Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Biyonik robot olmayın!

Sakın biyonik robot olmayın. Sonra sizi sistematik bir geri zekalıya dönüştürürler.. Unutmayın, “cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür” diye bir söz vardır.

Kafanızı kiraya vermeyin. Zamanınızı boşa geçirmeyin. Arkadaşlarınızı iyi seçin.. asimetrik düşünün..

Bana kalırsa, 4 yılda 4 fakülte okuyun. Son 2 yılınızı Mevlana, Yunus Emre ya da Erasmusla başka ülkelerde geçirin.. Meslek olarak seçtiğiniz bölümü çift ana dal olarak okuyun. Ortak dersleri yarıdan fazla olan bir ana dal daha seçin. “Efradına cami, ağyarına  mani” olsun. Psikoloji okuyorsanız sosyoloji de okuyun, kimya okuyorsanız biyoloji de mesela.. Ya da multi disipliner akademik kariyer de yapabilirsiniz.. Mesela Medical tech. için, hem elektronik, hem  mekanik, hem tıp, hem de farmakolojidem dersler almanız gerekebilir. Bakın bugün okuduğunuz fakültelerde okuduğunuz derslerdeki kavramlar ve kurumların çoğu batıya ait. Kendi medeniyetinizden fazla bir şey yok. Bu 3. Gözü, 3. Boyutu ihmal ederseniz onların medeniyetlerinin misyonerine dönersiniz..

Hangi bölümde okursanız okuyun, mesela açık öğretimden eşzamanlı olarak ilahiyatı seçin. Bunun için yeniden sınava girmeniz gerekmiyor.. Kendi inancınız, tarih, kültür, medeniyetinizin kodlarına şahidlik için bu şart..

Bu da yetmez, internet üzerinden, internet üniversitelerinden birinden iktisad, siyaset, tarih, felsefe bir başka akademik dal daha seçin ki yaşadığınız zamana şahitlik edesiniz.. Her şeyin tarihi var, her şeyin felsefesi var, her şey siyasetle ilgili ve her şey iktisadla ilgili.. Bunlardan birini seçin.. Bunu yapabilirsiniz, bunda hukuki bir sorun yok. Öyle ciddi bir maliyeti de yok. Eğer entellektüel biri olacaksanız, münevver biri olmak gibi bir iddianız varsa..

Yeni bir medeniyetin kurucu öncüsü olmak gibi bir hayaliniz, iddianız varsa, o zaman en az 3 dil bilmelisiniz.. Önce İngilizce, akademik kariyer için, yabancı literatürleri izlemek, başka ülkelerde okumak, kariyer yapabilmek için bu şart.. İnternet üzerinden tebliğ, zulme karşı mazlumların yanında sesinizi dünyaya duyurmak için de bugün İngilizce bilmemiz gerekiyor. Ve tabi eşzamanlı olarak Arapça, kendi kavram ve kurumlarımız, tarih ve kültürümüz, kendi medeniyetimizin kavram ve kurumlarına birinci elden  ulaşabilmek  kendi arşivlerimizde çalışabilmek için Arapça. Ve bir başka uygarlık havzasının dilini daha bilmemiz gerekiyor. Hindçe, Çince, Rusça, Latince, İspanyolca, İbranice de olabilir mesela bu dil. Ya da bir başka dil.

4 fakülte, 3 dil. Bitmedi daha, bir de  sanat bilmeniz gerekiyor, sezgileriniz güçlensin, algı ve sözleriniz estetik bir derinlik kazansın, hikmetle kuşanasınız diye.

Mesela bir fakülte seçiyorsunuz değil mi, şimdi hemen oturun, o alandaki akademi, dergilere abone olun hemen.. O alanda yayınlanan başka dergiler vardır. Onları da gözden geçirin.. O konuda vakıf, dernek, STK ne var bakın. O alanda uzman kişilerin kitaplarını alıp, o konuda bir meslek odası, birliği var mı, ya da o konuda akademik veya sosyal, ulusal ya da uluslararası bir konferans var mı ona bir bakın. Fuar, sergi, etkinlik var mı, takip edin.. Katılın..

Öğrenmeniz gereken her şeyi sadece fakülteye giderek öğreneceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz..

Öğrendiklerinizden sorumluluk üretin..

Sadece bilmek her şeyi ifade etmiyor. Elbette “hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Elbette “cehalet küfre en yakın yoldur” ve elbette “Allah cahil ve zalim bir topluluğa hidayet nasib etmez”. Yine bir başka gerçek de, Peygamberimiz “faydasız ilimden Allaha sığınıyor”. Hakikatin bilgisinden bağımsız bir gerçek bizi ilahi rızaya götürmez.

Bilmem farkında mısınız, Kur’an-ı Kerim zamanının siyaset, iktisat ve kültür alanında en bilgili ve saygın kişisine “cehaletin anası” anlamına gelen “ebu cehil” der. Bildiği halde sorumluluk üstlenmeyen kişilere bizim geleneğimizde “kitap yüklü eşek” benzetmesi yapılır. Dahası, bilip de aksini yapanlar ise “belam” olarak anılır ve lanetlenir..

Sakın bunlardan olmayın. Yaptığınız işi en iyi bir şekilde yapmak zorundasınız, Ehliyet, istişare ve istihdam için şarttır.

Rivayet edilir ki, Karun Hz. Musa’dan ve Hz. Harun’dan sonra Tevrat’ı en iyi bilenlerden biri imiş. Ama bizim literatürümüzde onun sıfatı “Bel’am”dır.

Bilgi, hikmet, tefekkür, sorumluluk,  şahidlik hepsi aynı zamanda gerekli.

Bizim aydınımız olmaz, münevverimiz olur. Burjuvamız olmaz, havass’ımız olur.

Sahi siz kimsiniz.. Selâm ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 933 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar