itibâren "çıkmaya", âşık olmaya başlıyorlar. Özdeşleşme-benimseme nesneleri 1900"lerin başında olduğu gibi anne, baba, komşu, amca filân olmaktan çıktı. Medya her evde, dünya çocukların gözünün önünde, sansürsüz ve agresifçe! Vaktinden önce büyümek için onları âdeta kamçılayan bir reklâm ve özendirme bombardımanı var. Bebek bezi reklâmlarında bile erotik temalar kullanılır oldu. Para-merkezli dünya görüşü her yere hâkim oldu. İyi de, bu psikolojik ve psikiyatrik açıdan doğru mu? Kesinlikle değil. Çocuklar çocukluklarını çocuk olarak yaşamalı, ergenler ergen gibi, gençler de genç gibi. Yoksa her türlü ruhsal yozlaşmaya ve hastalığa, "borderline" durumlara uygun ortam oluşuyor. Lütfen Lolitalaşmayın, Lolitalaştırmayın kızlarımız(ı).
Sahi, bu malum gazeteler ya da Tv dizilerine bakıyor musunuz.. Mesela namaz kılan hiç kimse gördünüz mü?
İlkmektep talebesinden gencine, anne, baba, dede, kapıcı herkes uçkur sevdasında.. Bir Lolita sendromu yaşanıyor.. Kızlar kadınsılaştı, koca karılar ve yaşlı herifler genç takılıyorlar.. Cinsel ahlaksızlığın her türlüsü her yerde dizboyu.. Peki hal böyleyken nasıl oluyor da malum media Üzmez olayına böyle takılıyor?!. Bana kalırsa ikiyüzlü davranıyorlar. Ya suçluluk psikolojisi ile sureti haktan görünmeye çalışıyorlar ya da maksatları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek! Ortada bir Lolita sendromu, bir de bu sendrom üzerine kurgulanmış 28 Şubat sendromu var sanki.
Daha ortada sadece bir iddia var.. Suçlanan kişi henüz iddialara yargı önünde cevabını vermedi.. Suç varsa elbette suçlu da vardır ve o suçun cezası da. Ama ya o kişi suçlu değilse?. O zaman, bugün bu sözleri söyleyenler, bir çocuğun, bir ailenin, yaşlı bir yazarın onurunu, yaralanan toplum vicdanını nasıl tamir edecekler? Ve hem de kendileri zaten bu konularda gırtlaklarına kadar çamura batmışken.
Hani bize ahlâk dersi vermeye çalışanlar, bari kendileri ahlâklı olsalar.. Kendi, gözlerindeki mertekten habersiz, başkalarının gözünde çöp arayanların haline bakar mısınız? Selâm ve dua ile..
Bu yazı toplam 2997 defa okunmuştur