BM'nin ırkçılık, ırkçı ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük konularındaki özel raportörü Doudou Diene, "dini aşağılama" konusunu müzakere eden 47 üyeli BM İnsan Hakları Konseyine sunduğu raporda, mevcut bağlamda, dini aşağılamanın en ciddi yanını "İslam korkusunun" oluşturduğunu belirtti.

Diene, "daha çok sayıda siyasi lider, etkili medya kuruluşu ve aydının İslam'ı şiddet ve terörizmle bir tuttuğunu, hatta bazılarının cami yapımlarını yasaklamak suretiyle ibadeti engellemek istediğini" ifade etti.

Senegalli bir avukat olan Diene, 21 sayfalık raporunda, "İslam korkusunun" ABD'de 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra geliştiğine işaret ederek, dünya genelinde artık giderek artan sayıda gelenekçi demokratik partilerin korku söylemlerine sığınarak "genelde etnik ya da dini azınlıkları, kısmen de göçmen ve mültecileri hedef alarak, günah keçisi gösterdiğini" belirtti.

Avrupa'da Müslümanların ibadet yerleri kurma, oruç tutma ve defin törenleri gibi dini ibadetlerini yerini getirmede giderek artan zorluklarla karşılaştığını ifade eden Diene, bazı ülkelerde, açıkça İslam karşıtı tabanları bulunan siyasi partilerin hükümet ortağı olduğunu ve kendi siyasi gündemlerini yerleştirmeye başladıklarını, dolayısıyla İslamofobinin sosyal hayatın her yönüne nüfuz etmeye başladığını kaydetti.

BM İnsan Hakları Konseyinin toplantısında İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) adına konuşan Pakistanlı temsilci Mesud Han da, İslamofobinin "alarm verdiğini" söyledi. Han, İsveç'te hakaret içeren karikatürler ve İsviçre'deki sağcı bir partinin bastırdığı posterlerin bu kanısını desteklediğini belirterek, bu tür hakaretlerin ifade özgürlüğü adı altında teşvik edilmemesi gerektiğini kaydetti.