Karadağ'da yaşayan ve tutuklu kaldığı yıllarda gördüğü işkenceleri anlattığı "Güneşin Ulaşamadığı Yer" adlı kitabı kaleme alan, yüzde 75 görme engelli İbrahim Çikiç, merhum Aliya İzzetbegoviç'in kurucusu olduğu Demokratik Eylem Partisi'nin (SDA) eski Yugoslavya döneminde Sancak bölgesinin teşkilatlanmasını gerçekleştirdikleri gerekçesiyle, 45 arkadaşıyla birlikte 1990'lı yılların başında tutuklandığını kaydetti.

Tutuklanma gerekçesi olarak "Sancak devletini kurmak" ve kendisi için ayrıca "keskin nişancı" olma iddiasıyla dava açıldığını belirten Çikiç, asılsız iddialarla uzun yıllar cezaevinde tutulduklarını ve her tülü işkenceye maruz kaldıklarını söyledi.

ALİYA ŞART KOŞTU SERBEST KALDILAR

Çikiç, merhum Aliya İzzetbegoviç'in Bosna'daki barışı sağlayan 1995 yılında Dayton Antlaşması'nı imzalamak için kendilerinin serbest bırakılmasını da şart koşması üzerine cezaevinden çıktıklarını ifade ederek, bunun üzerine gördüğü işkenceleri anlatmak için kitap kaleme almaya karar verdiğini bildirdi.

Kendisinin görme engelli olmasına rağmen "keskin nişancılıkla" suçlanmasınını bile davanın nasıl bir boyutta yürütüldüğünün en iyi göstergesi olduğuna işaret eden Çikiç, "5 ayrı doktordan görme engelli olduğumu, sadece sol gözümün yüzde 25 oranında çok az gördüğünü mahkemeye iletmeme rağmen kabul edilmedi. Cezaevinde ise inanılmaz işkencelere maruz kaldım. Yaşadıklarımın gelecek nesillere de aktarılması ve uğradığımız haksızlıkların unutulmaması için ilk olarak görme engellilerin kullandığı 'Braille alfabesini' öğrendim. Ardından da kitap yazmaya başladım" dedi.

Çikiç, kendisine işkence uygulayan isimlere de yer verdiği "Güneşin Ulaşamadığı Yer" adlı kitabını tamamlandıktan sonra 4 yıl basım için beklediğini ifade ederek, daha sonra Karadağ İnsan Hakları ve Gençlik Girişimi Direktörü Boris Raoniç ile tanıştığını ve bu kişinin kitabın basım projesini üstlendiğini kaydetti.

İŞKENCECİLERE DEĞİL ONA DAVA AÇTILAR

İbrahim Çikiç, kitabın ilk baskısının yayınlanmasının ardından Karadağ'ın en çok satan "Vijesti" gazetesinin de eseriyle ilgili yazı dizisi yayınladığına işaret ederek, şöyle konuştu:

"Kitabım sadece Karadağ'da değil bütün bölgede büyük bir ses getirdi. Kitabımın bu ilgiyi görmesinin ardından işkencecilere dava açılacağını düşünüyordum. Ancak tam tersi bir durum oldu. Çünkü bana maddi ve manevi tazminat davaları birbiri ardına açılmaya başlandı. Kitapta yazdıklarımın bir iftira ve yalan olduğu iddia ediliyor. Bu yüzden mahkeme, bana işkence yapan gardiyanlara iftira attığım için, bir süre önce 120 bin avro para cezası ödemeye mahkum etti."

İLK VE TEK SUÇ DEĞİL

Kendisine açılan davaları kısa süre içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götüreceğini ve hakkını orada arayacağını vurgulayan Çikiç, "Aslında bize uygulanan işkence ve bu tür davalar Sancak topraklarında ilk ve tek suç değildir. Hükümetin Sancak'taki Boşnaklara karşı tutumunu sorgulamak gerekir" diye konuştu.

(Ajanslar)