Blackwater'a Adeta Ödüllendirildi
The Washington Post, Irak'ta Amerikan ve İngiliz özel güvenlik şirketleri adına bulunan 48 bin paralı askerin Iraklı sivillere yönelik mezalimlerine rağmen başta Blackwater adeta ödüllendirildiklerini yazdı.
Amerikan hükümetinin son iki yıl içinde Irak'ta faaliyet gösteren özel güvenlik şirketleri hakkındaki sayısız şikayeti görmezden geldiği bildirildi. Şirketler az denetlenirken rolleri artırıldı.
The Washington Post (WP) gazetesinin haberine göre, özel güvenlik şirketleri hesabına Irak'ta bulunan on binlerce paralı askerin oluşturdukları riskler hakkında savunma, hukuk uzmanları ve üst seviye Iraklı yetkililer tarafından çok sayıda yazılı uyarı yapıldı.
Amerikan yetkilileri, güvenlik şirketleri ve belgelere dayanarak haberi veren gazete, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı, Eylül ayında Blackwater Worldwide adlı şirketin karıştığı bir silahlı saldırıda 17 sivil vatandaşın ölmesine kadar güvenlik şirketlerini bir düzene koymak için herhangi bir önemli adım atmadı. Blackwater Worldwide'in sivil katliam skandalı uluslararası büyük tepkilere yolaçmıştı.
Irak'ta bulunan İngiliz güvenlik şirketi ArmorGroup International yöneticisi Christopher Beese, gazeteye yaptığı açıklamada, "Bunun (17 sivilin öldürülmesi) olacağını nasıl göremediler? Bu beni şaşırtıyor. Biri olabilirdi. Subaylar. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri. Herhangi biri olabilirdi. Bir bayrak kaldırıp 'Durun, bu bizim için iyi haber değil.' diyebilmeliydi." şeklinde konuştu.
İnsan gücü sıkıntısı çeken ABD ordusu ve dışişleri bakanlığı tedarik konvoyları, askeri tesisler ve diplomatları korumak üzere paralı askerlere iş vermeye başlamıştı. Böylece bir hükümetin savaş sırasında oluşturduğu en büyük özel güvenlik kuvvet meydana gelmişti.
Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı) Irak'ta 20 bin paralı asker olduğunu tahmin ediyor. Gazeteye göre Hükümet Sorumluluk Ofisi verilerine göre ise bu rakam 48 bine çıkıyor.
Son iki yıl içinde Blackwater dahil güvenlik şirketleri çok sayıda saldırgan taktik uyguladı ve bir dizi olayda sivillere ateş açtılar. WP'ye göre, Irak içişleri bakanlığı kapısının hemen önünde bir sivil sürücünün öldürülmesi Iraklı hükümet yetkililer arasında bardağı taşırdı, ABD'li subayların endişeleri arttı.
Güvenlik şirketlerin cezalandırılması veya dizginlenmesi için herhangi bir adım atılmaması üzerine Iraklı yetkililer umutsuzluğa kapıldı. Özel güvenlik şirketlerinin tartışmalı sicillerine rağmen, ABD Dışişleri Bakanlığı 2006'da onların rollerini daha da genişletme kararı aldı. Blackwater ve diğer iki şirket ile 3.6 milyar dolarlık bir kaç yılı kapsayan yeni bir anlaşma ile paralı askerlerin cinayetlerini bir yerde ödüllendirdi.
Adının açıklanmasını istemeyen ABD Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, Post gazetesine yaptığı açıklamada, bakanlığın Blackwater hakkında Irak hükümeti ile görüşmeler yaptığını fakat bu şirketin işleyişi hakkında Bağdat'tan "önemli uyarılar" almadığını ileri sürdü.
Pentagon, güvenlik şirketlerini kullanmayı savunarak böylece paranın tasarruf edildiğini, direnişçilerle savaşmak ve diğer önemli görevleri yapmak için ABD askerlerinin serbest kaldığını belirtti. Pentagon sözcüsü Geoff Morell, "Kaynaklarımızı daha iyi kullanmayı düşündüğümüz bir gerçek. Bunları, depoların korunması ve konvoylara eşlik edilmesinden ziyade kötü kişilere karşı kullanmalıyız." dedi.
Blackwater, Washington Post'un sorularına cevap vermek istemedi.
Eylül'deki sivil katliamdan sonra savunma ve dışişleri bakanlığından yetkililer bu ay başlarında güvenlik şirketlerine yeni düzenlemeler getirmeyi kabul etmişlerdi. Bunlar paralı askerler için yeni kurallar, güç kullanımı konusunda yeni yönergelerinin hazırlanması ve olayların rapor edilmesi.
Eylül'de Blackwater skandalının uluslararası toplumda geniş yankı ve tepkilere yolaçması üzerine paralı askerleri denetleyememekle suçlanan ABD Dışişleri Bakanlığı güvenlik şefi Ekim'de istifa etmişti.
16 Eylül'de, bir dışişleri bakanlığı konvoyunu koruyan Blackwater paralı askerleri Bağdat'ta bir meydanda kalabalığa ateş açmış ve 17 sivili öldürmüştü. Olayda, Blackwater, ilk ateşin kalabalık arasından geldiğini iddia etmesine rağmen, görgü şahitleri ABD konvoyuna hiç ateş açılmadığını savunuyorlar.
Dünya Bülteni